Minnet ve Saygı

SİYAH BEYAZ HATIRALAR
Cevat Yılmaz  ·   · 

- "Bu insanlara minnet ve saygı duyulmalı değil mi!?".
- "Neden minnet duyacakmışım ki, köy benim, arazı dedemden kalma tapulu arazim, kim ne yapmış ki?".
- "Evet ama biz uzun yıllar bu köye ilk defa geldik, evimizi onardık rahatça yaşayacağız".
- "Evet hakkımız zaten".
- "Hakkımız tabii, ama hiç düşündün mü?, biz burayı terk ettiğimizde burada ne elektrik vardı, ne şu direkler, nede kablolar, ne dağlardan gelen sular, ne evlerin içinde akan musluklar, nede kapımıza kadar gelen araba yolları".
- ........
- "Düşünsene bunlar yok ve bu hizmetleri köye getirme mücadelesini şimdi biz vereceğiz.
Yolun geçtiği her arazi sahibini yalvar yakar ikna edeceğiz, yalvaracağız, vermemek için elli dereden su getirecek.
Birinin bahçesine bir direk dikmeye kalkacağız, adam iki karış yer için bize kıçını öptürecek.
Üstten geçen elektrik ve telefon kablolarına bile izin almak zorunda olacağız".
- ..........
- "Sadece bunlar olsa iyi".
- "Daha da mı var?".
- "Var elbette.
Bütün bu hizmetleri alabilmek için harcanan paraları bir düşün, verilen mücadeleyi bir düşün, Devlet dairelerindeki sıkıntıları bir düşün, bu insanların bu işlere verdiği maddi ve manevi desteği bir düşün".
- "......."
- "Sadece kilometrelerce uzaktan gelip kapımıza akan suyun, imkansızlıktan kanalının kazmayla elle kazılmasını bir düşün, köy muhtarlarının bu uğurda verdiği büyük mücadele ve adanmışlığı düşün, muhtarların ve köylünün bu uğurda çektikleri sıkıntıları ve yokluk içinde verdikleri mücadele kesinlikle takdiri hah ediyor".
- "Tamam yeter haklısın galiba, evet ben bu açıdan hiç düşünmemiştim, doğru bu insanlar saygı duyulmayı ve hayırla yad edilmeyi fazlasıyla hak ediyor".
- "Evet ediyor".
Öylesine bir yazı işte.
Hayırlı günler dileriz..

  yorumlardan..

Cengiz Yılmaz
Aferin kardeşim sana çok güzel bir konuyu dile getirmişsin güzel de anlatmışsın mevzuyu çok zor şartlar daha geldi o yollar o elektrik direklerini insanlar ormanlara dağlara taşlara dikti sırtlarında çimento beton çakıl taşıdı. O köprüler yollar nasıl ne çilelere yapıldı, dağlardan sular çok zor şartlarda getirdi gerçekten, aleva Silva yolu yapılırken dedemin ne çabalar verdiğini valinin kapısının önünde günlerce gecelerce yattığını dozeri aldı ama mazotu cebinden aldı dozerli selamet vardı selametin parasını da cebinden ödedi köylü de yardım etti dinamit devletten ama kayaları delmek patlatmak bizden çok dinamit delili delmişim kayalara balyoz sallamışım tabii benim büyüklerim çok daha fazla çalışmışlar Allah hepsinden razı olsun Allah hepsine mekanını cennet etsin çok büyük emekler çok büyük mesailer çok büyük uğraşılar anlatılmaz yaşamak lazım Bir de yol vermeyenlerle yola elektriğe karşı olanlarla yapılan mücadeleler de var milletin orasını burasını öpe öpe yapıldı o o yollar o telefon elektrik direkleri hey gidi günler hey anlatsam roman olur herhalde..

Adnan Yilmaz
Köyde büyümedim ama amcaoğlu Orhandan çok dinledim o zorluklarla yapılanları.Uzun yıllar sonra doğduğum köyüme ilk gelişimizi hatırlıyorum, bindiğimiz cip bizi Raşot yoluna götürdü,ilk önce bavullarımızı tele yükledik,taşla tele vurdu babam bavullar telle gitti,biz biraz daha Haytef tarafına doğru yürüyüp patikadan dereye indik,derenin üstünde üstü düzlenmiş bir uzun ağaç köprü niyetine,kenarına dallar çakılı tutunalım diye,oradan karşıya geç sonra bir hayli dik ve uzun bir patikadan sağa sola döne döne dedemin evine ulaş.Akşam oldu elektrik yok,iki Likmen odalara,Lüks lambası tömele başında,dedem baş köşede.Aradan birkaç gün geçti,çok sert yağmur yağdı falan,dereye indik balık tutmaya ve yüzmeye aynı patikadan , bir baktım köprü yok,sel gelmiş dere taşmış önünde ne varsa almış götürmüş.Düşünün 12 yaşına gelmiş ve Bursada büyümüş bir çocuk için bütün bu anlattıklarım nasıl bir tezat,bir yandan da fantastik.. Cevat'ın eline sağlık,okuyunca yazdıklarını bunları hatırladım hemen ve paylaşayım dedim..

24-06-2024