OLMADI BE BANDIRMASPOR!
"Büyük balık küçük balığı yuttu" deyip koskoca Bandırmaspor'u küçümsemek istemem, haksızlık olur bu.
Emperyalist acımasız düzen bize yine ayak bağı olup engel teşkil etti.
Elbet Bandırmaspor çok büyük, şehrimizin doğup büyüdüğümüz kentin biricik takımı...
Kulisimiz yok mu desem, vizyonumuz yok mu desem, egemen güçler bizi ezip öğütüyor mu desem, ne desem bilemedim!
Gole giden Erhan'ı indiren son adama hakem niye sarı kart gösterdi çözemedim?
Dünyanın her yerinde bu pozisyon "kırmızı kart" olmuyor mu?
Son dakikada yediğimiz ofsayt golle elenmek beni ve tüm arkadaşlarımı ziyadesiyle üzdü, moraller sıfır...
Direkten dönen şutumuz var.
Kaleciyle karşı karşıya kaçan pozisyonlar var.
Müthiş, organize olan 90 dakika susmayan başta Özgün Eren ve Yiğit Gürbüz olmak üzere tüm kardeşlerimi öpüyor ve geçmiş olsun deyip klasik bir cümle olan "önümüzdeki maçlara ve yıllara bakacağız" diyorum...
Lâkin; hiçbir şey istediğim gibi gitmiyor!
Bi uğursuzluk, şanssızlık var üzerimde...
Gürül gürül akan çeşme, ben gidince kuruyor!
"Maşallah" dediğim çocuk 6 ay sonra hastalanıyor!
Elimi sürdüğüm yemyeşil dal, solup kuruyor!
Tam oynamak için piste çıkıyorum, davul patlıyor!
O derece yani...
Cenabette değilim üstelik!
Paso abdestli dolaşıyorum ama çözemedim ben bu durumu! :(
Uzaklaşayım diyorum herşeyden, inzivaya çekileyim, köyümden dışarıya adım atmayayım, hatta feyzbuk sayfamı bile kapatıp kabuğuma çekileyim!
Bilemedim, bilmiyorum...
Yalnız 80. dakikada "gol yiycez galiba" diyen uğursuz Soner Gürbüz'ü esefle kınıyorum! ;)
Forza BANDIRMASPOR!
Herşeye rağmen seviyoruz be abi