DÖVİZ KURLARINDAKİ VE GRAM ALTINDAKİ ÖNLENEMEZ YÜKSELİŞ
SamuelBeckett’ın“Godot’yu beklerken”tiyatral öyküsünde olduğu gibi, bir kurtarıcı bekler duruma düştük. 2. Dünya Savaşı’nın yıkıntılarının ardından, 1949 yılında yazılmış bu oyunda godot; god (tanrı) ve iyot (aptal) kelimelerini birleştirerek uydurulmuş bir kavram olmakla birlikte, bir umudu temsil ediyordu. Oyundaki insanlar, bilinmeyen bir kurtarıcı gelecek diye beklenti içindedirler. Bizler de bugün ekranların başında bekleşirken, artışların sürekliliğini takip ederken, “god”a gönderme yapsak bile esas takip ettiğimiz “gold”daki(altın) ve ona bağımlı hareket eden döviz kurlarıydı. Gold, evrensel eşdeğer olması hasebiyle merkez konumunu kaybetmeden, TL karşısında yükselişini sürdürüyordu. Altının uydusu gibi olan diğer konvertibl para birimleri, dolar, avro vb. altınla birlikte sürekli artıyordu. Kısacası, kâbus gibi bir gün yaşadık…
Yaşadık ve bitti demek mümkün müdür?
Kurlardaki bu artışın, önümüzdeki günlerde ekonomiye yansıması nasıl olacak? Enflasyon, 3 haneli rakamlara ne zaman sıçrayacak? Metaların üretim ve dolaşım bağlantısı kopacak mı? Un fiyatlarındaki artış, elektrik fiyatlarındaki artış, petrol fiyatlarındaki artış, doğalgaz ve likit gaz fiyatlarındaki artış, ekmeğin fiyatını 4 tl’ye çekecek mi?
24-11-2021
Gelir dağılımındaki adaletsizlik, zaten olağan üstü büyüktü, görünen o ki bundan sonra zengin- fakir farkıiyice kapanmaz şekilde açılacaktır… Toplum; sarayda oturanlar ve kulübede oturanlar; otomobil sahibi olanlar ile toplu taşıma araçlarına tıkılanlar; geçimini sağlayabilmek için üretenler ile üretmeyenler, ne bulduysa tüketenler diye ayrışacaktır.
Üzgünüm,
Üzgünüz,
Üzgünler mi? Emin değilim doğrusu…