Palamut avcılığı Bandırma’nın her döneminde ayrı bir ritüel olarak hatırlanır .
Vasfi Şensözen 1920’li yıllarda palamut avcılığı ile ilgili bizlere şu ilginç bilgileri aktarıyor:

Bandırma1925 / 1926 Mendirek içinde demirlemiş çektirmeler ve önde görülen palamut avcılığında kullanılan” Piyade ” kayık.
Eskiden radar yok. gece balığa çıkıldığında kayığın orta direğine üste özel yapılmış bir oturak kısma işten anlayan sinyalci oturur.kayık giderken sürekli denize bakardı. Deniz içinde ay ışığında yansıyan palamut balığının sudaki şavkımasını görünce aşağıya işaret edip bağırır ve gösterdiği yönde ağlar atılırdı.
Piyade kayık. Çift , dört ,altı kürekli olabilir. Bandırma körfezinde Palamut avcılığında kullanılmıştır…Kayık adı altında toplanan hafif, zarif şehir teknelerinin asıl temsilcisi, bu taşıt olsa gerekir.
Yani kayık denince, akla piyadenin gelmesi beklenir. Kayıtlarda Piyade kelimesine en erken rastlanan tarih 1681 senesidir. Bu tarihte kayıkların ücretlerine dair bir belgedeki sıralamada kayık isimleri listesinde piyade ismi yazmaktadır.

Bir zamanlar sadece marmara ve Boğaziçi’nde kullanıldığı bilinse de, XVII. asır sonları ile XVIII. Arasında Fırat nehri üzerinde yapılan taşımacılıkta kullanılan araçlar arasında piyade ismi de zikredilmektedir. XVIII asırla birlikte rağbet bulan piyadeler son döneme kadar varlıklarını muhafaza etmişler ancak, sandalların çoğalmaya başlaması ve tercih olunmasıyla yavaş, yavaş ortadan kalkmışlardır.
1910 tarihli bir nizamnamede “Piyade tabir olunan yük kayıklarının” ibaresi geçmekte ve artık piyadenin XIX. Asırda zarafet simgesi konumundan yük kayığı konumuna düştüğü gösterilmektedir. Halk arasında piyade kayıkları, hanımiğnesi veya yalandili olarak ta anılmakta idi.
17-10-2025. Edit: Sebahattin Pravadılı