Çocukken dedemlerle İstanbul Sultanahmet Cezaevi’nin bulunduğu sokakta otururduk. 2 katlı Cumhuriyet mimarisi kagir bir evdi. İçinde incir ve erik ağacı da olan bir arka bahçesi vardı.. Ve bizim bahçeyle arka evin bahçesini ayıran yıkık duvarın arkasında cephesi kararmış ahşap metruk bir ev daha vardı. İkinci katın pencerelerinin camları kırıktı. Sanırım bir tane vardı kırık olmayan . Onu da ben kırdım. Bir kaç atıştan sonra başardım bunu..
Bunu niçin yaptım hatırlamıyorum. Bütün çocukların böyle piçlikleri vardır sanırım. Belki de diğer pencerelerin kırık olması teşvik etmişti. Ancak çevremdeki ben yaş çocukların hemen hepsi böyleydi. Çok zalimdiler çok.
Yeter ki savunmasız güçsüz bi çocuk yakalamasınlar aşağı mahalleden Cankurtaran’dan Kadıga’dan. Vay haline.
Neyse ; kırık camlı metruk ev hikayesi değil bu.
Kırık Camlı Pencereler Sendromu .
Ülke kan ve ateş gölü içinde . İnsanlar şaşkın ve duygusuz.
Olan bitenleri şaşkınlıkla korkuyla izliyoruz . 7 Haziran 2015 seçimlerinden bu yana kronolojik olarak patlayan bombalarla parçalanarak yaşamını yitirenler, bu toprağın çocukları, hemen hepsi proleteryadır.
Onlarca sayıda yaygın medya kulvarlarında sadece tek ses tek nefes. Güvenlik zaafını hissederek gidiyoruz.
*
“Kırık Pencereler Teorisi” George Kelling ve Catherine Coles ‘un isimlendirdiği ve ABD de özellikle New York ve Boston gibi metropollerde kontrol edilemez hale gelen suçların temelini analiz eden ve önerdiği çözümlerle başarısı kanıtlanan bir teori.
İddia şu;
Birkaç camı kırık olan bir bina düşünün. Eğer bu camlar tamir edilmezse, suça eğilimli insanlar, binanın diğer camlarını da kıracaklardır. Hatta binaya girip daha çok tahrip edeceklerdir. Hatta daha fazlasını yapacaklar yağma edeceklerdir. Kısaca vahşet vahşeti çağırır.
Canlı örneğini vereyim.
Tarihi Bandırma Pertevniyal Hastanesi’nin de dahil olduğu Bandırma Devlet Hastanesinin akıbetini hep birlikte izledik. Eski kaymakam Tuncay Sonel zamanında yapılan şikayet ve ihbarlardan usanmış pencerelerinden başlayarak musluklarına kadar git gide tek tek yağma edilen yeni binayı korumaktan usanmış yıktırmıştı. Yepyeni bir binadan söz ediyoruz hatırlayın. Pertevniyal kısmı ise yıkılamadı tabi ,tarihi, eser sonuçta ama şimdi orada mezbelelik olarak öylece duruyor.
Şimdi baktığımızda ülkemiz yoğun terör baskısı altında. Gösterişli Üniformalarıyla toplu olarak bekleyerek caydırıcı güç olmaktan çok canlı hedef olmak, teröristleri cezbeden bir arada bekleyen kalabalık polis kıtaları canlı hedef. Bunun yerine farklı yöntemlerle suç işleme eğilimlilerin alanlarının daraltılması için yöntemlerin devreye girmesi gerekiyor..
Çığır açan bir suç önleme teorisine dayanan ve KIRIK PENCERLER TEORİSİ adıyla yayınlanan bu pratik ve etkili kitabın ülkemizde yayınlanıp yayınlanmadığını bilmiyorum yabancı makalelerde okudum ancak vatandaşların,esnafın, işletme sahiplerinin ve polisin ; toplumun güvenliğini sağlamak için eş güdümlü nasıl çalışabileceğine dair önerileriyle bayağı ses getirdi . Emniyet teşkilatımızın duyduğundan şüpheliyim .
Komunist rejimden henüz yeni çıkmış olduğu yıllarda Polonya’ya Ortak Mehmet Beyaz’la bir ziyaretimiz olmuştu. Komunizmden sonra yağma niyetine özelleştirilen yerlere bakmaya gitmiştik Torun kenti dönüşünde bizi davet ettiren Temel Hekimoğlu’nun amcasıyla birlikte Varşova’da bir gece kulübüne gittik. Devasa bir mekandı kalabalık tıklım tıklım kadın erkek gençler eğleniyor,metrelerce uzun barda yer yok. Ama ne girişte ne dışarda ortalıkta güvenlikçi yok polis yok !. Nasıl yani dedim kendi kendime . Rehberimize sordum. “Bu uçuk kalabalığın güvenliği nasıl sağlanır nerde güvenlikçiler polis falan yok hiçbir yerde” dedim.
“Yok mu, sen öyle san” dedi ve bana gizli gizli özel güvenlikçilerin nerde durduğunu kimler olduğunu tek tek gösterdi. Ama hiçbiri aleni gözükmüyordu. Çok caydırıcı tipleri vardı.
Bunu bilen misafirlerin arıza çıkarmaya niyetleneceklerini sanmıyorum.
Amerika’nın önde gelen kriminologlarından biri olan George Kelling,in önerilerini içeren suç işleme eğilimlerini önlemeye yönelik etkili bir tespit . New York ,Boston, Seattle kamu parklarına ,Metro gibi kamu alanlarında başarısını pratikte kanıtladı. Burada, Kelling kentsel antropolog olarak ve aynı zamanda eşi olan avukat Catherine Coles,le birlikte oluşturdukları teziyle kamusal alanlarda suç içeren davranışları kontrol ederek, ciddi suçların gelişemeyeceği ortamlar oluşturulabileceğini ıspatlamış oldular.
Sonuç olarak Türkiye’de özellikle kadınlara ve çocuklara yönelik istismar suçlarına 911 Polis Acil hattı gibi herhangi bir suç teşebbüsü veya olay gerçekleştiğinde müdahaleye hazır ekipler yerine, suçların genelde oluştuğu alanlarda uygun yöntemlerle kontrollü bir çabanın varlığının göz önüne konulması ,suça eğilimli kişilerin de kendilerine göre suç için özgür alan üretemeyecektir. Kesin yakalanacağını bilen suçu işlemez.
Kamuya ait ortamlarda ortak kullanım alanlarında parklarda meydanlarda iyi niyetle yapılan onlarca güzel projenin toplumsal aidiyet hissetmeyen insanlarımızca ilkel barbar yöntemlerle nasıl kısa sürede kullanılamaz hale getirildiklerini paramparça edildiğini sürekli şikayet ederek üzülerek izlemekten usandık. Artık can acıtma zamanı.
MEHMET LEVENTOĞLU – BANDIRMA
2017-01-06 00:44:56 +0200 tarihinde yayınlanan yazıdır
KONUYLA İLGİLİ OLARAK BKNZ
,James Q. Wilson, “Foreword” in George Kelling and Catherine Coles, Fixing Broken Windows (New York: The Free Press, 1996)
https://en.wikipedia.org/wiki/Broken_windows_theory
, p. xv.https://fee.org/articles/liberty-property-and-crime/