SİSTEM Mİ? İNSAN MI?

SİSTEM Mİ? İNSAN MI?

Geçen cumartesi,

PARLAMENTER DEMOKRATİK CUMHURİYETİMİZİN

93. Yıl kutlamasını gerçekleştirdik.

Belki de, son defa…

Neden mi?

Çünkü Ülkemiz gündeminde başkanlık ve anayasa değişikliği var.

Gazeteler yazıyor, “uzmanlar” konuşuyor ama ortada bir taslak yok.

Anayasada kaç maddenin değişeceğini,

Başkanlık mı?

Yarı başkanlık mı?

Türk tipi başkanlık mı?

Partili cumhurbaşkanlığı mı? Olacak, bilemiyoruz…

*

Geliniz, ‘Onlar’ bize soruncaya kadar biz dünya devletlerinin yönetim şekillerine bir bakalım:

Monarşi, bildiğimiz krallık, kraliçelik, padişahlık.

Çeşitleri var:

Mutlak monarşi diyorlar;

Suudi Arabistan,

Katar,

Umman gibi…

*

Parlamenter monarşi diyorlar;

İngiltere,

Belçika,

Kanada,

Danimarka,

Norveç,

Hollanda gibi…

*

Anayasal monarşi diyorlar;

Bahreyn,

Ürdün,

Birleşik Arap Emirlikleri gibi…

*

Cumhuriyet rejimlerinde, halk kendi kendini yönetiyor.

Ama çeşit çeşit…

Cumhuriyet var, başkanlık sistemli;

ABD,

Arjantin,

Kongo,

Zambiya gibi…

*

Cumhuriyet var, yarı başkanlık sistemli;

Fransa,

Gürcistan,

Ukrayna gibi…

*

Cumhuriyet var, parlamenter demokrasi sistemli;

İtalya,

Avusturya,

Almanya,

Türkiye gibi…

*

Cumhuriyet var, tek parti egemenliğinde;

Çin,

Vietnam,

Küba gibi…

*

Cumhuriyet var din kuralları egemenliğinde,

İran gibi…

**

Demokrasinin halk tarafından siyasi denetimin yapılması olduğunu,

“Halk’ın” bu siyasi denetim yetkisini parlamentolar aracılığı ile kullandığını hatırlayalım,

MONARŞİLERE ve CUMHURİYETLERE bir daha bakalım.

Öyle parlamenter monarşiler var ki, cumhuriyet gibi…

Görebiliriz:

Ülke kimle ve hangi sistemle yönetilirse yönetilsin iktidarda EĞİTİM oluyor.

Eğitimli halktan,

Ahlak

Vicdan

Adalet

Namus

Akıl

Kanaat sahibi insanların iş başında olması çok şeyi değiştiriyor.

Öyle toplumlar var ki,

Ahlaktan “A”,

Vicdandan “V”,

Adaletten “A”,

Namustan “N”,

Akıldan “A”,

Kannatkarlıktan”K” yı birleştiriyor,

bu özellikleri taşıyanlara AVANAK diyorlar.

Bakınız:

-AVM de çatı çöktüğünde ve 54 kişi öldüğünde,

‘Benim sorumluluğum var’ diyen

Letonya Başbakanı Valdis Dombrovskis,

-Koluna taktığı saatin bir ihale ile bağlantısı ortaya çıktığında,

İtalya Altyapı ve Ulaştırma Bakanı Maurizio Lupi,

-Söz verdiği yaşlılık maaşını uygulamaya geçiremeyen,

Güney Kore Sağlık ve Refah Bakanı Jin Yong,

-Kamu malını kötüye kullanmakla suçlanan,

Fransa İletişim Bakanı Alain Carignon,

-Ülkesindeki elektrik faturalarının kabarık gelmesi üzerine,

Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov, görevlerinden istifa ettiler.

Elbette,

“Bu nedenlerle istifa edilir mi?

Ya hu bunlar avanak mı?” diyenler olmuştur.

*

Bir soru ile bitirelim.

Önemli olan, sistem midir; insan mıdır?

SÜHA ORAL BANDIRMA