Şok Mağlubiyet.

Sırası geldikçe hep yazmışımdır.

Mağlup olmayan takım yoktur. Ama mağlubiyetin de bir "özelliği" olmalıydı… Sen ilk yarı adeta tek kale oyna, şansına 2 penaltıdan 2 gol at….Sonra şansına bir penaltı daha kazan ama onu da gole tahvil edeme…
İkinci yarıda da ilk yarıdaki oyundan eser yok…Savunma oyuncuları kendi yarı sahasında hem de 18’e yakın yerde al gülüm-ver gülüm topu gezdirince…Adanaspor bu hatamızı çok yerinde müdahaleyle değerlendirince  Bandırmaspor'da kaşla göz arasında kalesinde 3 gol birden görüverdi…
İyi de bir kısım taraftarın da mağlubiyet de az olsa kusuru yok muydu?
Skor 2-3’den sonra maçın bitmesine daha 30 dakika olmasına rağmen oyuncuları ıslıklamak, toplu halde küfürler savurmak yakışıyor mu?
Oyuncunun zaten 3 golden sonra morali bozulmuş üstüne bir de bir kısım taraftar tepkisi olunca sen ol da, gel de normal futbolunu oyna!

Her mağlubiyetten sonra teknik direktör değiştirmek de sanıyorum Bandırmaspor'un geleneğinde olmayan işler.
Bandırmaspor’dan başka bir takım hatırlamıyorum. Daha 3 gün önce deplasmanda Ankara Keçiören’e 3 gol atıp 3-1 galip gelen ayni Bandırmaspor, ayni hoca değil miydi?
Bandırmaspor ilk yarıya çok istekli ve çok hızlı bir oyun temposuyla Adanaspor’u adeta sahasına hapsetmişti. Kalecimize bile çok az top gelmişti. İşte bu sık sık Adanaspor kalesine geldiğimiz sırada penaltıdan
attığımız 2 gol ile soyunma odasına rahat gittik.
İkinci yarının başlarında da şans yine Bandırmaspor’da idi. Kazanılan 3.cü penaltı bu kez değerlendirilmeyince oyunun şekli birden değişti.
Bandırmaspor adeta frene basılmış gibi durdu.! Adanaspor ise birden canlandı!. 2-0’ın üstüne de yatamayınca savunma oyuncularının da büyük hataları sonunda art arda golleri kalesinde gördü.
Neydi o benim hata dediğim pozisyonlar. Kalemiz önlerine yakın yerlerde topu ileriye taşıyacaklarına yan paslarla top gezdirdiler ama tabi aslında gezdiremediler!. 

Ve topu kaptırınca olanlar oldu: 2-3
Ki, Bandırmaspor 2-0 dan sonra ikinci yarıda daha fazla oyuncuyla savunmasına önem verseydi o golleri kalesinde görmeyebilirdi.

25-12-2023/ERDEM ÖZCAN