Susurluk ve Şeker!

SUSURLUK ve ŞEKER !

Susurluk  Şeker Fab’nda yapılan PANCAR EKİN! konulu bir toplantıya katıldım.
Susurluk Şeker Fabrikamız 1955 te kurulmuş. Susurluk’ta ki arkadaşım Sedat  ÇIKRIKÇIOĞLU’nun babası, Rifat amcamızın ( O tarihte D.P Daimi İl Genel Meclis Üyesi) Celal BAYAR ve A.Menderes’e yaptığı yazışmaları, adeta yalvar yakarları, Balıkesir de C.B Celal BAYAR’ın koluna girerek, ‘ n’oldu bizim şeker fabrikamız ? ‘  şeklindeki ısrarları ve istekleri ile kurulduğunu, genel müdürümüz de, itiraf etti. Allah rahmet etsin, Rıfat amcayı bende severdim ve o da beni severdi...Anılmasına, ahde vefa olarak ben de sevindim. Keşke, oğlu da toplantıya çağrılsa ve babası adına bir plaketle taltif edilseydi, daha kalıcı olurdu...

Ben de o yılların, Sultançayır Köyünde şeker pancarı ekicisi olan, bir babanın oğluydum ve Şeker Fabrikasında da, gerek muvvakat ve gerekse kadrolu işçi ( SUSURLUK-KÜTAHYA-ILGIN) olarak çalışmıştım ve 12 Eylül 1980’de de, kadrolu olarak atılan, nadir işçilerinden biriydim. Ayrıca da, Susurluk Şeker Fabrikasında bazı taşeronluk ve müteahhitlik hizmetlerim oldu. Bandırma Limanından yurtdışına ihraç edilen son şekerleri 2001 olabilir..., gemilere yükleyen, firmanın sahibiydim...Artık, şeker ihraç eden değil, ithal eden bir ülkeyiz !
Aslında toprağım olan Susurluk’a, 31 Mart yerel seçimlerinden beri gidemediğim, Mahalle arkadaşım ve emekli subay olan IYI Partili SUSURLUK Belediye Başkanımız Nurettin GÜNEY’i, geç de olsa kutlamak ve makamında ziyaret için... Balıkesir B.Şehir ve Bandırma Belediye Meclis üyesi Basri Ersan KIRBAŞ ile, birlikte gitmiştim. ( Daha sonra tekrar gidecem ve Başkanımın hizmetlerini yerinde görüp, SUSURLUK’u tekrar yazacam.)
Başkanın daveti üzerine de, Şeker Fabrikasındaki toplantıya... birlikte gittik.

Ramazan NARİN, Nurettin GÜNEY, Basri Ersan KIRBAŞ
Şeker
Şeker Fabrikası Müdürü ve T.Ş.F.A.Ş Genel Müdürü, kapıda karşıladılar. Toplantıya Susurluk Kaymakamı Osman ATEŞ, Belediye Başkanı Nurettin GÜNEY, AKP Susurluk İlçe Başkanı, mahalle muhtarları ve  Pancar Kooperatifi Başkanı Celal BANGÜR ve Pancar üreticileri de katılmıştı.

ŞEKER FABRİKASINDA İKNA TOPLANTISI...28/01/2020
Pancar ekicilerine verilen kotanın bu yıl 200.000 ton olduğu, geçtiğimiz yıl bu kotanın ancak 70.000 tonunun kullanıldığını, münavebeli bitki olan pancarın ekicilerinden bu yıl kotayı doldurmaları yolunda gayretleri istendi. Hatta, faizsiz gübre desteği ile, pancardaki POLAR ın 12 ye kadar düşürüldüğü, daha yüksek polarlı 16-17 gb üretime, teşvik fiyat artışları verileceği, Susurluk ve çevresindeki pancar veriminin, dönümde 11-12 ton olabildiği, avans fiyatının şimdilik 300 TL/TON olduğu falan söylendi. Hayvan üreticilerinin de, silaj yerine küspeye dönmeleri konusunda, öneriler sunuldu. 
Ben CARGİL in durumunu ve nişasta bazlı kansorejen tatlandırıcı ithalatı konusunu sorunca da, sayın Cumhurbaşkanının %15 lerde olan tatlandırıcı kullanımının, artık %2,5 a kadar düşürülmesi talimatını verdiğini, yani şeker pancarı ve şeker üretimine geri dönüldüğünü söylediler ki... Dinledikçe, SUSURLUK ŞEKER FABRİKASININ geleceği hakkındaki, ümitlerim arttı ne yalan ! Şeker Pancarına dönüyoruz mu ? 
Toplantıda, konuşmacıları dinleyen pancar üretici adayları, taahhüt vermek konusunda karamsardılar ve karamsarlıklarını kaldıracak teşvik ve fiyat konusunda da, önemli bir müjdeyi duymadılar. Sadece, pancarın münavebeli bitki olması ile, 1 yıl pancar eken kişilerin, aynı tarlaya gelecek yıl domates veya buğday-ayçiçeği ekmeleri halinde, yüksek verime kavuşacakları konusunda bir ziraat mühendisi... açıklamalarda bulundu. 
Çiftçiler tatmin oldu mu ? Bence, olmadı tabii !
Hepimiz biliyoruz ki ; 2000 yılında İMF nin talimatları doğrultusunda,  B.ECEVİT-M.YILMAZ- D.BAHÇELİ ANASOL-M Hükümeti zamanında, Türkiye’deki Şeker Fabrikaları özelleştirme ve satış sürecine alınmıştı. 2002 yılında işbaşına gelen AKP ve R.Tayyip ERDOĞAN Hükümetleri de, bu süreci aynen devam ettirmiş ve sadece elde kalan ve TÜRK ŞEKER e bağlı  çalışan 15 adet Şeker Fabrikasının satışlarının, 2023 yılına kadar uzatıldığı duyurulmuştu. Özelleştirilen şeker fabrikalarından da... eski şeker üretimlerini alamayan hükümetler döneminde de ;  28 Ocak 2004 tarihinde, dönemin ABD Başkanı BUSH a AKP Hükümetinin verdiği sözler doğrultusunda, CARGİLL isimli tatlandırıcılı şeker üreticisi firmaya, bazı imtiyazlar tanınmıştı. 
Bu imtiyazlara ve teşviklere ve şirkete yapılan ön açmalara, TARIM ve ŞEKER Kapitülasyonları da diyebiliriz...Şeker Pancar üretimini bilerek kısıtlayan ve kotalara boğan hükümetler, Şeker üretimini de düşürmüşler ve şeker bazlı nişasta, glikoz, frigtoz, mısır şekeri ve ithal tatlandırılar... hayatımıza girmişti. Marketlerden aldığımız toz ve kesme şekerler bile, şeker pancarından üretilenler olmamaya başlamıştı.  Şimdi de, Amerika Birleşik Devletler Başkanı TRUMP, Cargill üzerinden şeker sanayimizin yok edilmesi ve şeker pancarı ekiminden vazgeçmemiz yolunda çalışmalarını ve baskılarını, elbette ki sürdürüyor. 
Ben de, C.Başkanlığı hükümet sistemi ve tek adam yönetimi adına sayın Cumhurbaşkanının talimatları doğrultusunda konuşan genel müdürümüze ;  işbu özelleştirmeler konusunu sordum. Bugün için, gündemimizde bu yok... özelleştirme istemiyorsanız, bu sene bizim istediğimiz pancarı ekiverin falan dedi doğal olarak... Fabrikamız günde 7.000 ton pancar işleme kapasitesine sahip ve kampanya sezonunda 100 gün çalışsa 700.000 ton şeker pancarı işleyebilecek bir kapasitesi var. Bunun 200.000 tonunu istiyor sayın hükümet ve Türk Şeker A.Ş sözcümüz.../sözcülerimiz !

SUSURLUK ŞEKER FABRİKASI
Ben, Cargill’i, tadlandırcı olayını ve Şeker Fabrikalarının satışı konusundaki, bilgilerini sordum yetkililere sadece ve kapalı cevaplarını da aldım. Susurluk’taki gazeteci arkadaşlar, nedense, toplantıya  soru katmadılar. 
AKP Hükümetleri ; bence 2004 yılından beri uyguladıkları antişeker politikalarından, asla vazgeçmediler, Amerika’ya ve İMF ye ve AB ye verdikleri sözlerinin arkasındalar. Ama, son kalan 15 şeker fabrikası ile, pazarlıklarını sürdürmek istiyorlar. Çünkü satacak, başka şeylerimiz de, pek kalmadı ne yalan. Yani ; Türkiye, en sağlıklı şeker olan şeker pancarı üretiminden, toprağı çok uygun olsa da vazgeçecek ve emperyallerin istediği kansorejen de olsa, sağlığımıza aykırı da olsa... CARGİLL Şirketinin veya Amerika’daki şirketlerin TATLANDIRICILARINI, almaya devam edecek. Ama, bilmediğimiz başka pazarlıkların sürdürülebilinmesi için sanırım, bu yıl Susurluk ŞEKER FABRİKASINDAN 200.000 TON Pancarı, işlemesini istiyorlar. Ama çiftçilere cazip ve teşvik edici teklifler de sunamadıkları için, Susurluk’tan değil Konya dahil çevre il ve ilçelerden aldıkları pancarları, Susurluk’ta işleyecekler.
Çünkü ; eğer sadece Susurluk un 200.000 ton pancar ekmesi istenilse önce siyasiler bütün köylere seferber olmalı ve köylüyü ikna etmeli değil mi ? 20.000 dönüm pancar ekim tarlamız var mı Susurluk’ta bilmiyorum ! Ama gerek AKP ve gerekse MHP iktidar siyasilerinin, üreticilere bunun çalışmasını yaptıklarını hiç duymadım. Onlar, reislerinin söylediklerini dinleyip, partilerinde keyf kebap oturuyorlar. Reisleri EKİN ! derse ekimi seyredecekler, EKMEYİN ! derse, yasağı savunup, belki o zaman köylere çıkıp, domates ekin buğday ekin falan diyecekler...
Açıkçası ben tatmin olmadım. Üreticiler de tatmin olacak ki, gübre fiyatlarını sordular, küspe fiyatlarını sordular, polar arttırıcı gübreyi bile bilmediklerini itiraf ettiler. ÜRE mi, Fosfat mı, Nitrat mı ? Bilmiyorlar ve sordular...Nakliyesi hariç (üretici fabrikaya kendisi getirecek) 300/TL/TON fiyat, üreticiye ümit vermedi... Üreticiye ümit vermeyenler sadece tehdit verdiler. Fabrikanız kapatılabilir, satılabilir özel sektöre geçebilir mesajını verdiler.
Susurluklu bir vatandaş olarak, bende köylülerim gibi fabrikamızın kapanmasını veya satılmasını, elbette istemem. Ama vahşi bir kapitalist düzeni yaratan sayın hükümetimiz, çiftçinin yaşamını sürdürebilmesi için, çiftçi ;  mazotu neyle alacak, işçi ve gübre parasını nasıl karşılayacak ve 10 dönüm tarlasından alacağı 30 bin liranın, ne kadarı ona kalacak ? Bilmiyor... Mühendis getirmişler, şeker pancarı şöyle ekilir, şöyle hasat edilir dersini verdi orada da, bir de bir ekonomist getirseydiler arkadaş...nakliye hariç 300 TL/TON ile üretici çitçi, işin altından nasıl kalkacak ? Pancarın, münavebeli bitki olmasını rüşvet olarak sunuyorlar nedense. Münavebe nedeni siz değilsiniz, pancarın kendisi be arkadaş !  Bu sene pancar ekin, seneye ekmeyin veya ekmeyebilirsiniz falan... Seneye ne olacak peki ? 
Ben önümüzdeki seneye kadar erken seçim ihtimalini de gördüğümden, bugünkü hükümetin veya hükümet de demeyelim, işbu genel müdürlere talimat veren sayın Cumhurbaşkanımızın imzası ve talimatıyla, Şeker Fabrikalarının da, satışa çıkarılacağını düşünüyorum. Yani bu sene 200.000 ton verirsek, bilmediğimiz pazarlıklar için, sayın Hükümetimizin elini güçlendireceğiz o kadar !  AKP ye oy verenlerin, mutlaka pancar ekmesi gerekir yani.  
Çiftçilikten pek anlamam...O yüzden, PANCAR EKİN ! Talimatının karşılığını, hemşehrilerim verecek. Ben bir Türk ve Susurluk milliyetçisi olarak, o fabrikanın, Susurluk un son kozu olduğunu düşündüğümden, fabrikanın kalmasını istiyor ve bekliyorum o kadar..! 
CARGİLLden bilgi vereyim de, ben karamsarsam, siz nedenini belki anlarsınız. 
CARGİLİN ŞEKER GİBİ TATLI ÖYKÜSÜDÜR ; Cargil’in Bursa Orhangazi de kurmuş olduğu fabrika, birinci derecede tarım arazisi olduğu için firma aleyhine açılan dört dava vardı. Bu hukuki süreç yüzünden Cargill şeker bazlı üretim yapamaz hale gelmişti. Cargil bulunduğu arazinin birinci derecede tarım arazisi statüsünden çıkartılarak, sanayi bölgesi ilan edilmesini ve böylece açılan dört davanın düşürülmesini istiyordu. Bizim hükümet yetkilileri Cargill’in bu talebini uygun bulmuş olmalı ki,  Orhangazi fabrikasında Mısırdan frigtoz veya mısır şekeri diye adlandırılan tatlandırıcı üretimine yol verilmişti.
Daha sonra pancar üreticisini korumak amacıyla mısır şurubu üretimine %10’luk kota gündeme gelmişti. Ancak Cargill bu kotanın kaldırılmasını ve tam kapasite ile önündeki engellerin aşılmasını, bizim yetkililerden istemişti. ABD Başkanı Bush’un Cargill şirketi için Ankara’dan beklentilerinin büyük bir bölümü bu şekilde sessiz sedasız maalesef yerine getirilmiş. Muhalefet partileri de buna göz yummuştu. 
Kim bu Cargil Şirketi derseniz 1865 yılında kurulmuş. Şirket giderek büyümüş 2004 yılına gelindiğinde ( AKP yılları) 61 ülkede faaliyet gösterir hale gelmiş. Yıllık cirosuna gelince, 60 milyar dolar. 1960 yılından beri Türkiye ile ticari faaliyeti bulunmakta. 1986 yılında önce Pendik’te kurulu nişasta fabrikasını satın almış. 1997 yılında Bursa’nın Orhangazi ilçesinde mısır şurubu üretmek için, 90 milyon dolarlık bir fabrika kurmuş. Adapazarı’nın ilçesi Hendek’te, fındık işletme tesisi var yurtdışına işlenmiş fındık da ihraç ediyor.
Türkiye’ye de, yurtdışından hububat, yem, ayçiçeği ve pamuk ithal ederek, bizim iç piyasamıza sürüyor.Komşumuz Karacabey de de varlığını sürdürüyor. Şeker tadlandırıcı sektörü onun elinde ve bu sektör, bizim üretimimizin yaklaşık %20 sini ele geçirmiş durumda... Ve ; Şeker fabrikalarının, durdurulmasında, satışa çıkarılmasında ve özelleştirilmesinin altında yatan gerçek hikaye, ŞEKER TADINDA HİKAYE bu olsa gerek.

29/01/2020 NOGAYTÜRK