Talmud

Talmud
upload.php?item=9762

Talmud kelimesi, “düşünmek” anlamına gelen “Lamud” kökünden gelir ve “Öğrenme” anlamı taşır. Bu kitap, yahudiler’in bilmeleri gereken her şeyi kapsar. İlk yazar olarak da Hz. Musa kabul edilir. İnanışa göre, Hz. Musa’ya, Sina tepesinde taş tabletlere kazılmış olarak (yazılı olarak) gönderilen 10 emir (Torah Sebikitab) dışında sözlü yasaların da bildirildiğine inanılmaktadır. Bu sözlü yasalara da Sebil Peh adı verilmektedir. Bu nedenle Hz. Musa’nın dağda çok uzun süre kaldığı sanılmaktadır. Hz. Musa bu sözlü yasayı Joshua’ya verir, Joshua 70 ihtiyara, ihtiyarlar peygamberlere, peygamberler de Büyük Havra’ya ulaştırırlar. Bilahare bazı rabbilere de ulaşır bu sözlü yasalar. Daha sonra bu sözlü yasaların Filistin’deki okullarda kutsal edebiyat dersleri olarak öğretildiği söylenmektedir. Yahudi Uleması’nın yorunları o süreçte yavaş yavaş belirmeye başlar.

İ.S. 2. Yüzyıl’da rabbi Jehuda, Yahudi halkının okuma düzeylerinin gerilediğini ve bu nedenle sözlü yasaların tedricen kaybolup unutulduğunu, Yahudilerin sağa sola dağıldığını, bu temelde sözlü yasaların testore ve muhafaza edilmesi gerektiğini söyler. Bütün listeleri ve şartları bir yerde toplar ve onlardan bir kitap oluşturur. Bu kitaba Sefer Misnayoth ya da Nisnaha Defterosis (İkincil Yasa ) adı verilir. Bu kitabı 6 ana bölümde toplar. Bu Talmud, halen kabul gören Talmud’dur.

Misnah, bütün Talmud’un en temel bölümüdür. Bu kitap bütün Yahudiler tarafından ve her yerde kabul görür. Konu başlığıyla ilgili olarak bir makale :

TALMUD
Makale : Salime Leyla Gürkan

Talmud “lmd” kökünden gelen “çalışma, öğrenme, öğreneJm” mânasındaİbranicebir kelimedir. Aynı kökten
tureyenetalmid(Ar. Jlmîz) “öğrenci” anlamındadır. Yahudi geleneğindeTevrat’ın yorumu olarak görülen Talmud hukukî, eJk, felseR-teolojik ve tarihî konular üzerine “rabbi/rabban” diye anılan yahudi din âlimleri tarafındanyapılmış (ms II-VI. yüzyıllar) tartışma ve yorumlardan meydana gelen öğrenetiyi ifade eder. Mişna ve Gemara adlıiki bölümden oluşur. Tanah’tan (Ahd-i A[k) sonra en kutsal yahudi metni kabul edilen Talmud, Tevrat ve diğer Ahd-i Atik [bölümleri üzerine tefsir mahiyesindeki Midraş metinleriyle birlikte Rabbânî edebiyatını teşkil eder

Sözlü gelenek veya yorum geleneği ilk defa, İkinci Mâbed döneminde (m.ö. II. yüzyıl) ortaya çıkan üç büyük Yahudi ara bölmeden, âlimlerin ağırlık olduğu ,Rabbânî Yahudiliğin gelenekleri Hata Ferîsîler tarafından
geliştirilirken Sadûkīler diye bilinen, daha alternatif din adamı (kohen)sınıfının oluşturulan grup tarafından
reddedilmiştir. İslâm döneminde (VIII-IX. yüzyıllar) günümüzde Irak’ta Talmud Yahudiliği’ne karşı bir mezhep sayfada ortaya çıkan, ancak kökeni çok daha önceye giden Karâîler, Tevrat’ın basit yorumunu kabul ederken Tevrat’ın lafzî manasını aşan yorum tekniğini ve bu tekniğe dayanarak Talmud’un vahiy ve otoritesine dayanarak
olma özelliği kabul etmemiş, bu anlamda sadece yazılı Tevrat’ı esas alıp Rabbânî Yahudilik’ten ayrılırYıl.
Rabbânî otoriteyi ve sözlük değişimini reddeden gruplara Talmud’da da atıf yapılmıştır.

TALMUD
Salıme Reyhan Gürkan

Rabbânî literatürde, Hz. Mûsâ’ya yazılı Tevrat’ın yanında onun tam manasını ortaya koymak üzere sözlü Tevrat’ın Rabbânî gelenekteki inanışa göre Tanrı,Sina Dağında Hz.Musa’ya yazılı Tevrat’ın (Tevrat sıra şebikhtav) yanı onun açıklama niteliğindeki sözlü Tevrat’ı da (Tevrat şebe’al pe) vermiş, bu Tevrat şifahî yoluyla Mûsâ’dan Yeşu’ya, vesilesiyle itibarİsrailoğulları’nın ileri gelenlerine (hakimler), peygamberlere, büyük meclis üyelerine, yazıcılara, nihayet yahudi din âlimlerine aktarıldı (Pirke Aboth, 1/1), milâ sonra III-VII. yıllar arasında bu âlimler tarafından Mişna, Toseca ve Talmud metinlerini oluşturacak biçiminde derlenmiştir.

Tevrat’ta Tanrı’nın Sînâ dağında Mûsâ’ya hitaben, “Taş levhaları ve yazdığım şeriat ve emirleri öğretmek için sana göstermek” ifadesinde diyordu
Emir, Tevrat kitabı, Mişna’da geçen (Çıkış, 24/12) “taş levhalar”, “şeriat”, “emirler” ve “öğretmek” lafızları sırasıyla ve Gemara şeklinde anlaşılmıştır (Berakoth, 5). Bu Ortodoks inanca karşılığı Ortodoks dışı yahudi ilim çevrelerinde ikili Tevrat resmi anlayışın, rakip din olarak yükselen Hırisyanlığın yahudilere yönelttiği kutsal yazısı Büyüklüğün tahrif etme suçlaması karşısında Talmud öğrenetisi içinde ortaya çıkmış bir mit olduğu ileri sürülmüştür (Neusner,Çağdaş Yahudi Dini Düşüncesi, S. 674-675).

Tevrat’ta yer alan bazı muğlak ve yerleştirilmiş olanların yahut Tevrat’ta yer
almadığı halde kendisine atıf yapılan parçaların açıklamalarının varlığına dikkat çekilmiştir

Bu geleneğin sözlü olarak aktarılması, Tevrat prensiplerinin yeni durum ve şartlara
uyarlanarak canlılığını ve gelişimini sürdürmeyi ihtiyacına açıklanmıştır. Geç Roma döneminde unutulma ve
kaybolma tehlikesine karşı yazının değiştirildiği sözlü Tevrat, Rabbânî gelenek taraUndan bir yandan ifade edildi
Getirdiği yeni kurallar ve açıklamalar yoluyla yanlış yorumlanma veya ihlâl edilme tehlikesine karşı yazılı Tevrat’ın
etrafında bir nevi koruyucu duvar görevi görmekte, diğer yandan açıklık görüşlere yer verilmesine neden olan Tevrat’ın var
olduğu kabul edilen henüz farklı yönde, yani çok anlamlı olduğunu ortaya koyuyor (Pirke Aboth, 1/1).
“Tekrarlanmış, ezberlenmiş, öğrenilmiş” mânasındaki Mişna, “tannaim” (tekrar okuyanlar) diye isimlendirilen ve Kudüs’te yaşayan ilk nesil hahamlara (ms I-II. yüzyıllar) dayandırılan hukukî öğrenetiyi ifade eder.

Tevrat’taki hukukî/şer’î hükümler (halakha) belli bir düzen çerçevesi anlaşılır ve sistemsel biçimde ele alan Mişna aynı zamanda yahudi hukukuna yönelik ilk kanunlaştırma faaliyetine karşılık gelir.

AlY ana bölüm ve altmış üç alt bölüm oluşur.
AlY ana bölüm Zeraim (dua, yememe ve ziraatla ilgili hükümler),
Moed (bayramlar),
Naşim (evlilik ve aile)
hayatıyla ile ilgili hükümler),
Nezikin (sivil ve cezaî hükümler),
Kodaşim (mâbed ve kurban ibadeJyle ilgili hükümler)
ve Tohorot’tur (ritüel temizlikle ilgili hükümler).

İlâve mânasındaki Toseca ise yine tannaime dayanmakla
birlikte Mişna’ya girmemiş farklı değişiklikleri içeren, Mişna’ya ilave mahiyetindeki öğrenetiyi ifade eder. Mişna ile aynı iç düzene sahip olan Toseca’da diğerinden farklı şekilde hahamların isimlerine, hukukî hükümlere ve menkıbevî bilgi verilir. Onun iki metni dili de İbrânîce’dir. Daha büyük otorite sayılan Mişna’nın III. yüzyılın başlarında Haham Yehuda ha-Nasi, Toseca’nın ise bundan bir veya iki asır sonra Haham Hiyya bar Abba ve talebesi Haham Oşaya tarafından derlendiği kabul edilir. Mişna’nın tek ciltliği, daha hacimli olan Toseca’nın ise altıciltlik İngilizce baskıları mevcuttur.

Mişna dışında kalan hukukî yapılan (baraytot) ve “amoraim” (konuşanlar) olarak adlandırılan ikinci nesil hahamlar (III-VI. yüzyıllar) tarafından Mişna ve baraytot hükümlerine yapılan değişiklikleri içeren öğretiye ise Gemara (tamamlama) adı verilir.

Mişna ve Gemara’nın birleşiminden oluşan geniş hacimli literatür ise Talmud diye isimlendirilir. Gemara
ve Talmud tabirleri genellikle birbirinin yerini alacak biçimde kullanılır. İbrânîce ve yerelÂrâmîcekarışımı olan
Talmud, ilgili Mişna hükmünün ardından bu hüküm üzerine amoraim taraUndan ortaya konan tarYşma ve
açıklamaları (Gemara) içerir. Mişna’dan farklı olarak Gemara sistematik bir yapıya sahip değildir, yani farklı ve kırılgandır görüşlere aynı anda yer verir ve tartışmalarını her zaman neticelendirmez. Ayrıca hem hukukî-praJk hem de felsefi-
teolojik ve tarihî-menkıbevî konuları ele alır. Esasen Talmud’da Mişna hükümlerinden hareketle, ama bu
hükümler aşılacak şekilde, söyleniş biçimi, kelime seçimi, tekrar ve sakatlık gibi nüanslardan hareketle hahamların Tevrat’taki her bir konu, pasaj veya esasla ilgili tartışma ve münazara toplantısı ortaya konmuş bir açıklama ve
görüşleriyle bu hükümlerin Tevrat’taki dayanakları yer alır. Bu öğreneti biriFilistin, bir hayvan Bâbil’de yaşayan amoraim
tarafından iki ayrı odada barındırıldığı için FilisJn Talmudu (Talmud Yeruşalmi veya Talmud Erets
İsrail) ve Bâbil Talmudu (Talmud Bavli) diye bilinen ve Mişna bölümleri, metot, içerik ve Ârâmîce dil açısından
iki ayrı Talmud koleksiyonu mevcuburundan oluşan detaylar. Bu koleksiyonların derlenme yerleri ve üyeleriyle her ikisi
Talmud’da ismi geçen hahamlar hakkında kesin bir bilgi yoktur.

400 yılı civarında derlendiği kabul edilen Filistin Talmudu, Kudüs’ün dağınık yer alan ve son Sanhedrin’in (büyük) Yahudi dinî mahkemesi) kayıtları yer olan Taberiye’deki (Galile) yahudi din âlimleri tarafından meydana gelir getirilmiştir. Bu Talmud’un İbrânîce’de Kudüs Talmudu diye isimlendirilmesinin sebebi söz konusu yahudi din âlimlerinin Kudüs’ten Taberiye’ye göç eden hahamlar bulunması. O dönemde Filis’te yaşayan İsrail toplumunun
Büyük ölçüde ziraatla uğraşması sonucu ziraî hükümlere geniş yer verilen bu Talmud, gerek Roma baskısı
alYnda daha kısa sürede hazırlama düzeni tarYşma gücü ve ele alınan konuların sınırlı varlığı nedeni
Bâbil Talmudu’na nisbetle daha az muteber kabul edilir. Mişna’nın ilk dört bölümüne ait Gemara’nın tamamı yakın bir kısmı ve son bölümdeki kadınlarla ilgili temizlik konusunu ele alan “niddah”yı içerir. Dili İbrânîce ve Batı
Ârâmîce karışımı olan Kudüs Talmudu’nun ilk basımı 1523-1524’te Venedik’te yapılmıştır; Krakow, Krotoşin, Şitomir
ve Vilna’da çeşitli tefsirleriyle birlikte tekrar basılmıştır. Bilinen tek tam yazma nüshası (1289) Leiden Üniversitesi Kütüphanesinde bulunmaktadır. Kısmî çevirilerinin yanı sıra Fransızca (1871-1889) ve İngilizce’ye (1982-1986) tam tercümeleri mevcuttur.
600’lü yılların başlarında derlendiği kabul edilen Bâbil Talmudu ise Pers-Sâsânî yönüne doğru Bâbilli yahudi âlimlerin zamanında Irak’ta saklandığı. Bâbil Yahudileri için fazla uygulama alanına sahip olmayan ziraat FTPnin yanı sıra mâbedin yokluğunda artık içeriği bulunmayan ritüel temizlikle ilgili muhafazalar hariç Mişna’nın 2-5’lik skoru bırakacak. bölümleri üzerine yayınlanmış Gemara ile ilk bölümün “berakoth” (dualar) ve yine son bölümün “niddah” bahislerini içerir. Dili İbrânîce ve Doğu Ârâmîce karışımıdır. Bâbil Talmudu’nun VII. yüzyıla kadar sabit olmayan bir metin özelliğine sahip, “tsaboraim” diye isimlendirilen sonraki hahamların Redaksiyonuyla son şekli kabul edilmektedir. İlk defa ayrı bölümler halinde 1484’te Soncino’da temellendirilmiş, tam metin ve tefsirleri bir arada 1520-1523 yıllarında Venedik’te, ardından Basel, Krakow, Lublin, Amsterdam, Frankfurt, Prag, Varşova, Viyana ve Vilna’da yayımlanmıştır. Kısmî çevirilerinin yanı sıra İngiltere (Londra 1932-) 1952) ve Amerika’da (Atlanta 1984-1995) tam İngilizce tercümeleri neşredilmişJr. Bilinen ve eksiksiz yazma nüshası (1342) Münih Devlet Kütüphanesi’nde korunmaktadır.

Bâbil Talmudu, Bâbilli yahudi âlimlerinin sahip olduğu serbest ortam sayesinde daha yüksek entelektüel düzey, akademik tartışma ve müzakere (soru, itiraz, cevap ve delillendirme) üslûbuyla birleşen uzak konu ve kavramlar arasında karşılaştırma yöntemiyle hazırlanmış, düzenli ve düzenli olarak kurulu Mişna’nın farklı konuları dağınık ve soyut biçimde eleleYr. Farklı dönemlere ait kaynaklar (tannaitik, amoraik ve post-amoraik) ihtiva eden Bâbil Talmudu hukukî, etik, mistik ve teolojik rivayetlere, toplanan karşıt görüşlere, Kudüs Talmudu’ndan farklı şekilde cin ve melek inancına, büyü ve astrolojiyle ilgili konulara, menkıbevî bilgiler de yer verir.

Bu özelliğinden dolayı Kudüs Talmudu’ndan daha büyük otoriteye sahip ve en çok gören Rabbânî meJndir.
Bâbil Talmudu, yahudi hukuk ve yahudi dinî hayat için kaynak temel olarak görülmüş, klasik boyunca en
önemli yahudi ilim ve eğitimi kaynağıyla sağlanan yüksek yahudi din akademileri olan yeşivalarda temel eser şeklinde okutulmuştur. Diğer hukuk meşreplerinin yanı sıra Talmud’un günümüzde Ortodoks olarak öğrenilmesi Yahudilerce erkekler için dinî vecîbe kabul edilmektedir.
Onun iki Talmud üzerine sonraki dönemlerde yahudi âlimleri taraUndan çeşitli yorumlar ortaya konmuş, ayrıca Talmud’un anlaşılması zor ifadeleri ile Talmud’da geçen yabancı (Grekçe ve Latince) kelimelerin biçimi halinde X. yüzyıldan beri çeşitli sözlükler hazırlanmıştırtir. Talmud’un farklı bölümlerine dair ilk tefsiri Bâbil yahudi cemaatinin dinî miktarının miktarı âlimler (geonim, IX-XI. yüzyıllar) yapılmış, bu yorumlar soru-cevap işaretli Yanıt literatürü içinde yer almıştınız. Daha sonra Batı Avrupa ve Kuzey Afrika’daki yahudi âlimleri (risonim, XI-XV. yüzyıllar) farklı yorum teknikleri gelişmiştir. Aynı zamanda Tanah (Ahd-i Atik) için yaptığı tefsiriyle bilinen yahudi âlimi Raşi’nin (ö. 1105) özet Talmud tefsiriyle “tosafist” diye isimlendirilen klasik Aşkenaz yahudi âlimlerinin çelişkileri veya anlaşılmaz görünen Talmud pasajlarına yapılan yorumlar (tosafot = ilaveler) en iyi bilinenler Talmud tefsirleri bunlar Talmud’un çoğu baskılarında yerleşmiş ve Talmud metniyle birlikte Batı Avrupa’daki yahudi akademilerinde okunmuştur. Tosfistlerin metod üstad diğeri yahudi cemaatin dini bilhassa İspanya’da da benimsenmiştir. Daha alternatif Talmud üzerine edebî yorum esası alan ve Talmud’daki düşünce birliğini ortaya koymayı amaçlayan söz konusu “aggadik” tefsirlerden farklı olarak önce Yitshak Alfasi (ö. 1103), daha sonra İbn Meymûn (ö. 1204) gibi âlimler Talmud’la ilgili “halahik” tefsirlerde eleştirel yorumu esas almıştı,

. Alfasi’nin hukuk tefsiri sonraki dönemlerde yahudi hukuk meJnlerinin (Mişne Tora, Şulhan Aruh vb.)
bilgisayara örnek teşkil etmişJr. XV-XVII. yüzyıllardaİbn Rüşdkanalıyla Aristo manYrine dayalı tefsirler
meydana getirilmiştir. Talmud çalışmaları kapsamında ayrıca müstensih hatalar ile diğer yanlışları gidermek için başta Raşi olmak üzere çeşitli âlimler tarafından beni düzeltmeleri gerçekleştirilmişJr. XIX. Yüzyılın itibaren reformist ve muhafazakâr yahudi âlimlerinin öncülüğünde Talmud’a yönelik bilimsel tenkidi çalışmalar başlamış, Talmud’un vahiy kaynaklı değil tarih içinde insan parçaları ortaya çıkmış bir meJn olduğu yahut ciddi redaksiyon biçimi bilinemeyen şekillerde görüşler ileri sürülmüştür. Bu görüşler, Talmud’u vahiy mahsulü olarak geleneksel Ortodoks Yahudi çevrelerinde reddedilmekle birlikte bazı Ortodoks Talmud âlimleri (Saul Lieberman, David Weiss Halivni) vb.) tarafından Talmud’un dinî açıdan açılması zedelemeyecek şekilde tarihî metin tenkidinden istifade yoluna yönelmiştir.
Talmud’un Rabbânî veya geleneksel Yahudilik’te sahip olduğu kutsallık ve önemden dolayı hiristiyanlar Yahudiliğin özünü Tevrat’tan çok Talmud’un oluşturulmuş yahudilerin Talmud’a Kitâb-ı Mukaddes gibi kutsallık atfettiğini ve bunun için hristiyanlığa geçişlerini engellendiği düşünülmüş, bu nedenle Talmud ve ilgili literatür polemiklerinin baş hedefi uygulanmıştır. XIII. yüzyıldan beri hiristiyanlara ve Yahudi olmayanlara yönelik Karşıt ifadeler ile Kitâb-ı Mukaddes’e ters ve gayri ahlâkî ifadeler ortaya çıkabilir, Îsâ ve Meryem’i aşağılamaktan vazgeçebilir Avrupa’da çeşitli dönemlerde Talmud’un okunması yasaklanmış, toplanmış ve yakılmıştır.

İlk defa, Hıristiyanlığa Parisli bir yahudinin geçişi Papa XII. Gregory’ye Talmud’da HırisJyanlığa ve Yahudi olmayanlara yönelik olumsuz ifadelerin yer aldığına dair suçlamada öğrencilerinin ardından papa yahudilere ait kitaplarilkp içinde söz

konusu ifadelerin geçtiği nüshaların yakılmasını emretmiştir. Talmud’un ve diğer yahudi kitaplarının ilk yakılması Hadisesi bu şekilde Paris’te 1242’de Cereyan kaybetmiş, sonraki tarihlerde Fransa’nın farklı bölgelerinde tekrarlanmıştır. İspanya’da ve Portekiz’de Yahudilerden Talmud’da yer alan Hıristiyanlığa yönelik problemli
İfadeleri silmeleri istenmiş, Talmud’a el koyma ve yakma cezaları şahsi konmuştur. Bu cezalar her zaman
uygulanmasısa da Talmud’un yahudiler taraUndan çoğalmasını ve üzerinde çalışılmasını güçleşmişJrmiş, bu yüzden
birçok Talmud nüshası sansürlü basılmıştır. Reforma karşıt hareket sayesinde Talmud’a ve bütün İbrânî
Literatüre yönelik en şiddetli hücum ise XVI. yüzyılda İtalya’da ortaya çıkmış (1553), bu tutum yahudi
Literatüre el konması ve yakılması şeklinde XVIII. yüzyıla kadar devam etmişJr. Buna karşılık Polonya’da (Lublin)
ve Osmanlı’nın (Selânik) yahudiler tarafından Talmud basılmaya başlanmışYr (1559). Son yakma olayı
1757’de Polonya’da cereyan etmişJr.
Öte yandan Talmud, Yahudilik içinde de kutsallık ve otorite olma bakımından tenkide tâbi tutulmuştur. geçmiş
Sadûkīler’in ve daha sonra Karâîler’in ortaya koyduğu karşıt ifadenin yanında modern dönemde geleneksel
Yahudilik karşıtı Aydınlanmacı seküler yahudiler ve Yahudiliğin özüne, yani Tevrat’a ve eski monoteizm dönüşü
öngören reformist Yahudilerin ilkel dünyalarının yansıpğı, mantığa aykırı, hurafe bilgilerinin sunulduğu,pratiğe/hukuka aşırı vurgu yapıldığı vb. gerekçelerle Talmud’un vahiy ürünü ve otorite olma vasfını reddedilmiştir

TEVRAT
Kur’ân-ı Kerîm’de yahudilerin kutsal kitabına verilen ad.
AHD-i ATIK
Yahudilerin kutsal kitabına hiristiyanlarca verilen reklam.
KİTÂB-ı MUKADDES
Ahd-i Atik ile Ahd-i Cedîd’den oluşan hirisJyan’ın kutsal kitabı.
YAHUDİLİK
Hz. Mûsâ’nın peygamberi ilâhî din idi.

Günümüzde Talmud, Ortodoks Yahudilik için kutsiyeci, ilim ve eğitimde varlığını sürdürmektedir.
Diğer yahudi mezhepleri arasında Talmud’u vahiy mahsulü kutsal bir metin değil dinî-tarihî bir kaynak kabul eden
muhafazakâr Yahudilik gerek dinî eğitimde saklanan din adamı yetiştirme programı çerçevesi Talmud öğrenetimini gerekli görmekte, Reformcu Yahudilik’te de dini açıdan Talmud’un otoritesi kabul edilmemekle birlikte din
adamlarının eğitiminde Talmud’a yer veriliyor.

BİBLİYOGRAFYA
Babil Talmudu(trc. ML Rodkinson), Boston 1918, I, 26-33; II, 50-57.
J. Neusner, “Sözlü Hukuk”,Çağdaş Yahudi Dini Düşüncesi(ed. AA Cohen – P. Mendes-Flohr), New York-
Londra 1987, s. 673-677;
bir.mlf.,Talmud Okuyucu Rehberi, Leiden 2001.
HL Strack-G. Stemberger,Talmud ve Midrash’a Giriş, Edinburg 1991.
J. Moss, “Talmud”,Orta Doğu Edebiyatları ve Dönemleri, Detroit 2004, bölüm 535-544.
Talmud ve Haham Edebiyatı Cambridge Rehberi(ed. CE Fonrobert – MS Jaffe), New York
2007, s. 1-14.
L. Moscovitz, “FormaJon ve KarakterKudüs Talmudu”,Cambridge Yahudilik Tarihi:
Geç Roma Hahamlık Dönemi(editör ST Katz), Cambridge-New York 2008, s. 663-677.
R. Kalmin, “Babil Talmud’unun Biçimi ve Karakteri”,evet, md. 840-876.
SG Wald, “Talmud, Babil”,Yahudi Ansiklopedisi, Detroit 2007, XIX, 470-481.
Y. Glikson, “Talmud, Yakılması”,evet, XIX, 481-483.
LI Rabinowitz – SG Wald, “Talmud, Kudüs

Makale : Salime Reyhan Gürkan – İslam Ansiklopedisi

50
A+
A-
REKLAM ALANI