Bak, Gör ,Dinle,Duy, Düşün, Konuş, Uğraş,Yap !

Ulviye Kara Akcoş

BAK, GÖR ,DİNLE, DUY, DÜŞÜN, KONUŞ , UĞRAŞ, YAP!

Bak, gör! Dinle, duy! Düşün, konuş ! Uğraş ,yap! Çünkü canlısın!

Çünkü insansın!

Çünkü; eğer herhangi bir engelin yoksa, sen bu özelliklere sahipsin!

Sana bu özellikler, aksesuar olarak verilmiş olamaz! Ancak; bunları yaparken, aklını, mantığını, muhakemeni, bilgi ve becerilerini de kullanmayı unutma! Bu dünyaya bir daha gelir misin? Aynı özelliklere bir daha sahip olur musun? Bir kez daha bu şansa sahip olabilecek misin ? Bilmezsin, bilemezsin! Vazgeçme, erteleme, boş yapma! Hangi alanda uzmanlaşmayı seçtiysen , o alanda çalış ve yapabildiğinin en iyisini yap! Önüne çıkan engelere boyun eğme! Başka alana yönlendirildiysen, zorlanıp baş edemediysen; o halde yönlendirildiğin alanı tanı, bilgi edin, kendini geliştir. Çünkü insansın! İnsan, gelişen , öğrenebilen varlıktır.

Bilmediğin alanda at koşturursan; takılırsın, düşersin, yara alırsın! Birden fazla yönün ve yeteneğin varsa; hepsine zaman ayır. İncele, dene, araştır ve yapabildiklerinin en iyisini yapmaya çalış. Sana bağışlanmış o yetenek için, canını vermeye hazır olan yüzlerce insan var. Bilesin!

Sakın; artık çok geç diye düşünme! Başaramazsan da; idealinin yolunda öl, daha doğrusu şehit ol! Eğer nefes alıyorsan, ayaktaysan, aklın başındaysa, elin tutuyorsa; henüz final olmamıştır! Dene! Dene! Dene!

Kötüler, kötülükler hep oldu. Bundan sonra da olacak! Mayın döşeli alanlarda ilerlemek , dikenli yollardan geçmek, akıntıya karşı kürek çekmek, dağları delmek, veya üzerinden aşmak mümkün görünmese de; tarih bunları yapanların kahramanlıklarıyla dolu. Vazgeçenler, çaba vermeyenler silindi gitti! Dünya bugün olduğu gibi, hep devinim halinde. İnsan hiçbir şey yapmıyor, bir köşeye sinip otururken bile yaşıyor. Bedeninin her bir noktasında hareket var. Bir ceset bile saniye saniye değişiyor, sararıyor, morarıyor, eskiyor, çürüyor, parçalanıyor, dağılıyor… Üzerinde yüzlerce bakteri ürüyor! Yaşayan ve bu kadar ayrıntılı bir yapıya sahip olan insanın; farkındalığı olmalı! Var olan potansiyel, mutlaka iyi anlamda değerlendirilmeli! Hiçbir engel aşılmaz değildir. Sadece bu engeli aşmaya çalışmaktan vazgeçenler , çaba sarf etmeyenler , yenilgiyi kabul edenler vardır.

Bunları neden mi yazdım? Biz kendi küllerinden doğan ve gelişmekte olan bir ülkenin insanlarıyız. Kendi küllerimizde boğulmayı hak etmiyoruz! Her geçen gün artan bir kaosun içinde, kaybolmak, sürüklenmek, umutsuzluğa düşmek yerine; gençlerimize çocuklarımıza fener olmak, onları aydınlatmak, yüreklerinde filizlenmeye hazır, duygu ve direnişi, sulayıp besleyip büyütmek zorundayız. Bu toplum; onların görüp tanıyıp öğrendiklerinden ibaret değil. Onlara göremedikleri, yaşayamadıkları, belki hiç bilmedikleri unutturulan etik değerlerimizi öğretmek, anlatmak, yaşatmak zorundayız. Bugün; istediği eğitimi alamayan, üniversite bitirip işsiz kalan, evlenip yuva kurmaya cesareti olmayan, eline tutuşturulan elektronik cihazı , bir yaşam şekli sanan , markalarla yaşam standardı belirlemeyi seçen gençlik; ne yazık ki bir önceki kuşağın kendilerine hazırladığı kısır ,sığ, kalitesiz hayatı yaşıyor. Onlara bu günü biz hazırladık. Kendine yeten bir tarım ülkesiyken, köyden kente akın akın taşındık… Bağımızı, bahçemizi, tarlamızı ormanımızı sahipsiz bıraktık… Gökyüzümüzü karartan gökdelenlerde yaşamayı sınıf atlamak sandık… Yağ pas içinde ekmeğini kazanan işçimizi küçümsedik, onların çığlıklarını duymadık… İş alanlarının kapatılmasını umursamadık… Çöken madenlerin altında kalan, niteliksiz işverenlerin kurbanı olan canlarımızın haklarını savunamadık… Var olan anayasamızı, koruyup işletemedik, delik deşik olmasına seyirci kaldık… Eşit işe , eşit ücret, liyakat , refah dağılımı , din, dil, ırk, cins ayrımı konularında ayar tutturamadık… Eskiyi onarmadık, yeninin kıymetini bilemedik. Sanat ve sanatçımıza sahip çıkamadık. Üst düzey çalışanlarımızı, yeteneklerimizi , bilim adamlarımızı ülkemizde tutamadık, haklarını veremedik… Alım gücü gittikçe düştü, fiyatlar ve enflasyon aldı başını gitti, zengin ve fakir arasında fark açıldıkça açıldı. Maaşlar, ev kirasına yetmez, evlerimize et girmez oldu. Durumu gören, yazan, konuşan suçlu, alkışlayan bey oldu…

Yaşadığımız her olay yıllardır, bize aynı mesajı veriyor.( AYNI YERE BAKACAK, AYNI ŞEYİ GÖRECEK, AYNI SÖZÜ SÖYLEYECEKSİNİZ! YOKSA; ACIMAYIZ! YAKARIZ! YIKARIZ! ENGELLERİZ!) Baktık, görmedik, duyduk anlamadık, düşündük söylemedik. İYİ HALT ETTİK! HA ,ŞİMDİ ARPACI KUMRUSU DÜŞÜNÜR OLMAYI HAK ETTİK! HİÇ OLMAZSA GEÇ KALDIK DEMEYELİM! ECELİMİZ YAKLAŞMIŞKEN; GENÇLERDEN , ÇOCUKLARDAN ÖZÜR DİLEYİP SON NEFESİMİZİ ONLAR İÇİN VERELİM… ULVİYE KARA AKCOŞ /04-10-2025/BANDIRMA

238
A+
A-
REKLAM ALANI