Bandırma’mız kabına sığmıyor ama bu haliyle bize de yetmiyor:

Öncelikle son günlerde gururumuzu okşayan çok sayıda başarılı işlere imza atmış Bandırma Spor camiasını tebrik ediyorum. Bütün bunlar sabır ,dayanışma,emek işi. Parayla saadet olmadığını gördük yaşadık. Bir yandan Banvit’in Avrupada Türkiye’de olağanüstü ses getiren başarıları ,Bandırmaspor’un 8 yıl sonra bir üst lige çıkma başarısı ,Kızlarımızın Hentbol şampiyonluğu,Basketbolde de farklı kulvarda sessiz sedasız giderek büyüyen bir ekol..Öte yandan geleneksel sporumuz Güreş’in yeniden canlanmasına yönelik çabalar.Büyük güreşçilerimizin heykellerinin anıtlaştırılması..Okullarımızın başarıları.
Bütün bunlar hafife alınacak işler değil. Bandırma’nın hep öteden beri yakındığımız spor tesisi fakirliğimizin giderilmesiiçin çok büyük faydalar sağlayacak.
İçimin sızladığı tek konu bir yüme sporu kenti olan Bandırma’nın bu başarıların tetiklemesiyle en azından temiz deniz suyuyla entegre edilmiş yüzme havuzuna kavuşması.
Yıllardır dedikodular iğrenç. Duyduklarımız Hep engelleme hep siyasi hasetlik.
Bandırma ya spor yatırımları için projeleri sümen altı edenleri işte böyle utandırdık.
Bu kent önemli.Geleceğin metropol ticaret kenti. Yüzbinlerce insan kısa sürede kent yaşamımıza karışacak.
Ve işte burada yapılması ertelenmeyecek sosyal işler var.
İnsan doğası gereği ağaçla, yeşille, toprakta, doğadaki canlılarla bir arada olmalı, temiz havayı solumalı insancıl dürtülerini kullanmalı, duygularını paylaşmalı, yardımlaşmalı , dinlenmeli,dinlemeli,

Bütün bunlar modern kentlerin olmazsa olmazı.
Kentte yaşayanların çoğu emekçi. Zor şartlarda geçim sıkıntısında sürdürürlen yaşamlar.
Bu modernleşen şehirleşen betonlaşan bu hayatlarımızda ne zamanki ağır gelirse bu şehir hayatı, kişi alıp kafa dinleyebileceği sakin sessiz, huzurlu, yemyeşil bir yere gitmek ister. Çünkü bu bir yemek yemek su içmek gibi ihtiyaçtır.

Huzur, samimiyet,dinginlik bu o kadar zor olmamalı lüks olmamalı bu çok mu zor?insanların ailesiyle huzur içinde kargaşadan uzak dinleyebileceği eğlenebileceği yeşil alanlar.
Özgürce yaşam alanları kısıtlanmadan tercihlerince ..Ortaçağda bile olmayacak yasaklamalarla insanların evden işe işten eve tarzı bir yaşama dayatılması bu özgür kentte kabul edilemez.
Özgürlüğü Bandırma’dan koparamazsınız. Sosyal Özgürlüğü yasaklarla kısıtlayacak öngörülerinizi Bandırma’ya benimsetemezsiniz.
Bu yolla Bandırma’da yönetimi almak isteyenlerin maalesef şansı yok. Değişeceksiniz.
**
İşten sonra şöyle sahil bandında dolaşayım hava alayım dedim, güneşin ortasında gölgelik olmadan çimenlere oturup denizi seyreden vatandaşları gördüm, dolaşan insanların oturup bunaltıcı havadan kurtulmak bir rahat nefes almak için gölgelikler arayışını gördüm.
İçinde denizden esen ılık rüzgarı hissedebileceği ve denizi seyredebileceği alanlar için ağaçlar dikildi büyüyorlar evet ama teknoloji bu kadar beklememize gerek yoktu ki diyor.
Kısa vadede bu alanları ağaçlarla doldursak güzel olmaz mı? Kutsal kitabımızda bile cennette gölgeliklerden bahsediyor. /Edip Yüksel Meali/:Erdemliler gölgeliklerde ve pınarlar arasında…(Mürselat Süresi 41) Deniz’imizden bahsetmişken şehrin kanalizasyonu atık su deşarj hattı sahil bandında arıtma olmadan denize boşaltılıyor sahil bandındaki Deniz’imizin mavi rengi kahverengileşti. Halkımızın dolaştığı sahil bandına yakışır mı? Bu görsel kirlilikten ne zaman kurtulacağız.

İMAR yöneticilerin işidir.
“O sizi yeryüzünden (topraktan) yarattı ve sizi yeryüzünü imar etmede görevli kıldı.” (Hud Süresi 61)

Her kes görevini yapmalı toprağımız denizimiz içtiğimiz suyumuz soluduğumuz hava kirlenirse insanlar da kirlenir çünkü doğayla çevreyle etkileşim halindeyiz.
BERKAN KOZAN – BANDIRMA

9
A+
A-
REKLAM ALANI