Bandırmaspor Olmasaydı Vakıf Olacak mıydı?

Bandırma Belediye Başkanı Dursun Mirza’nın geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesabından yaptığı açıklama bana oldukça ilginç geldi. Sayın Mirza, açıklamasında Bandırmaspor Kulübü Başkanı Serdar Kuter’in yoğun ısrarı nedeniyle bu yıl Bandırmaspor Sosyal Tesisleri’nde düzenlemek istedikleri yağlı güreşleri gelecek sene daha iyisini yapmak üzere iptal ettiklerini belirtti. Ayrıca, şu anda Bandırmaspor’un kullandığı arazinin Bandırma Gençlik Spor Vakfı’na ait olduğunu söyledi. 2019 öncesinde bu tesislerde yağlı güreşler düzenlerken hiçbir olumsuzlukla karşılaşmadığını dile getiren Mirza, adeta aba altından sopa gösteriyor gibi göründü. Ancak burada Sayın Mirza’nın bilmek istemediği bazı önemli hususlar da mevcut.

Öncelikle, Bandırma Gençlik Spor Vakfı’nın tek kuruluş amacı, 1965 yılında İdmanyurdu Kulübü ile Marmara Gençlik Kulüpleri’nin Bandırmaspor adıyla birleşmesiyle bu kulüplerden devir alınan taşınmazlardan kulübe ekonomik kaynak sağlamaktır. Sevgi Yolu’ndaki alışveriş merkezinin yeri ile Köfteci Fiko’nun arka sokağındaki apart olarak kullanılan değerli binalar ve benzer taşınmazlardan elde edilen kira gelirlerinin Bandırmaspor’a sağlıklı bir şekilde aktarılması, aynı zamanda kulübe gelebilecek olası icra takibi gibi sıkıntılı durumlardan korunması amacıyla kurulan bir vakıftır Gençlik Spor Vakfı. Kısaca, bu vakfın patronu, malı mülkü veren Bandırmaspor’dur; vakıf, sadece Bandırmaspor adına aracılık yapmaktadır. Ayrıca, Bandırmaspor’un kullandığı tesisler, geçmiş yıllarda Bandırmaspor Kulübü’nün talebiyle Bandırma Belediye Meclisi’ndeki tüm üyelerin oybirliği ile Gençlik Spor Vakfı aracılığıyla Bandırmaspor’a tahsis edilmiş olup, Bandırmaspor her zaman vakfın üstündedir. Hiç kimse Bandırmaspor’un vakıftaki varlığını hiçe saymamalı ve Bandırmaspor’u devre dışı bırakmaya çalışmamalıdır.

Şimdi size soruyorum: Bandırmaspor olmasaydı, Gençlik Spor Vakfı olacak mıydı? Kesinlikle hayır. O zaman, Gençlik Spor Vakfı başkanlığı, yardımcılığı, yöneticiliği gibi koltuklar, makamlar ve mevkiler de olmayacaktı. Bu konuda son söz olarak, vakfın patronu Bandırmaspor’dur; vakıf ise Bandırmaspor adına bir araçtır. Tabii ki, geçmiş vakıf yönetimleri tarafından Bandırmaspor’un elini zayıflatacak ince düzenlemeler yapılmadıysa…

Başkan Mirza’nın “2019 yılında o tesislerde birçok güreş düzenledim, herhangi bir olumsuzlukla karşılaşmadım” sözlerine gelecek olursak, benim bildiğim her güreşten sonra Bandırmaspor yönetim kurulları tarafından yerle bir olan çim zeminlerinin düzeltilmesi için harcanan paralar, bozulan zeminde yapılan antrenmanlarda çapraz bağları kopan, menisküsleri yırtılan, ayak bilekleri kırılan futbol emekçisi kardeşlerimiz vardı. En önemlisi ise, Sayın Mirza’nın güreşleri düzenlediği yıllardaki tesislerle şimdiki Bandırmaspor tesisleri kesinlikle mukayese edilemez; aralarında dağlar kadar fark var. 2019 öncesi, o tesislerde Mehmet Kılkışlı yönetimi tarafından yapılan iki katlı beton bir bina ve tel örgüyle çevrili bir saha vardı. Toki’de tek tuvaleti olan bir binada yatıp kalkan futbolcular, antrenman saatlerinde tesislere gelir, daha sonra terli terli Toki’ye geri dönerlerdi. Şimdi ise uluslararası standartlara uygun hibrit çimden yapılmış, ışıklandırmalı antrenman sahaları, her futbolcuya ait özel odaları, kafeleri ve tüm sosyal imkanların sağlandığı muhteşem bir tesis var. Süper Lig dahil birçok kulübün imrenerek izlediği bir tesis. Ben, Sayın Mirza’nın yerinde olsam, bırakın burada yağlı güreş düzenlemeyi, bu muhteşem tesislerin korunması için Bandırma Belediyesi olarak nasıl bir katkımız olur, onu düşünür, Bandırmaspor’a böyle bir mabedi kazandıranlara sonsuz teşekkür ederdim.

Allah aşkına Dursun Başkan, dünyanın neresinde görülmüş; milyonlar harcanarak özel çimlerden yapılmış bir futbol takımının sahalarında yağlı güreşler yapıldığı? Zaten rüzgardan futbol oynanamayan bir stadımız var, bir de bu yağlı güreş konusunu gündeme getirmeyin. İnanın, millete gülünç oluruz, ulusal basının diline düşeriz. Vallahi, Sayın Başkan, iyisin hoşsun; Bandırma için gece gündüz çalışıyorsun da, şu kafandaki Bandırmaspor’la uğraşan tilkileri bir kovabilsen, her şey daha güzel olacak derim.

Evet, yağlı güreşler ata sporumuzdur ve aynen Kurtdereli güreşleri gibi şehrimizde de geleneksel olarak Kara Ali Acar Yağlı Güreşleri adıyla her yıl düzenlenmelidir. Ancak bu güreşlerin yeri, Bandırma’ya Kırkpınar başpehlivanlıkları kazandırmış olan Hasan Acar, Kara Ali Acar ve Sabri Acar’ın köyü olan Erikli Kırsal Mahallesi’ne yakışır. O bölgede, sanırım Bandırma Belediyesi’nin tarla vasfında arazileri vardır. Bence hiç vakit geçirmeden Erikli’de kalıcı olarak güzel bir güreş alanı yapılabilir. Hatta bu iş için “Bandırma’yı tüm ülkenin konuşacağı spor kenti yapmak istiyoruz” diyerek paylaşımlar yapan iş insanı Onur Göçmez’den katkı istenebilir. Nasıl ki Bandırmaspor Başkanı Serdar Kuter, Bandırma Belediye Başkanı Dursun Mirza’dan ricacı olduysa, Sayın Mirza da Onur Göçmez’den ricacı olur ve yağlı güreş sorunu da böylece çözülmüş olur. Çünkü Başkan Mirza’dan gelecek böyle bir ricayı, Bandırmaspor Kulübü Onursal Başkanı Onur Göçmez’in geri çevireceğini hiç düşünemiyorum.

17 Eylül 2025 Bandırma Erikli Kırsalı Kara Ali güreşlerinde buluşmak dileğiyle…

Serhat Ozar 02-09-2023

22
A+
A-
REKLAM ALANI
Yazarın Son Yazıları