Düşünce Nedir ?

DÜŞÜNCE NEDİR?

İlyenkov, diyalektik mantığı “düşünce nedir?” sorusuna yanıt arayarak ele almıştır. Ve materyalist düşünceyle idealist düşünce arasındaki çatışmayı tarihsel sürecinde incelemiştir. Materyalist düşünceyi Spinoza’dan Marx’a kadar uzanan süreçte ele almış, idealizmi ise Descartes, Leibniz, Kant, Fichte, Schelling ve Hegel üzerinden değerlendirmiştir. 

 Düşüncenin maddeden ayrılamayacağını savunan İlyenkov, düşünceyi toplumsal insanın gerçek etkinliğinin bir bileşeni olarak anlamamız gerektiğini vurgulamayı da ihmal etmemiştir.

Diyalektik düşünme yöntemi, diğer bir söylemle “diyalektik mantık”; hareketin ve çelişkilerin değişim dinamiğine odaklanırken, mutlak olan “çelişkilerdir” düşüncesini savunmaktadır. Buna karşılık Formel mantık -ki buna Aristo mantığı tanımlaması da yapılmaktadır-, düşüncede “duranlığı “savunmaktadır. 

Descartes, düşünce ve uzamı bağımsız tözler olarak ayrıştırırken, Spinoza buna, yani Descartes’in “düalist” düşünce yapısına karşı çıkmış ve düşünceyi, insan bedeninin doğal bir özelliği ve de eylemin bizzat kendisi olduğu iddiasını sürdürmüştür. Spinoza ’ya göre düşünce, maddenin bir yetkinliği olup, töz (doğa) kavramıyla doğrudan ilişkilidir. Bu yaklaşım, düalizmin aksine, “mantık tekçiliği” olarak bilinen, dünyanın Bir, bütün olarak kavranması gerektiğini savunan bir metafizik anlayışı sunmaktadır. Spinoza ’nın felsefesini anlamak, aynı zamanda düşünce ile varlık arasındaki ilişkinin diyalektik çözümlemesini yapabilmeyi gerekli kılmaktadır.

Spinoza varlık mücadelesini özgürlük perspektifinde tanımlarken, Nietzsche iradeyi ve güç istencini merkeze almaktadır. Nietzsche, doğayı bir güç mücadelesi alanı olarak görmektedir ve ona göre güç, değişiklik yapmada ve kabul edebilmede en yüksek yaptırım potansiyelini içinde barındırmaktadır. Akademik camiada, bilim yerine “güçten yana olmak” eleştirilirken, bilimin tarafsızlığı gerçeği savunmak için gereklidir, düşünce yapısı hâkimdir.

Hegel, Herakleitos’un diyalektik düşüncesini modern felsefenin temeline yerleştirir. Diyalektiği çelişkileri anlamanın bilimsel bir yöntemi olarak yeniden tanımlar. Dünya sürekli değişim ve çelişkiler içindedir. Bilimsel düşünce, tikellikten genel olanı kavramaya geçişi sağlar Dünya ezelden beri var olan, değişim ve düzen üzerine kurulu bir bütündür. Ontolojik ve epistemolojik kavrayış, insanın kendini bilmesiyle başlar. Doğada uzlaşmaz karşıtlıklar yoktur; ancak sınıflı toplumların özel mülkiyet yasalarından kaynaklanan; emek /sermaye toplumsal antagonizmaları bulunmaktadır. Antagonizmaların çözümü devrim silahının sürekliliğine bağlıdır.

Marx, özgürlüğü bireysel bir olgu değil, toplumsal bir bütünlük olarak değerlendirir. Herkesin özgürlüğü, herkesin gereksinimlerinin karşılanmasına dayanır. Bu da ancak Kapitalist üretim sürecinin aşılmasıyla, yani Sosyalizm ile mümkün olacaktır.

12.01.2025, Sedat PAMUK, Ankara

236
A+
A-
REKLAM ALANI