Lao Tzu’nun “Tai Te Ching” Kitabının Modern Okuması

Yadigar Nagiyev

LlAO TZU`NUN “TAO TE CHING” KİTABININ MODERN OKUMASI HAYATI VE YAŞAMI

Lao Tzu, Çin düşünce tarihinin en gizemli ve etkili figürlerinden biridir. MÖ 6. yüzyılda yaşadığına inanılan bu bilge kişi, Taoizm’in kurucusu kabul edilir ve kendisine atfedilen Tao Te Ching adlı eseriyle doğa ile uyumlu, sade ve müdahalesiz bir yaşam anlayışını yüceltmiştir. Gerçek adı Li Er olan Lao Tzu’nun hayatı büyük ölçüde efsanelerle örülmüştür; özellikle Konfüçyüs ile karşılaştığı ve eserini yazdıktan sonra batıya doğru bilinmeyen bir yolculuğa çıktığı anlatılır.

Yaşamı üzerine tarihsel veriler sınırlı olsa da, düşünceleri yüzyıllar boyunca hem Çin’de hem de dünya çapında felsefi ve ruhsal rehberlik sağlamıştır. Onun erdem ve Taoculuk üzerine yazdığı eseri Tao Te Ching eseridir.

Tao Te Ching·

Zıtlıklar birbirini tamamlamaktadır. (2) ·

Yönetici, zorluklara ve arzu edilene aşırı önem vermemelidir. Bu yolla ülkede istikrar sağlanacak ve insanlar zorlukları ya da arzularını elde etmek için mücadeleye girişmeyeceklerdir. Yönetici, insanların isteklerini azaltırken karınlarını doyurmalıdır. (3)

Yönetici veya birey, saygınlık ve zenginlik peşinde koşmamalı, kibirden uzak durmalıdır. Yönetici, geri planda kalarak süreci takip etmelidir. (9) ·

Yönetici, liderlik yapmalı; patronluk taslamamalıdır. (10) ·

Yönetici, halkı doyurmalı; kendi çıkarları doğrultusunda eylemlerde bulunmamalıdır. (12) ·

Liderler dört tipe ayrılmaktadır: İnsanların varlığından haberdar olduğu lider, insanların övgüyle andığı lider, insanların korktuğu lider ve insanların alay ettiği lider. Lider, davranışına göre insanların eylemde bulunmasına ve amaca ulaşmasına öncülük eder; ancak insanlar, başarıyı kendilerine mal ederler. (17) ·

Yönetici veya birey, sade olmalı; bencilliğini azaltmalı ve arzularını frenlemelidir. (19) ·

Yönetici, halkın nefretini kazanırsa, halktan korkar duruma gelecektir. Bu nedenle yönetici, halkı korkutmamalı; onların rızasını almaya çalışmalıdır. (20) ·

Yönetici, bilgiçlik taslamamalı, göz önünde çok bulunmamalı, kendini övmemeli, kibirlenmemeli ve kimseyle çatışmamalıdır. (22) ·

Yönetici, az konuşmalı, “Yol”u (doğruluğu) takip etmeli ve erdemli olmalıdır. Aksi takdirde egemenliğini kaybedecektir. (23)·

Yönetici, Yoldan, Gökten ve Yerden sonra dördüncü ulu olandır. Bu hiyerarşiye sadık kaldığı sürece gücünü sürdürecektir. (25)

Yönetici, strateji ve kamu yönetimi alanlarında sabırlı ve temkinli düşünerek karar vermelidir. Aksi takdirde meşruiyetini kaybedebilir. (26) ·

Yönetici, farklılıklara saygı göstermelidir. Bu saygı, onun meşruiyetini uzun süreli kılacaktır. (28) ·

Yönetici, dünyayı yönetme iddiasında bulunmamalı ve ölçülü davranmalıdır. Bu ilkeye uymayan yönetici, kendi sonunu hazırlamış olur. (29) ·

Yönetici, arzularını bastırmalı ve mevcut olanla yetinmelidir. Gücü kişisel amacı için kullanmamalı; amacına ulaştığında ise övünmemeli ve küstahlaşmamalıdır. Aksi halde Yoldan sapar ve kendi sonunu hazırlar. (30) ·

Yönetici, savaşlara önem vermemeli ve silahlardan nefret etmelidir. Savaş ve silahlı yöntemler yalnızca son çare olarak kullanılmalıdır. Silahları haz objesi olarak görmek, ölümleri sıradanlaştırır. Erdemli ve Yolu takip eden biri, bu hataya düşmemelidir. (31) ·

Yönetici veya birey, başkalarını bilerek akıllı; kendini bilerek irfan sahibi olur. Başkalarını alt eden iktidar sahibi, kendisini alt eden ise gerçek güç sahibi olur. Neyin yeterli olduğunu bilmek zenginlik; azimle ilerlemek ise irade sahibi olmaktır. (33) ·

Yönetici veya birey, kendi isteği doğrultusunda değil, halkın kalbine göre eylemde bulunmalı ve halk ile özdeşleşmelidir. Bu sayede halkı anlayabilir. Hem iyi olana hem de kötü olana iyilikle karşılık vermelidir. Halkı kendi çocuğu gibi görmelidir. (49) ·

Yönetici veya birey, küçüğü görmeli ve zayıfı kollamalıdır. Böylece irfan ve gerçek güç sahibi olacaktır. (52) ·

Yönetici, halkın durumunu sürekli takip etmeli ve onları anlamaya çalışmalıdır. Halka rağmen yönetici ve çevresinin zenginleşmesi, bir tür hırsızlık olarak değerlendirilmelidir. (53) ·

Geleneklere ve ebeveynlere saygı göstermek, erdemin kalıcı olmasını sağlar. Bu saygıyı aileden topluma, devlete ve nihayetinde dünyaya yaymak, erdemi daha da güçlendirir. (54) ·

Yönetici veya birey, çok şey bilse de az konuşmalıdır. (56) ·

Yönetici, devleti adaletle yönetmeli ve askeri konuşlandırmada kurnaz davranmalıdır. Tabuların ve yasakların bulunmadığı toplumlarda insanlar asileşebilir; silahların yaygın olduğu toplumlarda ise ailelerde ve devlette kargaşa çıkabilir. Halkın bilgiçlik taslaması tuhaflıklara, kanunlardan fazla söz edilmesi ise hırsızlık ve haydutluğun artmasına3/4neden olabilir. Yönetici, halka doğrudan müdahale etmek yerine kendisini değiştirerek halka iyi bir örnek olmalı; zamana güvenmeli ve lüks alışkanlıklardan kaçınmalıdır. (57)·

Yönetici ölçülü olmalı, aşırıya kaçmamalı ve halka fazla müdahalede bulunmamalıdır. Aksi hâlde bu durum halk üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Ayrıca, her doğruyu doğru, her yanlışı yanlış olarak değerlendirmek yerine, sonucun ortaya çıkmasını beklemek gerekir. (58) ·

Yöneticinin maddi ve manevi açıdan tutumlu olması, onun meşruiyetini artıracaktır. (59) ·

Yüce devletler, alçakgönüllü oldukları için halkın diriliğini ve birliğini gözetirler. Bu nedenle, temel amacı halka hizmet etmek olan daha küçük devletlere saygı göstermeli ve gerekirse onları himaye etmelidirler. (61) ·

Yönetici, bir sorunu tespit ederken eyleme en kolay noktadan başlamalıdır ki başarılı olabilsin. (63)

· Yönetici veya birey, belirlediği bir amacın başlangıcı gibi sonunu da düşünmeli ve buna göre kendisine yakışır bir şekilde karar vermelidir. Sorunların çözümünde ve hedeflerin belirlenmesinde gerçekçi olunmalı; mümkün olan şeyler dikkate alınarak karar verilmelidir. (64) ·

Yönetici, bilgiçlik taslamak yerine halkı kendi durumlarına göre değerlendirerek onların gelişimine olanak sağlamalı ve erdemli bir örnek olmalıdır. Bu sayede aşırıya kaçmaktan ve gereksiz müdahalelerden kaçınmış olacaktır. (65) ·

Yönetici, kendisini halkın üstünde görmek yerine halkın altında veya gerisinde tutmalıdır. Böylece halk üzerinde bir baskı oluşturmaz; baskı hissetmeyen halk ise yöneticisine rıza gösterecektir. (66) ·

Bir yöneticide merhamet, idarecilik ve terfi hırsından uzaklık bulunmalıdır. Merhamet yöneticiyi yiğit, idarecilik eli açık, terfi hırsının olmaması ise itibarlı kılar. Bu erdemlerin bulunmadığı bir ortamda sadece dışsal başarılar peşinde koşmak yöneticiyi zayıflatır. Öncelikle bu temel erdemlerin yerleşmiş olması gerekir. Yöneticide her iki yönün de bulunması durumunda, merhamet savaşta zaferi, savunmada ise güveni doğurur. (67)

Yönetici veya savaşçı, savaş anında gerçekçi olmalı, öfkeye kapılmamalı, zayıf düşmanlarla gereğinden fazla uğraşmamalı ve görev dağılımında mütevazı olmalıdır. Ancak bu şekilde erdemli bir tutum sergileyebilir. (68) ·

Yönetici veya savaşçı, savaş öncesinde, sırasında veya sonrasında karşı tarafı küçümsememeli ve düşmanın gücünü doğru şekilde değerlendirmelidir. (69)·

Yönetici ya da birey, bilmediğini bilmelidir. Bilmediğini bilmemek kusurdur (70).

Halktan alınan verginin yüksek olması, halkı fakirliğe; halka çok fazla müdahale edilmesi ise düzensizliğe sürüklemektedir. Halkın hayatta kalma mücadelesinin güçlüğü, ölümü hafife almalarına yol açmaktadır (75)

Devlet küçük tutulmalı ve nüfus sınırlı olmalıdır. Devletin yeterli sayıda güvenlik gücü (polis ve asker) bulundurulmalı, ancak bu güçlerin kullanımından kaçınılmalıdır (80). ·

Samimi sözler süslü olmamalı; bilge kişi, bu anlayışı başkalarına zorla kabul ettirmemelidir. Bolluk içinde yaşamak arzu edilen bir durum değildir. Erdemli ve bilge kişi, sahip olduğu bolluğu başkalarıyla paylaşmalı; paylaştıkça kazanç sağlayacaktır (81).· ·

28/04/2025

157
A+
A-
REKLAM ALANI