KAOS’TAN YENİ DÜNYA DÜZENİ
Leventoğlu’nun “Koronavirüs ve Yeni Dünya Düzeni” başlıklı yazısında söz ettiği küresel egemenlerin projelerinin , bir başka boyutunu Sovyetlerin kuruluşu ve 1917 Ekim devrimine bakarak anlayabiliriz.
Orda ilk defa yeni bir düzen uygulamaya konuldu.
Vladimir Lenin önderliğinde 1917 Ekim Devrimi’yle Rus İmparatorluğu’nun yıkılmasından sonra kurulan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) bir proleterya diktatörlüğüydü.
İlk defa üretenler yönetime geçiyordu.
Kimi kaynaklarda “Kara Çarşamba” kimilerindeyse “Kara Perşembe” olarak gösterilen 24 Ekim 1929’da başlayan “Büyük Buhran “‘ı hatırlayalım. Amerikan borsasının çöktü ve ekonominin felç olduğu “O günün rakamlarıyla 5 milyar dolara yakın para yok oldu, 4 bin civarı bankanın battığı koşullar”ı aşmak yeni bir global savaşla mümkündü.
Kapitalist ve emperyalist devletler tek çıkış noktaları olarak faşist diktatörlere savaş çıkartırmayı öngördü. Ve böylece silah sanayisi canlandırılarak kapitalizmin yaşamasını sağlanacaktı.
Nihayetinde de öyle oldu; 55 milyon insanın ölümüyle sonuçlanan, tarihteki en büyük ve en yıkıcı 2. Dünya Savaşı, 1 Ekim 1939’da Almanya’nın Polonya’yı işgal etmesiyle başladı ve Avrupa’da neredeyse savaşmayan ülke kalmadı, ta ki SSCB’nin 9 Mayıs 1945 tarinde Berlin’i koşulsuz teslim almasına kadar .
SSCB’nin savaşı kazanarak güçlenmesi,proleteryanın egemenlik alanlarının ve yaşam koşullarının genişlemesi sonucu savaşın bir diğer kazananı ABD ve müttefiklerini korkuttu.
Savaş sonrasında ABD himayesinde ekonomilerini yeniden toparlayan kapitalist ve emperyalistler bu kez güçlenen SSBC’ tehlikesine karşı yeni bir sisteme sarıldılar . Evrensel değerlerle uyumlu, yurttaşların bireysel ve toplumsal gereksinimlerini sağlamayı hedefleyen politikalar ve de kapitalist ekonomi sistemine entegre olacak yeni bir sistem. Sosyal Demokrasi. 20. yüzyıl başlarında Alman Sosyal Demokrat Partisi (SPD) içerisinde Eduard Bernstein ve Karl Kautsky’nin yazdıklarıyla oluşturulmuş sosyal demokrat bir devlet modeliyle SSBC nin Proleterya Diktatörlüğüne alternatif üretildi ve uygulandı.
Çalışanlara sendika kurma ve sosyal hakları vererek özel mülkiyet edinilmesini sağladılar ama işçilerin örgütlenmesi onların bilinçlenmesine de katkı sağlıyordu. SSCB’ye karşı kurdukları yeni sistem istedikleri gibi işlemiyordu. ilk önce Mayıs 1968 Fransa’da başlayan, sonrasında dünyaya yayılan Öğrenci Hareketleri daha sonrasında işçi grevleri, sokak gösterileri, fabrika işgalleri gibi eylemler kapitalist ve emperyalist ülkeleri yeniden panikletti.
Yeni bir sisteme ihtiyaçları vardı, Adı: Bireysel emeklilik sistemi gibi farklı metodlar uygulamaya konularak hem sosyal demokrat sistemler hemde kapitalizmin diğer yanı liberal ekonomik sistem yaşam süresinini uzatabilecekti. Kapitalist ve emperyalist ekonomi modeli; merkez bankalarının yoktan varettiği parayla emekçileri borçlandırarak gönüllü köleleştirme projesine devam edilecekti.
Baktılar ki başarılı olundu 1980’lerin ilk yıllarından itibaren ABD’de Reagan, İngiltere’de Margaret Thatcher’le birlikte yeni aşamaya geçildi. Türkiye’de Turgut Özal’ın temsil ettiği yeni düzen dayatması “Liberal Ekonomi Modeli uygulamaya kondu.. Ve vahşi kapitalizmin acımasızlığını hissettiren baskıcı şartlarda üreten kesime daha önce verilen tüm haklar teker teker alınmaya başladı. .Önce sendikal haklar, sonra sosyal haklar yavaş yavaş alındı, ulus devletlerin inşa ettiği ve istihdam yarattığı fabrikalar, kuruluşlar özelleştirme adı altında haraç-mezat satılmaya başlandı, bankalar “Kredi kartı” adında sanal para icad ederek insanları borçlandırdı.
1991 yılında SSCB’liğinin dağılmasıyla da asıl büyük zafer ilan edildi. Liberal Vahşi Kapitalist sistem dünyada küresel egemenliğini ilan ederek ülkelerin yeraltı ve yerüstü kaynaklarının gasp edilmesi, savaşlar çıkartılarak sınırların değiştirlmesi ve silah satarak milyarlarca paraya sahip oldular .
Yazıyı uzatmamak adına günümüze gelelim.
Küresel güçler için üç olgu çok önemlidir, 1. İnanç, 2.Savaş 3. Sağlık Stratejileri ise, 1.) Bilinci kontrol et, 2.) Büyüle yada Kaos yarat, 3.) Yönetmektir.
Onlarca yıldır savaş çıkartıp sınırları değiştiren vahşi kapitalizm Suriye gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kaldı ve ne savaşabildi, nede savaştıracak diğer uşak ülkeler buldu.Çünkü daha önce ucuz iş gücünden dolayı kendisi adına üretim yapan Çin, sermaye birikimini yaparak yeni bir küresel güç olmuştu ve Suriye tarafında yerini aldı.
SSCB yıkıldıktan sonra doğalgaz ve petrol rezervleriyle ekonomisini düzeltip savaş sanayisini güçlendiren Rusya, Suriye tarafında yerine alarak, direkt savaşta taraf oldu.
1996 yılında oluşturdukları uluslararası bir örgüt olan Şanghay Paktı, Çin, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan, Özbekistan, Hindistan ve Pakistan ile İran, Suriye’nin yanında ve yüzyıllardır dünya proleteryasını acımasızca sömüren batının Vahşi kapitalist sistemıne karşı durdular.
Yıllarca İnanç yüzünden, emperyal çıkarları için savaşlar çıkartan vahşi kapitalizmin yeni dünya düzeni kuramıyor olmanın endişesi ile bu sefer dünyayı sağlıkla tehdit etmeye başladı.
Korona Virüsünün ani çıkışındaki amaç; Korkuların kurgulanmış şeklidir.
Daha önce test ettiği Domuz gribi, Kuş gribi, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi gibi enstürümanını bu sefer Korona Virüsü ile test etmeye başladı, ancak bu sefer testten öte uygulama aşamasına geçtiğini görüyoruz.
Şöyle ki;
1.) Korona Virüsünü çıkartıklarından beri, söylemleri; Panik yapmayın, evlerinizden çıkmayın, başka insanlarla temas etmeyin. Sonrasında Hava, Kara, Deniz yolu taşımacılığına tedbirler adında kısıtlamalar getirildi. Okullar tatil edilerek on-line ders verileceği ilan edildi, bankalar evlerden yapılan on-line işlemlere öncelik verdi. Aslında oluşturulmak istenen algı ise ‘PANİK’ yapındı.
O nedenle marketlerin rafları boşaltıldı ve fahiş fiyatla gıda maddeleri satıldı.
2.) Bir başka söylem; kağıt paraların virüs yaydığı söylemiyle insanların alış-verişlerini on-line yapmaları teşvik ediliyor .Yaklaşık on yıldır ‘Kripto Para’ söylemiyle algı yapılarak insanlara tanıtılıyor oysa ki,’ Kripto para çalışma şekli nakite alternatif bir değişim aracı olarak tasarlanmış bir dijital varlık, bir sanal unsurdur.’ burada ülke merkez bankalarının bastığı kağıt paralardan insanları uzaklaştırmaktı.
3.) Virüse karşı ülkeler kriz merkezleri kurdu, seyahatleri askıya aldılar. Birleşmiş Milletler, Dünya Sağlık Örgütü vs. toplantılar yaparak virüsün tehlikesine dikkat çekerek yaklaşık 100.milyar dolar bütçe ayırdılar.
4.) Bir sonraki aşamada muhtemelen fabrikalar ve işyerleri virüsten korunabilmek için üretime ara vereceklerdir.
Not düşelim ve öyle devam edelim:
Sanayi devriminden önce efendiler kölelerini seçerdi, şimdi ise; köleler efendilerini seçmeye başladı.
Seçilen efendilerin çıkarttığı kaosta ise mesele para değildir, paranın kontrol edilmesidir.
Paranın kontrol edilmesi nasıl olacaktır?..
*Okullar tatil edilerek on-line ders verilmesinden yola çıkarak bu sistem tutarsa binlerce okula, onbinlerce derslik, alet ve edavatlarına ihtiyaç kalır mı?. Onbinlerce öğretmene ve eğitim fakültelerine gerek var mı?. Sistemine karşı öğrenci yetiştirebilirmisiniz?..
*Kripto paralar uygulamaya geçilirse, banka ve bankacılık sistemine ihtiyaç var mı?..Milyonlarca çalışana ücret ödeme yükümlüğün var mı? Ayrıca Merkez bankalarının para basma gibi derdi olabilir mi?.
*Dünya sağlık örgütü ve Birleşmiş Milletler, sistem haricinde işleyen fabrika,işyeri vs. virüs bahanesiyle kapatabilir mi?
Üretim ve fabrikalar mı?..
*Dünya egemenleri adım adım herşeyi hazırladı, yüksek teknolojiye uyumlu insanlarla çalışacak yapay zekayla ürettiği kobotlar sanayide ve fabrikalarda daha az insanla çok daha fazla ekonomik üretim yapabilecek duruma getirildi.
*Sağlık adı altında nerede olursan ol sağlığınla ilgili acil müdahalede bulunabileceklerini söyleyerek ‘Biyometrik Çip’i özendirme değil mecbur kılacaklar ve konu sağlık olunca gönüllü olarak koşturarak taktıracaksın.Hem sağlığını, hem attığın adımdan aldığın nefese kadar izlenecek ve yönlendirilecek 24 saat kontrol edileceksin.
*Neyle mi geçineceksin?..Eğer altmış yaşının altındaysanız şanslısınız!..En çok yatırım yapması gereken Eğitim, sağlık, bankacılık, güvenliğe ayırmadığı parayı sana verecek, sistem içerisinde eğitimine izin verdiyse senden yararlanacak, vermediyse istedikleri kadar ilüzyon dünyasının özgürlüğünü yaşayacaksın, çipin elinde o kadar yaşatacaklar.
Ayrıca Nano teknoloji diye bir bilimsel akıl üretildi. Ney mi?
” Günümüzde fizik, kimya, biyoloji,bilgisayar,malzeme bilimi,elektronik gibi alanlarda kullanımının yanında, tıp alanında da oldukça çarpıcı gelişmelere imkan sağlamaya başladı. Bu teknolojiyle üretilebilecek birçok mikroskobik aygıtlar belki de damarlarımızda dolaşacak ve birer uzman gibi tedavi sağlayacaklardır. Nano boyuta sahip yapıların fiziksel özelliklerini anlaşılması ile yeni bir nanoskopik dünya ile bir köprü kurulacaktır.
Nanomateryallerin üretimi ile birlikte çok daha dayanıklı ulaşım araçları ve kirlenmeyen, paslanmayan eşyalar; hatta kendi kendini temizleyen giysiler üretilebilecektir.
Gelecekte en büyük sorunlardan biri olacak olan kullanılabilir su kaynakları da, bu teknoloji ile kendisini yenileyebilecektir. Belki de yakın bir tarihte insan vücudunda çalışabilecek biyolojik ve farmokolojik bilgisayarlar bu şekilde üretilebilecektir.
Kuantum Bilgisayarlar üretildi. Bin bilim adamına eşdeğer olarak bilim üretebiliyor deniliyor, Örnekleme verirsek; İnsan DNA’sını kopyalabilip, kodlayabilecek teknolojik yenilikler sunuyor.Daha da ilerisi üretilecek. Şu andaki bilgisayarlardan çok daha fazla yetenekli Bilgisayarlar yapay zeka nano teknoloji entegrasyonuyla geleceğin yaşamı belki şimdi hayal edemeyeceğimiz şekilde farklı olacak .
Sonuç mu?..
Sen sakız orucu bozarmı diye düşünürken ! SANAL SANAYİ DEVRİMİ YAPIYORLAR HACIM!..
Vesselam
Ozan Ozanca
Bandırma/15-03-2020