ARİSTOTELES / RETORİK*1
Aristoteles (MÖ 384-323) Antik Yunan’ın en önemli filozoflarındandır. Platon’un öğrencisi, Büyük İskender’in öğretmeni, Lykeion Okulu’nun kurucusudur. Ortaçağ’da Musevi, Hristiyan ve Müslüman düşünürleri etkilemiş, etkisi Rönesans, Reform ve Aydınlanma dönemine kadar yayılmıştır. Biyoloji, fizik, kimya, psikoloji, etik, mantık, metafizik, retorik, şiir sanatı, bilim felsefesi ve siyaset kuramı hakkında günümüze ulaşan metinleri, bu alanlarda kurucu metinlerden sayılmaktadır. Retorik kitabıyla, güzel konuşmanın bir sanat olduğunu belirten Aristoteles, uzun açıklamalarla başarılı bir söylevin nasıl hazırlanacağına dair bilgiler vermektedir.
“Aristo’ya göre Ruh-beden sorunu: Platon’un ruhu beden içinde ‘geçici olarak barınan bağımsız bir varlık’ olarak niteleyen görüşünden ayrılarak maddi bedenden ayrı bir varlık olmadığını, onunla birlikte bireyi oluşturan bir öğe olduğunu savunur. Ona göre ruh, bedenin biçimidir ve beden de ruhun maddesidir.”
“ Dil ve ilgili alanlarda ‘kategori’, ‘özne-yüklem’, felsefe ve sanatta ‘biçim-içerik’, fizikte ‘enerji-madde’ ve çeşitli alanlarda da ‘potansiyel’, ‘öz’, ‘nicelik- nitelik’, ‘ilişki’, ‘neden’, ‘cins-tür’, ‘tümel-tikel’ gibi canlılığını koruyan birçok kavram ve kuramsal ayrım Aristoteles’in düşünce tarihine katkısıdır.”
“Antik Yunan’da dinleyiciler önünde güzel konuşma yeteneği sosyal ve siyasal hayatta çok önemliydi. Bu yüzden erken tarihlerden itibaren gençlerin eğitimi güzel konuşmayı öğrenmeyi de kapsıyordu.”
“MÖV. Yüzyılda toplum yaşamında demokrasi fikri ağırlık kazanmaya başlayınca güzel konuşma ve toplulukları etkileyip inandırma önem kazandı. Bunun üzerine sofist adı verilen ve ülkenin belli başlı kentlerini gezerek felsefe ve retorik dersleri veren öğretmenler ortaya çıktı. Sofistler herkes için geçerli olan doğruların araştırılmasından çok ‘inandırmayı’ öğretilerinin temeli yapmışlardı.”
“Retorik, diyalektiğin benzeridir.” –Yani ona göre retorik kendine özgü kural ve metotları olan bir sanat değil, deneyimle öğrenilen bir zanaattır. Aristoteles, retorik ‘in diyalektik sanatının eş değeri olduğunu belirtmek istemektedir.- Dipnot; Aristoteles, retoriğin sanat değil, çalışmayla kazanılan deneyim, olduğunu söyleyen Platon’dan farklılaşır. Aristoteles’e göre sanat, insanların bir şeyi yapma, yani beyinlerinde tasarlayarak onu üretebilme yeteneğidir. Doğrudan idrak ve mantık ile ilişkilidir.
“Retorik sanatının inandırmayla ilgili olduğu ve inandırmanın bir tür tanıtlama anlamına geldiği açıkça ortaya konmaktadır.” Dipnot; Tümdengelim mantığında verilmiş bir ya da daha fazla önermeden yola çıkarak daha özel sonuçlara doğru inmek tasım adı verilen dolaylı çıkarım işlemiyle gerçekleşir.
“En kusursuz bilimsel bilgiye sahip olmak bile bazı dinleyicileri ikna etmemizi kolaylaştırmaz, çünkü bilimsel söylev, dinleyicilerin eğitimli olmasını gerektirir ve bu her zaman mümkün değildir. Kalabalıklara hitap ederken konuşmalarımızda ve tanıtlamalarımızda herkesin bildiği kavramları kullanmalıyız. Hatip aynı zamanda diyalektik akıl yürütmede yapıldığı gibi savunduğu şeylerin karşıtlarını da savunabilecek donanıma sahip olmalıdır.” Dipnot; Sofistler MÖ5.ve 4. Yüzyılda siyasi ve toplumsal koşulların değişmesinin ve doğa felsefesinin iflasının ardından insan üzerine felsefenin başlatıcısı olarak ortaya çıkan gezgin felsefe öğretmenleriydi. Zamanla sofistlik terimi belli bir doğruya ulaşmak için değil de tartışmış olmak için tartışma tavrı, anlatmayı, ikna etmeyi, sözün etkisiyle inandırmayı hedefleyen akıl yürütme tarzı anlamını aldı.
“Retorik, diyalektiğin bir dalı ve benzeridir, çünkü her ikisi de belirli bir konunun bilimsel incelemesi değil, bir akıl yürütme yetisidirler… Bütün hatipler dinleyicilerini inandırmak için örnekler ve örtük tasımlar kullanırlar. Bunun başka bir yolu yoktur. Analitkler’de belirttiğim gibi, bir şeyi tanıtlamak üzere mutlaka tasım ve tümevarım yöntemlerinden birini kullanmamız gerektiğine göre, retorik söz konusu olduğunda da mutlaka bu yöntemlere karşılık gelen yöntemlerin kullanılması gerekir.”
“Hiçbir sanat tikel durumları incelemez. Bazı gerçek önermelerden hareketle diğer bir önermenin gerçek olduğunu göstermeye de diyalektikte tasım, retorikte ise örtük tasım denir.”
“Retorik ve diyalektik tasımlarla ilgili konular düzenli ya da evrensel toposlarla ilgili şeylerdir.” Dipnot; Topos: ‘Bakış açısı’ ya da ‘ kanıtlama yolu’
“Retoriğin önermeleri kanıtlar, olasılar ve göstergelerdir. Her tür tasım önermelere dayanır.”
“Retorik, analitik biliminin ve politikanın etik konulara ilişkin dalının bir bileşimidir. Ve bir yönüyle diyalektiğe bir yönüyle de sofistlerin öğretisine benzer. Retorik ile diyalektiğe aslında oldukları pratik melekeler gibi değil de birer bilim gözüyle bakmaya çalıştıkça, farkına varmada gerçek doğalarını bozmuş oluruz. Böyle yaparak onları sadece bir “söz sanatı” olmaktan çıkararak belirli bir bilgi alanını kapsayan bilimlere çevirmiş oluruz.”
“Benzer nedenler, genellikle benzer sonuçlar doğurur.”
Energeia: Aristoteles felsefesinde “energeia” potansiyel olanı aktüel olana dönüştüren güçtür.
“Gerçekliği amaçlayan şeyler görünüşü amaçlayan şeylerden iyidir, çünkü kimse ona sahip olduğunu bilmeyecekse görünüşü amaçlayan şeyi tanımı gereği hiçbir insan seçmez. Gerçekliğe daha yakın oldukları için bir insanın olmak istedikleri görünmek istediklerinden daha önemlidir.”
“Bütün insanlar çıkarlarına saygı duyulduğu zaman ikna edilirler ve bu çıkarlar kurulu düzenin sürdürülmesini sağlar.”
“Dört yönetim biçimi vardır: demokrasi, oligarşi, aristokrasi ve monarşi. Her yönetim biçiminde yargılama ve karar verme yetkisi, yönetime adını veren gücün tümüne ya da onun bir parçasına verilmiştir. Aristokraside siyasi erk yasalaşmış geleneklere saygı duyanların elindedir. Bunlar “aristos” oldukları için söz konusu rejime aristokrasi denilmiştir. Adından anlaşılacağı gibi monarşi, siyasi erkin tek bir kişide olduğunu belirtir. Bazı kurallara uymakla yükümlü olan krallık rejimiyle hiçbir kurala bağlı olmayan tiranlık rejimi olmak üzere iki farklı türü vardır.
İnsanlar tercihlerini amaçlara göre yaparlar. Demokrasinin nihai amacı özgürlük, oligarşinin zenginlik, aristokrasinin eğitim ve yasalaşmış gelenekler, tiranlığın amacı da siyasal erki yitirmemektir. Bu durumda her yönetim şeklinin nihai amaçlarını şekillendiren gelenekler, kurumlar ve çıkarlar iyi bilinmelidir, çünkü dinleyicilerin seçim ve tercihleri onlara göre yapılır.” Dipnot; Demokrasi: demos (halk) ve krotos (güç), devlet, yöneten erk kelimelerinden türetilmiştir. Demokratik rejimde bütün yurttaşlar eşit sayıldığından siyasi kararlar vermenin uzmanlık gerektirmediğine inanılıyordu. Bu yüzden askeri komutanlık gibi uzmanlık gerektiren alanlarda devlet görevlileri atamayla görevlendirilirken, çağdaş demokrasilerdeki devlet başkanına eş değer “eponymos arkhon” kurayla saptanıyordu. Zamanla kurayla dağıtılan devlet görevlerinin sayısı artmış, Aristoteles’in zamanında hemen hemen hepsi kurayla dağıtılır olmuştu. Oligarşi; oligos (az) ve arkhe (egemenlik) kelimelerinden türetilmiştir. Aristos; sözlük anlamı “mükemmel”, “en iyisi ”dir. Mesela Aristoteles; “mükemmel yapan”, aristophanes; “mükemmel görünen”, Aristodemos; “halkın mükemmeli” anlamına gelir. Monarşi; monos (tek) ve arkhe (egemenlik) kelimelerinden türetilmiştir.
“Genel kanıya göre, erdem iyiyi sağlayabilen ve onu koruyan, ama aynı zamanda bizi her durumda her türden önemli ve yararlı eylemler yapmaya yönlendiren bir yetidir –dynamis; güç; yeti- Erdemin öğeleri; adalet, cesaret, özdenetim, görkem, yüce gönüllülük, cömertlik, merhamet, sağduyu ve bilgeliktir. Erdem iyilik yapma yetisi olduğuna göre, en büyük erdemler başkalarına en yararlı olanlardır”
“Mutluluk erdemi içerdiği gibi, kutlama da övgü ve yüceltme içerir… Üstünlüğün bir erdem olduğuna inanılır.”
“Bize zorla dayatılan her şey rahatsızlık vericidir.”
*Retorik, Aristoteles, Çev. Ari Çokona. T.İş Bank. Yay.
Sedat Pamuk. 21.01.2025, Ankara