Futbol oyunu hayat gibi diyalektik yasalarla işler.
Diyalektikteki tez anti tez sentez kuramı aynı şekilde futbol içinde geçerlidir.
Bu kuramı savunma, orta saha, hücum olarak da futbola uyarlayabiliriz. Hayat bilgisi olmayan futbol yorumcularının hücum futbolu ya da savunma futbolu gibi saçmalıkları oyunun doğasına aykırıdır. Nasıl ki diyalektik de tez sentezi reddederek anti teze ulaşıyorsa ve ortaya yepyeni bambaşka bir durum çıkıyorsa, futbolda da savunmadan hücuma geçtiğinizde yada hücumdan savunmaya geçtiğinizde aynı durumlar ortaya çıkar.
Futbol bütünlük arz ettiği için savunma futbolu ya da hücum futbolu gibi kavramlar formülle oluşturulamaz. Oyunu belirleyen sonsuz sayıda ki neden zaten buna izin vermez. İnsanların karıştırdıkları şu; hayatta olduğu gibi futbolda da ihtiyaçlar çözüm üretir. Futbol oyununda koca sezon bir yana sadece bir doksan dakikalık oyunda yani tek maçlık bir oyunda bile hücum savunma diyalektiği oyunun sonuna kadar devam eder. Bazen ihtiyaçlar öylesine bir pozisyona bürünebilir ki, sürekli hücum ya da sürekli savunma yapmak zorunda kalabilirsiniz ama bu yukarda anlattığımız gerçeği değiştirmez. Futbol da şablonlar vardır. Bu şablonları eldeki mevcut oyuncu kadrosunun formasyonu belirler. Bir takımın genel karakteri ağırlıklı olarak hücuma da dönük olabilir, savunmaya da, bu elinizdeki oyuncu karakterlerine bağlıdır.
Dolayısıyla hiçbir şey okumamış futbol yorumcularının futbol hakkında yaptığı genel yorumlar, tümden yanlış ve temelsizdir. Önceki yazılarımda sıkça belirttiğim gibi hayat nasl soyutlamalar toplamıysa, futbol oyun da soyutlamalar toplamıdır. Arjantinli filozof teknik direktör MONETTİ’nin yıllar önce söylediği gibi, “Sadece futbolu çok iyi bilmek aslında futbolu hiç bilmemektir” bu sözün doğrultusunda başta Türkiye’deki teknik direktörlerimize ve televizyondaki futbol yorumcularını izlediğimizde sadece Monetti’nin ne kadar haklı olduğuna tanık oluruz.
Futbol hayatın bir parçası, daha da minimize edersek hayatın bir aksesuarı olduğuna göre hayatı bilmeden ya da anlamaya çalışmadan futbolu anlamak da söz konusu değildir.
Büyük rantların döndüğü endüstriyel futbolda örneğin; sosyoloji okumamış dolayısıyla Marx Weber’le dahi tanışmamış teknik direktör ve futbol yorumcularının dünyanın dört bir yanında ve ağırlıklı olarak ülkemizde futbolu yönlendirmeleri hatta yönetmeleri tam bir fukaralıktan öte bir şey değildir.
Gelelim Determinizm konusuna kabaca anlatmaya çalışırsak Determinizm bize benzer koşulların benzer sonuçlar doğuracağını anlatır. Yine kabaca bu iki kere iki, dört eder gibi bir şeydir. Buda futbolda asla geçerli değildir. Futbolun bünyesi sınırsızlık ve sonsuzluk içerdiğinden Determinizmi de reddeder. Yani rakibinizi yüz kerede izlemiş olsanız, ona karşı önlem alamamanız hatta aciz kalmanız mümkündür.
Fazla kafa şişirmeden yazıyı bitirelim. Ezcümle hayatın temel alanlarıyla ilgisi olmayanların futbolla da ilgileri yoktur. Onlar sadece hiçbir şey bilmeden bildiklerini sanırlar. Hayatta olduğu gibi futbolda da en tehlikeli insanlarda bunlardır.
26-10-2022/ İlk yayın: 2015-06-16/Süleyman Takunyacıoğlu