SERMAYE SAVAŞLARININ TARİHSEL VE GÜNCEL BOYUTLARI
Sermaye savaşları, insanlık tarihinde büyük acılara yol açmış ve günümüzde de farklı şekillerde karşımıza çıkmaktadır. Kapitalizmin kar maksimizasyonu ve özel mülkiyet sistemi, çatışmaların ve sömürünün temel nedenlerindendir. Bu yazıda, sermaye savaşlarının tarihsel arka planını ve günümüzdeki yansımalarını ele alacağız.
Güncel Örnekler: Tusaş Saldırısı ve Hastanelerdeki Uygulamalar
Günümüz sermaye savaşları, büyük çaplı askeri çatışmalarla sınırlı kalmamakta, daha örtük yöntemlerle de devam etmektedir. Tusaş’a yapılan terör saldırısı, sermaye birikimi mücadelelerinin bir yansıması olarak değerlendirilebilir. Bu tür saldırılar, toplumda korku ve kaos yaratarak, sermaye sahiplerinin daha fazla güç ve kaynak birikimi elde etmesini amaçlayan politik manevraların bir parçası olabilir.
Bunun yanı sıra, geçtiğimiz günlerde yeniden gündeme gelen hastanelerdeki etik dışı uygulamalar da benzer bir sermaye birikimi stratejisidir. Yeni doğan bebeklerin sağlık hizmetleri üzerinden ticari kazanç sağlanması, hastaların sömürülmesi ve gereksiz tedavi uygulamaları, sermayenin insan sağlığını ticari bir meta olarak görme anlayışının sonucudur.
Kapitalizmin Yıkıcı Etkileri: Savaşlar ve Sömürü
ABD’nin askeri gücü İsrail’in Filistin, Gazze ve Lübnan gibi bölgelere saldırıları, silah stoklarını tüketmek ve yeni teknolojiler için yer açmak amacıyla sürdürülmektedir. Bu, silah endüstrisinin çarklarını döndüren bir döngüdür. Afganistan, Irak, Suriye, Libya ve Ukrayna gibi ülkeler, küresel sermayenin çıkarları doğrultusunda yok edilip yeniden inşa edilmekte, bu süreç sermaye birikimini artırma amacına hizmet etmektedir.
Kapitalizmin Kriz Döngüleri
Kapitalist sistem, düzenli olarak krizler üretmektedir. Kar oranlarının düşme eğilimi, rekabetin sertliği ve teknolojik gelişimlerin sabit sermayeye yansıtılma zorunluluğu, sermaye piyasalarında periyodik krizler doğurur. Bu krizler, savaşlar ve yıkım yoluyla çözümlenmekte, yeni sermaye birikim fırsatları yaratmaktadır.
Sonuç
Sermaye savaşları, kapitalizmin yapısal bir sorunu olarak, insanlık ve medeniyet için büyük tehdit oluşturmaya devam etmektedir. Özel mülkiyet ve miras hukuku sürdükçe, bu çatışmaların son bulması zor gözükmektedir. Ancak, bu duruma karşı durmak insanlık için kaçınılmaz bir gerekliliktir.
24.10.2024, Sedat Pamuk, İzmir