Havutça, “Hakimlerin üzerindeki siyasal baskıyı kaldırın!”

 

CHP Adalet komisyonu milletvekili Namık Havutça, TBMM Adalet Komisyonundaki, Cezai Konularda Uluslararası Adli İşbirliği  Kanunu Tasarısı görüşmelerinde bakan bozdağı sorularıyla terletti.

Havutça toplantıda Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a, Erdem Gül ve Can Dündar davasındaki hakim ve savcıların baskı altında tutulduğu yönündeki kaygılarını dile getirdi.  
Havutça Amerika’da tutuklanan Zarrab davasıyla ilgili Bakanlığın ne gibi çalışmalar yaptığını da Bozdağ’a sordu.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Rıza Sarraf'la ilgili hadisenin paralel yapı tarafından bayağı bir körüklendiğini belirterek, "Dört köşe olmuş durumdalar, bu işin servisini yapıyorlar." dedi.

Bakanı Bozdağ, tasarının görüşmelerinde CHP Balıkesir  Milletvekili Namık Havutça'nın, "Gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül'ün  yargılandığı dava ile Rıza Sarraf'ın ABD'de tutuklanmasına" ilişkin sorusunu  yanıtladı.
AB'nin ilgili komisyonlarının zaman zaman Türkiye ile ilgili raporlar  hazırladığını vurgulayan Bozdağ, şunları ifade etti:
"Biz kendileriyle yaptığımız görüşmelerde hep şunu söylüyoruz: Bu  raporların objektif olması esastır. Siz Türkiye'yi ziyaret ediyorsunuz,  taraflarla görüşüyorsunuz ama sonra gazete manşetlerine raporlarınızı koyup  yayınlıyorsunuz. Bu objektif bir raporlama usulü değildir. Bizi de dinleyin,  başka kimi istiyorsanız onları da dinleyin. Herkesten görüş ve bilgi alın ama  siyasal nitelikli yorumlara göre değil, gerçeğe göre karar verin. Gerçek neyse  ona göre raporlar hazırlayın. Ama maalesef raporların içerisinde bazı gerçekler  ifade edildikten sonra pek çok algı operasyonunun millete dikte edildiği haberler  gerçek olarak raporlara yansıtılıyor. Tabi bu rapor böyle olunca da bunun  Türkiye'de karşılığı olmuyor.
Biz onların haklı uyarılarına hep uyduk, Bundan sonra da objektif,  haklı olan, gerçekten bizim eksiğimizi gösteren bir şey varsa o eksiğimizi  gidermeye, yanlışımızı gösteren bir şey varsa o yanlışı düzeltmeye hep özen  göstereceğiz. Biz bundan sonra da o anlamdaki uyarılara, raporlara önem vermeye  devam edeceğiz ama taraflı raporlar olduğu zaman da kusura bakmasınlar, taraflı  olan raporlara göre biz Türkiye olarak amel etmeyiz."
"Konuşunca (niye konuşuyorsun?) deniyor"
Adalet Bakanı Bozdağ, devam eden davalarla ilgili konuşmamanın doğru  olduğunu vurgulayarak, en zor durumda olan bakanlardan birisi olduğuna değindi.  Bozdağ, "Konuştuğum zaman 'Adalet Bakanı niye konuşuyor?' Konuşmadığım zaman  'niye konuşmuyor?' Yargıda bir şey oluyor, hesabı benden soruluyor; yargıda bir  şey olmuyor onun hesabı da benden soruluyor. Bir yandan 'yargı bağımsız olsun'  deniyor, öte yandan 'bunlara niye müdahale etmiyorsunuz.' deniyor. Ben şimdi  hangisini yapacağım? Benim böyle bir yetkim var mı?" diye sordu.
Bozdağ, Anayasa'nın 38. maddesinde, "Hakimler, görevlerinde  bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine  göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin  kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez; genelge  gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz. Görülmekte olan bir dava hakkında  Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz,  görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz." hükmünün yer aldığını  anımsattı.
Anayasanın ilkeleri ortaya koyduğunu, bu ilkelerin herkesi bağladığını  belirten Bozdağ, "Mahkemelerde devam eden yargılamalar var, savcılıklarda yürüyen  soruşturmalar var." diye konuştu.
 "Bazen yerin dibine sokuyoruz bazen göklere çıkartıyoruz"
Bu soruşturmalara ve yargılamalara ilişkin herkesin bir görüşünün  olacağını ve bunu hukuka göre ifade etmenin herkesin hakkı olduğunu vurgulayan  Bozdağ, şöyle devam etti:
 "(Mahkemeler, savcılar, hakimler, kararlar eleştirilemez) diye bir  kural yok. Devam eden soruşturmalarda... belli kişilerle ilgili olduğu zaman,  'tamam kesin talimat verdiler, hakim kararını talimatla verdi, savcı işi  talimatla yapıyor...' Başka bir mahkeme olduğu zaman veya aynı hakim başka bir  kişiyle ilgili karar verdiği zaman, 'bak işte adalet, hukuk böyle olur' diyoruz.  Aynı kişi ile ilgili bile bazen yerin dibine sokuyoruz bazen de göklere  çıkartıyoruz. Yani yargılananların isimlerine, görüşlerine göre veya  soruşturanların isimlerine, görüşlerine göre, bizlere yakınlığına ve uzaklığına  göre verilen kararları değerlendirirsek orada doğru yolu bulma şansımız olmuyor.  O yüzden devam eden soruşturmalarla ilgili bizim söyleyeceğimiz şey, her işin  hukuk içinde ve hukuka uygun yürümesi ve hukuka uygun biçimde karara  bağlanmasıdır. Hepimizin bu soruşturmaları yürüten ve yargılamaları yapan hakim  ve savcılarla ilgili bu çizgi içerisinde durması doğru olandır."
Bakan Bozdağ, Rıza Sarraf'la ilgili Hadisenin paralel yapı tarafından  bayağı bir körüklendiğine dikkati çekerek, "Dört köşe olmuş durumdalar;  keyiflerinden gazetelerde, televizyonlarda bazı muhalif çevreler... Bu işin  servisini onlar yapıyor. Her yerde adeta bayram ilan ettiler. 'Buradan  Türkiye'ye, Hükümete bir zarar gelecek, Cumhurbaşkanına bir zarar dokunacak.'  Yani bu memleket, Hükümet, Türk milleti, Cumhurbaşkanı zarar görsün diye,  şimdiden bayramın arifesi ilan ettiler. Zarar görürse de herhalde bayramı  kutlayacaklar." ifadesini kullandı.
 "Bizim özel bir takibimiz, herhangi bir endişemiz yok"
Bu hadisenin ABD'de olan bir hadise olduğuna işaret eden Bozdağ,  ABD'deki yargı makamlarının bununla ilgili, kendi hukukları çerçevesinde adli  süreç işlettiğini bildirdi.
 
Bozdağ, şunları kaydetti:
"Bunun takibini yapmak isteyen gider ABD'ye yapar. Onların hukukuna  uygun bir biçimde, ABD kendi yargılamasını yapar, onların hukukuna uygun bir  biçimde ne olacak ne bitecek hep beraber görüyoruz. Bütün bu hadiseyi Türkiye'ye  bağlama, oradan Türkiye'ye bir zarar çıkması için bazı çevreler özel bir gayret  sarfediyor, biz onları tanıyoruz, biliyoruz. Onlar bu memleketin zarar görmesi  için her şeyi yapacak tipler. Ne olacağını hep beraber göreceğiz. Bizim özel bir  takibimiz yok, herhangi bir endişemiz yok. Türkiye yaptığı bütün işleri, bugüne  kadar Anayasa ve hukuka göre yapmıştır, İran'la ilişkiler dahil. Bundan sonra da  Anayasa, hukuk, uluslararası hukuk çerçevesinde doğru olanları bu milletin  yararına olacak bir biçimde yapmaya devam edecektir. Hep beraber göreceğiz ne  olacağını."