Milenyum Aşklar ve Eylül

Milenyum Aşklar ve Eylül

Havalar ısınmaya başlayıp da deniz mevsimi açılınca, herkes farklı biryerlere tatile gitmeye hazırlanır. Yabancı bir çevre, kızgın güneş, sıcacık denizin yanında havanın oksijeni dolunca ciğerlerine.. insanlar kendilerini daha sağlıklı, enerjik ve mutlu hissederler.. Daha rahat ve pervasız davranabilirler. Daimi ikametlerinde yapamadıklarını buralarda yaparlar...Mesela normalde kısa şortla kapı önüne bile çıkamazken..rahatça dolaşırlar tatil beldelerinde.. Zaman zaman da tatil aşkları yakalar.. tatile yalnız gelenleri ,  kalbi kırık olanları, aradığını bulamayanları. Birden duyguları alevlenir, Aaaşık olduk sanırlar... Tatiller genelde kısa süre ile sınırlı olur yaa,  bu telaş ile acele kararlar verilir..sevgili olunuverilir..hatta baazen evlenmeye karar verilir.. Herşey çok hızlı gelişir., ama hata yaptıklarını, tatil dönüşü daimi ikametlerine döndüklerinde anlar çoğu. .İşte o zaman başlar sancı..

Başlamak güzeldir de bitti demek zordur , üzücüdür, kırıcıdır.. hani eskiler ne derdi. " Gel demesi kolay, Git demesi zordur.". . 
Eylül 15 geldimi havalar soğumaya başlar, herkes evlerine döner, ve Sonbaharın geldiği anlaşılmaya başlar..

Aslında güzel şeylerin başlangıcıdır Eylül, Okullar açılır, çocuklar büyük bir heyecanla yeni öğretim yılına hazırlanırlar.. Evler badana yapılır ,temizlenir.. Kış için hazırlıklar başlar. Turşular yapılır, Salçalar yapılır, Yufkalar yapılır Zeytinler doldurulur şişelere, ,kaya tuzunun ellerine teslim edilir. En son da Tarhanalar yapılır ,..Son sıcaklar bitmeden kurutulur... Haa bir de Pastırma sıcakları vardır. Özel yörelerde pastırma yapımına yardımcı olmak için ısıtır sanki Güneş.. Pekmezler, reçeller yapanlar da çoktur tabii.. kış boyu hiç birşey almasa yaza ulaşacak evler vardır..mesela dağlarında Kızılcık olanlar kızılcıkları bahçelerde kaynatırlar, büyük tenekelerle.. marmelat ve nektar yaparlar.. doğal meyvasuyu yaani... hem lezzetli hem şifalı.. zamanı ve becerisi daha fazla olanlar ise Kuskus yapar.. ee artık kıştan kim korkar...

Bunca üretken  güzel Eylül. Sonbaharın başlangıcıdır hem de, adında Son var ya.. birçok aşkların da sonu olur.. Sararıp dalından düşen yapraklar gibi, duygular da düşüverir yüreklerden... Olsun, her zaman güzel duygular yaşamak mümkün mü, sevgiyi bulmak olası mı bu kısır döngü içinde.? Birbirinin aynı geçen nakarat günler, klişe bir çevre, birbirinden farkı olmayan insanlar, hayatımızın büyük bir bölümünü yok ederken, güzel birşeyler yaşayıp dönmek güzel değil mi , dalından düşen bir yaprak gibi de olsa.?.Bir de farklı bakmalı olaya, o yaprak önce taptaze bir filizdi, büyüdü yemyeşil oldu, meyvelerin oluşmasına destek oldu, güneşten bunalan insanlara gölge oldu, serinlik oldu... Olsundu, bunca güzel şeyi yaşadıktan sonra dalından düşme zamanı geldi diye öfkelenmek yerine, nazlı nazlı, rüzgarla dans ederek toprağa düşmek, toprakla buluşmak, bu defa da toprağa can vermek, kendinden vaz geçip toprağın olmak..nasıl mutlu ediyorsa yaprağı, Eylül de öyle mutlu etmeli insanları.. 
Herşeyin bir ömrü vardır, başlar, yaşanır ve biter... Milenyum Aşkları da, Eylülü de, sorgulamadan, suçlamadan, kırılmadan, kırmadan, saadece güzelliklerini görerek ve tadını çıkararak yaşamak, hayatımıza sağlık, huzur ve mutluluk katacaktır.
En iyisi, tatil aşklarından uzak durmalı ve Eylülü beklemeli,, Aaşık olacaksa Eylülde aaşık olmalı insan. Eylül, tatilin, güneşin, o sıcak günlerin bittiğini söyler ama, bitti dediğimiz yerde yeni şeyler başlar. Birşey bitmeden yeni şeyler başlayamaz..yağmurlar da başlar Eylülde, Bolluk Bereket getiren yağmurlar..Yağmurlarla yıkansın yürekler, temizlensin tüm kinler, nefretler,acılar,elemler..

Ne güzel şeydir, Eylülde, yeni bir okula başlamak, yeni bir işe başlamak, yeni bir eve taşınmak, yeni bir Şehirle tanışmak, yeni insanlarla, yeni bir çevreyle buluşmak. Yeni Aşklara yelken açmak.. Yeniliklerden korkmayın, açın kalplerinizin kapılarını, Eylül dolsun yüreklerinize..

BANDIRMA - 23-09-2018