Titrlerden Tinlere

TİTRLERDEN TİNLERE

İsmin önüne gelen her ünvan insanın ruhundan bir parça eksiltiyor.

Neticede insan, önce sadece insandır. Kızıl saçıyla, yeşil gözüyle değil hele isminden önce adının başına gelen titriyle, etiketiyle hiç değil.

Tiniyle, fikriyle, sözleriyle, anlattığıyla insandır işte.

Kurulan iletişimin sağlığı açısından çıplak olmak gerekmez mi?

**

Ne yazık ki insan olarak evrimini tamamlayamamış müsvettelerle dolu etrafımız. Yaşamın her yerindeler. Bir titr sahibi olmaya gör, egolar tavanda. Mevki makam sahibi olup isminin önüne etiketini yazınca çevresindeki insanları aşağılama , kendinden alt kademede olanları küçük görme, tepeden bakma; hatta bu halde olmayı marifet saymalar. Hani böyle davranmak zorunluymuş gibi. Normal insan gibi davranışlarda bulunulursa itibar görmeyeceğini düşünerek acımasızca insanları aşağılamak ,ezmek !
Ne çok var çevremizde ? 
Eğitimle ilgili bir durum değil bu..İnsan olmak eğitimle öğrenilecek bir özellik değil. Belki yeri geldiğinde bunlara haddini bildirmek gerek. Belki bana uzaktan gazel kolay geliyor!
Balıkesir de bir hastanede gözlediğim bir olay. Sevgili Annemin sürekli ziyaret etmek zorunda kaldığı hastanelerimizden birindeyiz. Ortam güzel ,Hemşireler hastabakıcılar,stajyerler ortalıkta fıldır fıldır koşturmakta. Derken  vizit saati içeriye 3 kişi giriyor . Artık odaya girmeden mevzu neyse  ağzına geleni söylüyor 3 kişiden birisi . Ben suskun püskün  gözlerimi sakınarak  bağıran beyaz giysili adama bakıyorum. Gömleğinin cebine iliştirilmiş etikette Prof.bilmem ne ..Adı lazım değil. Diğerlerinin etiketi yok ! Vay be. Adam eziyor da eziyor yanımızda.. Genç doktorlar ya da asistanlar ezilip büzülüp başlarını öne eğiyorlar. Muhtemelen onlarda kendilerinden sonra gelenlere öyle davranacak.
   

**

İnsanın kendinden önce gelen her sıfat ve etiket insanı doğasından ve samimiyetten bir o kadar uzaklaştırıyor.

İki insan karşı karşıya geldiğinde özler konuşmalıdır. Birinin karşısında el pençe durulacaksa bilinç devre dışı bırakılmamalıdır. İnsanı kategorize eden, aramıza duvarlar ören kelime topluluklarından sıyrılabilsek çok daha rahat yaşayacağımıza ve verimli olacağımıza inanıyorum. Ön yargılardan ve durmaksızın beslenen egolardan arınmak, ruha yaklaşmanın ilk adımlarından biri olsagerek.

Yaftalamıyorum, birileri var haksız yere tatmin istiyor, birileri var devamlı onları takdir ve tatmin ediyor hiçbir şey yapamasa iki elini birbirine vurup ses çıkartıryor. Toplumun sorgusuz kabul gördüğü ve gerçek sandığı değerlerin esasında bomboş olduğunu bizi birbirimize karşı ötekileştirmekten başka bir işe yaramadığını görüyorum.Ötekileştirmek; siyasi grupların, devletlerin, imaparatorlukların, böl-yönetçilerin alçak yöntemidir. Ruhuyla beraber, başkasının doğasına müdahalesiz yaşamaya çalışan insanların uzak durması gerekir.

**

Yüreğinde insan sevgisi olan bir kimse hiç isminin önündeki etiket nedeniyle bir ortamda kendini diğerlerinden üst sınıftaymış gibi  görmez. İnsan olmanın gereğidir
bu.  Ama bir pişkinlik bir pişkinlik varsa yoksa titr.
Başarılı olmak ne demek? Ne yapınca başarılı olmuş sayılıyoruz? İsmimizin öncesine birkaç titr dizildiğinde mi? Banka hesabımızda milyonlar olduğunu belirtmek mi
,emrinde  çalışan sürüyle  insan olduğunu araya sıkıştırmak mıdır seni tarif eden yoksa ruhunu çıplaklığıyla ortaya koyabilmek midir kişiliğin aynası.

**

Kendi özdeğerliliğini,överek arttırma ve başkasının farklılıklarını kötüleyerek kendini üstün kılma çabası ayrımcılık suçuyla eş değer olmalı. Biz birbirimize hitap şekli ararken ve göze girmeye çalışırken esas problemleri bırakın çözmeye koyulmayı, yanlış giden bir şeyler olduğunun farkına bile varamıyoruz. Titrinden ötürü karşısındakinden saygı bekleyen ve 'aslında aynı gemideyiz' edebiyatıyla daha da iticileşen mi daha acınasıdır yoksa birey olmayı başaramamış onun yerine kul olmuş insanlar mı daha acınasıdır bilinmez.

Belki de vahim olan bizim 'ne gemisinden bahsediyor bu' cuların durumudur. Bırakalım ünvanlar sadece kartvizitlerde kalsın, iş kolaylaştırıcı kelime toplulukları olarak dursun kenarda, ihtiyacımız olursa açıp bakalım kim ne iş yapıyormuş. Titrlere değil tinlere ceket ilikleyenler varolsun.

Mahatma Gandhi'yle noktalamak isterim;

" söylediklerinize dikkat edin düşüncelere dönüşür...

düşüncelerinize dikkat edin duygularınıza dönüşür...

duygularınıza dikkat edin davranışlarınıza dönüşür...

davranışlarınıza dikkat edin alışkanlıklarınıza dönüşür...

alışkanlıklarınıza dikkat edin değerlerinize dönüşür...

değerlerinize dikkat edin karakterinize dönüşür...

karakterinize dikkat edin kaderinize dönüsür... "

SENA BEYAZ - ANKARA

Yazarın Diğer Yazıları