Para Sevgiyi Satın Aldı!

Para Sevgiyi Satın Aldı!
Ben iyi bir dinleyiciyim ve olaylara hep olumlu yönden bakıp çözüm bulma amaçlı önerilerde bulunurum. Sanırım bundandır, çevremdeki birçok kişi sorunlarını anlatıp rahatlıyorlar. Bir bakıma terapi diyebiliriz.

Önceki yıllarda çoğunlukla kavuşamayan platonik aşklar, yasak aşklar , mutsuz evlilikler falan gelirdi gündeme, şimdilere konular ve sorunlar çok değişti. Sevgiler ekonomik odaklı ve menfaate dayalı oldu. Dostluklar, komşuluklar güvenilirliğini kaybetti. Hikayelerden birkaçını aktarayım sizlere, sanırım sizler de hemen, - evet yaa aynen öyle oldu! deyip benzer birçok hikayeyi anlatmaya başlayacaksınız... işte komşumun oğlu, yeğenimin kızı , arkadaşımın sevgilisi bunları yaşadı , bunları anlattı diyeceksiniz.. 

Önceleri erkekler evlenince, eşine babadan kalan miras hakkını almayı bile reddeder, bunu gurur ve onur ifadesi olarak benimserlerdi. Kadının parasını almazlardı..Şimdilerde herkesten önce paylaşım projeleri yapar oldular.. Kız arkadaşı ile görüşmek için çıktığı bir kafede, çay kahve ücretini veya bir yemek bedelini kesinlikle kendileri öderdi. Şimdilerde modern oldu ya toplum, yeni nesil gençlerimiz "- yaa hiç ödeme yapmıyor kız, hesapları neden hep ben ödeyeyim" düşüncesini ifade ediyor ve " - eli cebine gitmiyor diye bitirdim ilişkiyi" diyenler çoğunlukta... Bir diğeri de, sohbetlerde favorisi olan tipleri çizerken anlattığının tam tersi hiç hoşlamam dediği tipte ve kültür seviyesi düşük biriyle beraberliği sorulduğunda," evet ama evi kaloriferli... ben soba yakmakla uğraşamıyorum.. hem çok güzel yemekler yapıyor, mutfak masrafım da olmuyor,onda kalıyorum, o da memnun ben de, sorun yok şimdilik. .. ama ille evlilik isterim dediğinde terk ederse beni o da kabulüm.. biri gider başkası gelir. eğitim ve kültür seviyeme uygun olmayan biri ile evlenemem tabii ki. Zaaten evlilik amaçlı değil ilişkilerim şu an daha çok zaman var evlilik düşünmem için...??.."

Gençler de tercihler böyle. Gelelim emeklilere.. Eşi ölmüş veya ayrılmış, yıllarca hizmet edilmeye alışmış olan kişiler.. Eşinin maaşı ile evi geçindirip kendi maaşını özel ihtiyaçları için harcayanlar yeni bir beraberlik arıyorlar, amaaa "ben kendi gelirimle anca kendim geçiniyorum sana katkı yapamam.. yemek bulaşık, ev temizliği gibi şeylere alışamadım beceremiyorum.. bunlara da yardımcı olacak birini arıyorum" diyenler  Hatta kurtar beni bu bekar hayatından..diyenler, çoğunlukta. Boşanırken evi, arabayı eşime ve çocuklara bıraktım,bu yüzden,"Kendi Evi " olan birini arıyorum, onun evinde oturup ,ikimizin gelirinden artırıp bir araba alırız, ben seyahat etmeyi seviyorum, gönlümüzce gezer eğleniriz!? 

 Hatta daha ileri gidenler de var. "Çocuklar evlendiler ama geçinemiyorlar, onlara yardım ediyorum, hiç banka kredi borcum bitmiyor, kendim için harcama yapamıyorum, bana destek olacak, Cüzdanı Dolu - Eli Açık birini arıyorum diyenler...Hangi düşünce yapısı ile böyle bir şeyi hayal edebiliyorlar acaba.? Neden kadın sana harcama yapsın! Toplumda dul demesinler, evlendi desinler, kocası var desinler diye mi ?

O toplum baskısı eskilerde kaldı.

Şimdi, ekonomik özgürlüğü olan kadınlar kendi hayatını yaşamayı tercih ediyorlar. Hele de belli yaştan sonra, uzun yıllar bir kadının hizmetine alışmış birinin alışkanlıklarına ayak uydurmak fedakarlığını hiç göze alamıyorlar.. bu yüzden de her geçen gün, tek başına yaşayan kadınlar ve erkekler çoğalmakta. Evler tek kişilik hayatlara mahkum. Koskoca 3 artı bir dayalı döşeli evlerde tek kişinin yaşaması ekonomik olarak da büyük israf. Artık tek kişilik yaşamlar için bir artı bir, çok az eşyalı ekonomik ikametgahlar zorunlu olacağa benziyor. Haa sadece erkekler değil tabii TV.lere çıkan kadınlarımızı görüyoruz, mağazadan promosyon bekleyen müşteri gibi, bana ev verecek mi, ? "Her yıl tatile götürmesi şart, altın zincir isterim," gibi açık açık bir bedel karşılığı evlilik taleplerini gördükçe, bu evlilikte sevginin yeri var mı diye düşünmemek elde değil. Bir ticari anlaşma mı diyelim. ekonomik çıkarlara dayalı ev arkadaşlığı mı..?

Uzun Lafın kısası Para Sevgiyi Satın Aldı..

Önceleri.. Ailenin temelinde, sevgi, saygı, hoşgörü, fedakarlık ve karşılıklı dayanışma vardı. Eşlerin amacı uzun yıllar ayakta durabilmek adına ekonomi yapmak ve mutlu bir yaşamı sürdürmekti.. Birlikte yaşamak ve birlikte YAŞlanmaktı hedef.Yeni dönem evliliklerde, herkesin odası ayrı, bütçesi ayrı. Özelim dediği alışkanlıklarına müdahale yok. Herkes kendi hayatını yaşıyor. Baazen evde birlikte yemek yeme fırsatı olduğunda birkaç sıradan sohbetler anlamında diyalog kurulabiliyor. Herkesin cep telefonu olduğu gibi herkesin arabası da ayrı olmaya başladı ekonomik seviye elverdiği ailelerde..Sinemaya, konsere, tur gezilerine bile birlikte gidilmiyor. Herkesin tercihi ayrı...Benim duyduklarım, gördüklerim, anlatılanlardan birkaç örnek bunlar.. sizler ne düşünüyorsunuz ?

Zamanla evlilik birliği azalacak, gençler çok zor evlilik kararı verebilecek, evlense bile sağlıklı çocuklar yetiştiremeyecek... diye düşünüyorum ben. Belki de evlilik bile denmeyecek, birlikte yaşama Sözleşmesi denecek birlikteliklere... Belki birçoğu da, çocuklar büyüdüklerinde ayrılacak ve tek kişilik yalnız hayatlarına geri dönecekler..
Zamanı geri çekmek mümkün değil. Maalesef eski güzel aileler yok artık. Oysa Aile ,toplumu oluşturan en önemli yapı taşı. Aileler mutlu ise toplum da mutludur. Eğitim de , kültür de, saygı da, görgü de, sevgi de Aileden başlar. Eskiler Aile terbiyesi almış biri olsun diye eş seçerlerdi evlatlarına..

Maalesef bu değerlerimiz yıllar içinde kaybolup gitti.. Maalesef Para Sevgiyi Satın Aldı. Hemde yok pahasına..
SEVİL AĞTAŞ-BANDIRMA