Üç Günlüğüne Doktor Olmak

 ÜÇ GÜNLÜĞÜNE DOKTOR OLMAK
Doktor olmak dünyanın en zor işlerinden biri! Onların aldığı eğitimi almadan, değil üç günlüğüne; üç dakikalığına doktor olmanın bile, mümkün olamayacağını hepimiz biliyoruz.

Ömür boyu kendini geliştirme, ömür boyu sorumluluk gerekiyor. Onların silahı yok, sopası yok! Ama yine de şavaş alanlarına ellerinde ilk yardım çantalarıyla ilk koşanlar,  onlar.  Üstelik onlar; dost ,düşman demeden herkese yardım için koşuyorlar... Darda zorda olanlar bilir (YARDIM) kelimesinin  gerçek anlamını.

**

 Birkaç yıl önce; İZMİR' de ailecek piknik yapıyoruz. Herkes gibi yayıldık çayır çimen üstüne. Yiyeceğimiz, içeceğimiz var. Her ne kadar pis olsa da gidebileceğimiz bir tuvalet de var!
 Gezenler, ayaküstü sohbet edenler, karınlarını doyurmaya çalışanlar... Herkes kendi aleminde! Burada insanın başına tatsız bir olayın gelme olasılığı çok az. Çocuklar için ayrılan oyun alanında iki yaşındaki torunumun yüzüne demir salıncak çarptı! Bir anda şok şok şok... Çocuğun ağzı  kanıyor; dilini mi ısırdı, dişi mi kırıldı, damağı mı yarıldı bilmiyoruz. Çocuk ağzını açmıyor göremiyoruz. Ne yapmamız gerektiğini bilemiyoruz. İşte tam o sırada yürüyüş yolunda ilerliyen grubun içinden bir bey ayrıldı, koşarak yanımıza geldi. ( Doktorum!) dedi ve çocuğu hızla inceledi. Elimizde kağıt peçetelerden başka kullanacak birşey yok!... Şişe suyu ile yüzünü yıkadı, kağıt peçeteyle kuruladı. Bu arada, alt dudağın içerden patladığını, korkulacak birşey olmadığını söyledi. Başını ve vücudunu kontrol etti, göz kapakların ayırıp gözlerinin içine baktı.( Buz koyun!) dedi ve koşarak gitti. Arkasından koro halinde(Teşekkür ederiz!) dediğimizi belki duymadı bile.

**

Doktorluk parayla pulla yapılacak iş değil. Çoğumuzu kan tutar, yaraya bereye bakamayız. Onlar; kan, irin, kusmuk, sümük, bok demeden bize yardım ediyorlar. İnsanların oturduğu yerden üç beş maaş aldığı ülkede ; elbette onlar da hak ettikleri ücreti  almalılar. Onlar da etten kemikten yaratılmışlar, onlar da hasta oluyorlar, ölüyorlar, yoruluyorlar.  Yarım saatte yapılacak işi beş dakika da yapıp her defasında mucize yaratmalarını bekleyemeyiz! Az insaf, el insaf!
Bu olayı ne zaman hatırlasam. O anda hızır gibi yetişen doktor için dua ediyorum. Güzel bir sözümüz vardır( Allah muhtaç etmesin, yokluğunu da göstermesin!)
13, 14, 15 Mart günlerinde, acil görevlerini aksatmadan, seslerini duyurmak için demokratik haklarını kullanacaklarını söylüyorlar.  Aslında birçok platformda sorunlarını anlattılar. Pandemi sürecinde nasıl çalıştıklarını gösteren videoları sosyal medyada izledik. Hasta yakınlarının saldırılarına uğramalarını görmezden gelebilir miyiz? Onlarca   sağlık çalışanını pandemide kaybettik. Buna  gönlümüz razı olabilir mi?
Biz varlıklı bir ülkeyiz. Saraylarımız var, uçaklarımız var,  gemilerimiz var  çok şükür. İtibardan  tasarruf etmeyiz ve doktorlarımızın yaşam kalitesi bizim itibarımızdır. Türkiye' den doktorlar , bilim adamları ,aydınlar kaçıyorlar! PARDON! Kovalanıyorlar dedirtmek bize yakışmaz.
Bütün yetkililerin, bu konuda hassasiyet  göstereceklerine inanmak istiyoruz.  13,14,15 Mart günlerinde empati yapıp üç günlüğüne kendimizi doktorların yerine koyalım onları kaybetmemenin yolunu bulalım.

Çiftçi çaresiz, öğremen kırgın, esnaf bezgin, memur ve işçi umutsuz, öğrenci şaşkın... Ömrümüz yeterse; daha daha sorunlar büyümeden; değerli iktidarımızın, bize kucak açmasını, soruna çözüm bulmasını bekliyoruz!

                          13-03-2022/ULVİYE KARA AKCOŞ