Cam Terzisi Süha Oral'la Söyleştik.

 

C.DOĞAN – Süha Bey Merhabalar. Biz ve okuyucularımız sizi gazetemizde yazdığınız köşe yazılarınızdan tanıyoruz zaten. Bir de 2014 yılında Belediyemiz Kültür Hizmetleri yayınlarından çıkan “ Sordular, Bilemedim, Utandım da…” kitabınız var. 

Bize kendinizi, mesleğinizi ve yazın hayatınızı da kısaca anlatırsanız sizi daha iyi tanırız. 

Süha ORAL – Merhaba Cengiz, 1954 yılında Bandırma’da doğdum. Bu kentin havası, suyu, insanı kısaca her şeyi beni olumlu etkiliyor. Burada yaşamaktan mutluluk duyuyorum. Bir insan nerede ve hangi ailede dünyaya geleceğini bilemez, şansım olsa bana sorsa idiler: Bandırma’da doğayım annem Hatice, babam Devlet Demir Yollarında çalışan Şevket olsun der, iki kız kardeşe sahip olmayı isterdim. Yani tamda olduğu gibi… 
Tüm yaşamımı bu kentte geçirmiş olmayı dilerdim ama Ankara Devlet Mimarlık ve Mühendislik Akademisi Mimarlık Fakültesine başlayıp ardından iş dünyasına girince tam kırk yıl ‘gurbet’ te bulundum. Dönüp geldiğimde ziyaretime gelenlerin “Burası neresi?”, “Bu ne adası?”, “Bu ne koyu?” sorularına cevap veremedim, utandım. Başladım araştırmaya ve kitap böyle çıktı ortaya. Yazmanın herkesin yapabileceği sıra dışı olmayan bir şey olduğuna, okunmanın yazmaktan çok daha önemli olduğuna inanıyorum.
“Kişinin aynası yaptıkları iştir” derler ya, başka ne diyeyim… 

C.DOĞAN -Mozaik yapma fikri nereden doğdu? Nasıl başladı? Bu konuda eğitim aldınız mı?

S. ORAL -Mozaik; taştan plastiğe, kâğıttan porselene kadar pek çok malzemeden yapılabilir. 

Biz, vitray yapıyoruz ve cam ile çalışıyoruz. Vitray yaparken, ister istemez değişik renklerdeki küçük (bir başka vitray işinde kullanılmayacak) camlar fire olarak bir kenara ayrılıyor. Atmaya kıyamadığımız bu küçük renkli cam parçalarını ne yapalım derken mozaik yapma fikrini doğdu. Böylece fireler yeniden yaşama dönmeye başladı. Yaptığımız çalışmalara camın ‘reenkarnasyonu’ desek yanlış olmaz.
Fireleri mozaik olarak değerlendirme kararı aldıktan sonra dünya ne yapıyor, nasıl yapıyor sorusuna cevap aradık. Her şeyde olduğu gibi karar verdikten sonra sonuca giden yol da kendiliğinden belli oluyor. Yani, işe başladığınızda öğrenmeye de başlıyorsunuz. Her geçen gün dağarcığınıza yeni şeyler eklenerek ustalaşıyor, kendi kendinizi eğitiyorsunuz. Kendi özelimi eklemeliyim: Vitray ve mozaik çalışırken, mesleğim olan mimarlık benim en büyük yol göstericim oldu.

C.DOĞAN -Atölyenizde çalışacak eleman bulabiliyor musunuz?

S.ORAL - Bandırma’da beş yıldır çalışıyoruz. İlk yıllarda, birlikte çalıştığımız nitelikli ve yetenekli arkadaşlarımız oldu. Şimdi tamamen amatör olarak bir aile işletmesi olarak yola devam ediyoruz. Profesyonel ve tamamen ticari bir yapılaşmaya da gitmek istemiyoruz.

C.DOĞAN -Yaptığınız çalışmalardan yurt dışına gönderdikleriniz oldu mu?

S. ORAL -Biz, doğrudan yurt dışına gönderi yapmadık. Bizden alanlar gönderdiler mi? Bilmiyorum, mümkündür. Ancak, istekleri üzerine Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te bir vitray ve mozaik atölyesi kurdum. Halen çalışıyorlar, nitelikli işler de yapıyorlar.

C.DOĞAN -Eserleriniz arasında sıralama yapar mısınız?

S. ORAL -Bizim çalışmalarımız bireysel olduğu kadar bir ekip çalışmasıdır. Duvara astığımız, kapıya taktığımız çalışma mutlaka içimize sinmiş, ‘Tamam oldu’ dediğimiz noktaya gelmiştir. Sonuçta bir sıralama yapmıyorum. Sergiyi gezdikten sonra, dışarıdan bakan sanatseverler bir sıralama yapabilirler.

C.DOĞAN-Bandırma sanatseverlerinin ilgisini nasıl buluyorsunuz? Kentimiz sanatseverlerine vitray ve mozaik konusunda önerileriniz var mı?

S. ORAL -Hemşerilerimizin ilgisine teşekkür ederiz. Kapımızı açtığımız günden bu yana hiç boş kalmadığımız gibi ilişkilerimizden sıcak dostluklar oluşturdu. Günden güne büyüyen kocaman bir aile olduk. Büyük bir mutlulukla söyleyebilirim ki, onlar emeğe değer veriyorlar. Dileğim, ilgilerinin devamıdır.

C.DOĞAN -Yakında (1/11 Aralık 2017) “Cam Kırıklarının Dansı” isimli bir serginiz var, bu sergiden beklentiniz nedir? Sergiye nasıl karar verdiniz?

S. ORAL- Bu sergi bizim ilk sergimiz, heyecanlıyız… Dilerim çalışmalarımızı beğenenler çok, beğenmeyenler az olur. 

Serginin oluşumu Belediyemizin halkçı hizmet anlayışı sayesindedir. Bandırma Belediyesi’nin sanat ve kültür çalışmalarına gösterdiği ilgiye ve verdiği desteğe takdir ve tebriklerimle dikkat çekmek istiyor, Belediye Başkanımız Dursun Mirza ve işini severek yapan başarılı ekibine teşekkür ediyorum. Teşvik ve destekleri olmasa bu sergi olamazdı.

C.DOĞAN – Bu güzel söyleşi için sizlere teşekkür ediyorum. Yeni yazınızla ve sergide buluşmak üzere hoşça kalın.

GÖRSEL DÜZENLEMELERİ-Z.DOĞAN
BANDIRMA GERÇEK-Editör, C.DOĞAN