Yaşamın kaybedilmesi mutlak olan bir savaştır - der FRANZ KAFKA..
Geçen yıl Emniyet Müdürlüğü' nün karşısında ki kitapçıya girdim. Girişin hemen solundaki raflarda KAFKA külliyatı vardı. Kitap evi sorumlusu bayana bunlar satılıyor mu ? diye sordum. Bayan "sormayın" dedi "yetiştiremiyoruz." Şaşırdım bayanın samimiyetinden cesaret alarak sordum.
Peki siz alanların okuduklarını düşünüyormusunuz diye sordum, hiç sanmıyorum dedi gülümseyerek. O zaman niçin alıyorlar diye sordum. Bayan yine mütevazi bir tebessüm ile soruyu yanıtsız bıraktı.
**
Kafka hayatın boşluğunu ve sistemin saçmalığını anlatan büyük yazarlardan biri. Dolayısıyla okunması da pek kolay değil.
Yaşarken hiç bir kitabın yayınlanmadığı gibi en yakın arkadaşına bütün yazdıklarının yok edilmesini vasiyet etmişti. Ancak dostu vasiyete uymaz ve ölümünden sonra yazdıkları yayımlanır. Sonuçta ortaya geçen yüzyılın en büyük yazarlarından biri çıkar.
***
Gene Hackman Amerikan sinemasının önemli aktörlerinden biridir. 2 Oscar' lı oyuncu 2004 yılında sinemayı bırakır inzivaya çekilir. O yıldan beri Hackman' ı gören olmaz. Geçenlerde, bugün 94 yaşında olan aktörün resmine ve kısa bir röportajına rastladım.
Bir markette tek başına alışveriş yapıyordu hemde kimsenin yardımı olmadan. Söyleşide şöyle diyordu - Eski filmlerimi hiç izlemiyorum o filmlerdeki ben ile şu an aynada gördüğüm ben bir birine hiç benzemiyor ve travma yaratıyor.
***
Fransız sinemasının ikonu, dünyanın en yakışıklı aktörlerinden Alain Delon bugün 88 yaşında. ÖTENAZİ istiyor. Korkunç ağrıları artık onu hayattan bezdirmiş. Ancak 3 çocuğundan biri rıza göstermediği den ötenazi gerçekleştirilemiyor.
Bir dönemin ikonu bugün kendi isteğiyle ölmek konusunda bu kadar kararlıysa anlayın hayatın saçmalığını. Bir rivayete göre de Delon İsviçre ' de hayatına hayatına son vermiş ancak bu gizleniyormuş. Tabi buda bir rivayet.
***
Yeryüzünün en büyük bestekar, yorumcu, şair özellikle ile yüzlerce besteyi insanlığa hediye etmiş, 300 den fazla film müziği yapmış ve her şarkısı müzik dünyasının zirvesinde ki şarkıcılar tarafından kendi tarzında yorumlanıp okunmuş KANADA'lı usta LEONARD COHEN bir sabah uyandığında bir kuruşu kalmadığını şaşkınlıkla öğrenir. Milyonlarca doları karısı ve menajeri tarafından çalınmıştır. Uzun yılların emeğinin, yeteneğinin, ustalığının getirdiği kazancının tamamı bir anda buharlaşmıştır.
COHEN Kanada yı terk edip soluğu TİBET' te alır. Çaresizlik içinde Bir Budist manastırının kapısını çalar. Kapıyı açan Budist rahibe aç olduğunu ve kalacak yeri olmadığını söyler.
Budist rahip manastırda hiç yer olmadığını kendisini misafir etmelerinin mümkün olmadığını kesin bir dille ifade eder. Bunun üzerine COHEN rahipten ağzına kadar dolu bir bardak su ister. Rahip dolu bir suyu getirir. COHEN yerden çer çöp gibi ufak bir şey bulur ve bardağın içine bırakır. Bardaktan bir damla su bile taşmaz. COHEN rahib' e döner bak bardaktan bir damla bile su taşmadı- der.
Şaşıran rahib COHEN' i manastıra kabul eder.
Tam 5 yıl Tibet ' te ki manastırdan çıkmaz. 5 yıl süren yalnızlık ve iç hesaplaşma dan sonra tekrar müziğe ve konserlerine döner.
Eski COHEN artık bambaşka biridir yepyeni şarkılar yazmaya başlar. ( bu arada ölümüne yakın İstanbul'da da bir konser verir)
84 yaşında son olarak verdiği röportajda şöyle der - yeterince canınızı sıktım artık ayrılık vakti yaklaşıyor.
Bir kaç gün sonra da hayata veda eder.
**
Şimdi ben bunları niye yazdım. Bandırma' da yerel seçimler öncesi 70 yaşına gelmiş iki insanın ,tercih edilmek için birbirlerine nasıl belaltı vurduklarını, çirkin, bayağı, vicdandan yoksun, kararmış ruhlarıyla insanlıktan çıkmış hallerini gördükçe "bütün bu ihtiraslar ne için !" diye çok üzülmüştüm...
Aklıma bu güzel insanlar düştü toparladım da ondan......
24-04-202/SÜLEYMAN TAKUNYACIOĞLU