6 Haziran Dünyada Ve Bölgede Öne Çıkanlar

6 HAZİRAN 2020

Bölgede ve Dünyada Öne Çıkanlar
 Kovid-19
• 6 Haziran 2020 saat 20.00 itibarıyla Çin'in Hubey eyaletine bağlı Vuhan kentinde
ortaya çıkan Kovid-19'un dünya genelinde bulaştığı kişi sayısı 6 milyon 920 bin
143’e, toplam ölüm 400 bin 126’ya, iyileşenlerin sayısı 3 milyon 388 bin 223’e ulaştı.
• ABD'de yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınında ölenlerin sayısı son 24 saatte bin
200 artarak 111 bin 408'e çıktı. Ülkede virüs bulaşan kişi sayısı son 24 saatte 41 bin
927 artışla 1 milyon 967 bin 273'e ulaştı. Önceki gün son 24 saatteki artış 21 bin
civarındayken, bugün artışın 41 bin ile iki katına çıkması dikkati çekti. Salgında
ölenlerin sayısı son 24 saatte bin 200 artarak 111 bin 408'e çıktı.
• Rusya Koronavirüs Enfeksiyonu Kontrol ve Önleme Merkezinden yapılan
açıklamaya göre, son 24 saatte 8 bin 855 kişide daha Kovid-19 tespit edilmesiyle
vaka sayısı 458 bin 689'a yükseldi. Ülkede son bir günde ölü sayısı 197 artarak 5 bin
725’e, iyileşen sayısı 8 bin 708 artarak 221 bin 388'e ulaştı. Rusya'da vaka sayısında
günlük artış oranı yüzde 2 olarak açıklanırken, yeni vakaların yüzde 36,9'unda
semptom görülmediği belirtildi.
• İngiltere'de yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle ölenlerin sayısı 204 artarak
40 bin 465'e yükseldi. Sağlık Bakanlığının açıklamasına göre, ülkede son 24 saatte
Kovid-19 nedeniyle 204 kişi daha hayatını kaybederken, toplam sayı 40 bin 465'e
çıktı. Vaka sayısı ise 1557 artarak 284 bin 868'e ulaştı.
• İtalya'da yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı
son 24 saatte 72 artarak 33 bin 846’ya yükseldi. Ülkede 3 ayı aşkın süredir devam
eden Kovid-19 salgınına ilişkin son bilgiler, Sivil Savunma Kurumundan yapılan
yazılı açıklamayla duyuruldu.Buna göre, ülkedeki aktif vaka sayısı 1099’luk düşüşle
35 bin 877'ye geriledi. Bugüne kadar Kovid-19 bulaşanların toplam sayısı 234 bin
801'e ulaşırken, ülke genelinde son 24 saatte kaydedilen yeni vaka sayısı 270 oldu.
• İran Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Kiyanuş Cihanpur, son 24 saatte ülke genelinde
Kovid-19 nedeniyle 75 kişinin daha yaşamını yitirdiğini açıkladı. Toplam can
kaybının 8 bin 209'a ulaştığını belirten Cihanpur, vaka sayısının da 2 bin 269
artarak 169 bin 425'e çıktığını aktardı. Kovid-19 hastalarından 2 bin 578'inin
durumunun ağır olduğunu kaydeden Cihanpur, 130 bin 308 kişinin, tedavilerinin
tamamlanmasının ardından taburcu edildiğini belirtti.
• Azerbaycan Bakanlar Kuruluna bağlı Kovid-19 karargahının verilerine göre, 379
kişinin daha Kovid-19'a yakalanmasıyla vaka sayısı 7 bin 239'a, ölü sayısı 2 artarak
84'e çıktı.
 Verilere göre, ülkede günlük vaka artışında yeni bir rekor yaşanmış oldu.
 Ülkede 153 kişi sağlığına kavuştu ve iyileşenlerin sayısı 4 bin 24'e ulaştı. Bugüne
kadar 334 bin 863 test yapılan Azerbaycan'da, 3 bin 131 hastanın tedavisi sürüyor.
• Çin Ulusal Sağlık Komisyonundan yapılan açıklamada, ülkede son bir günde, hepsi
yurt dışı kaynaklı olmak üzere 3 yeni Kovid-19 vakasına rastlandığı ve virüsten ölen
bulunmadığı bildirildi. Açıklamada, Çin ana karasında bugüne kadar tespit edilen
Kovid-19 vaka sayısı 83 bin 30 olarak kaydedildi. Kovid-19 nedeniyle eğitime ara
verilen okulların kademeli olarak açıldığı ve ekonominin büyük oranda eski
düzenine döndüğü Çin'de bugüne kadar virüs nedeniyle 4 bin 634 kişi hayatını
kaybetti, virüse yakalanan 78 bin 329 kişi de iyileşti.
• Afrika'da yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle son 24 saatte 159 kişi yaşamını
yitirdi.
 Salgında ölenlerin sayısı 159 artarak 4 bin 942'ye, iyileşenlerin sayısı ise 80 bin
322'ye ulaştı.
 Kıtada vaka sayısının en yüksek olduğu ülkeler Güney Afrika, Mısır, Nijerya,
Cezayir, Gana, Fas, Kamerun ve Sudan oldu.
 Son 24 saatte Güney Afrika’da 2 bin 642, Mısır’da 1348, Kamerun’da 603,
Nijerya'da 328, Gana’da 283, Sudan’da 151 yeni vaka görüldü.
 Güney Afrika’da 60, Mısır’da 40, Sudan’da 14, Nijerya'da 10, Cezayir’de 9,
Gana’da 4, Kamerun’da 2 kişi hayatını kaybetti.
 Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı Mısır'da 1166, Güney Afrika'da
908, Cezayir'de 690, Sudan'da 347, Nijerya'da 333, Fas'ta 208, Kamerun'da 205 ve
Gana'da 42'ye yükseldi.
 Eritre ve Seyşeller'de aktif Kovid-19 vakası kalmazken, bu iki ülkenin yanı sıra
Uganda, Namibya ve Lesotho'da şu ana kadar ölüm vakası rapor edilmedi.
 Türkiye
• Türkiye’de 6 Haziran 2020 saat 21.00 itibarıyla Kovid-19 vaka sayısı 878 artışla
169.218, iyileşenlerin sayısı günlük 1.922 artışla 135.122, hayatını kaybedenlerin
sayısı ise 4.669 olarak kaydedildi. 

• Türkiye'nin Washington Büyükelçiliğinden yapılan yazılı açıklamada, ABD'deki
Türk vatandaşları için 10 Haziran'da Los Angeles yerel saatiyle 16.00'da Los Angeles
Uluslararası Havalimanı'ndan İstanbul'a özel sefer düzenleneceği bildirildi.
o Söz konusu uçuşun biletlerinin ABD'deki tüm Türk vatandaşlarına satışa
sunulacağına işaret edilen açıklamada, "Bahse konu sefere sadece Türkiye
Cumhuriyeti vatandaşları ve Türkiye'de ikamet izni bulunanlar kabul
edilecektir." ifadesi kullanıldı.
o Biletlerin THY çağrı merkezi ve "laxinfo@thy.com" adresi ile THY Los Angeles
ofisinden temin edilebileceği vurgulandı.
o Açıklamada, uçuş günü Kovid-19 belirtileri gösteren veya daha önce Kovid-19
tanısı konulanların uçağa kabul edilmeyeceği, ayrıca kabin içi bagajlara da
müsaade edilmeyeceği belirtildi.
• Türkiye'nin ilk yerli sondaj gemisi olan ve İstanbul Boğazı'ndan Karadeniz'e
geçebilmesi için direği kısaltılan "Fatih" gemisi, sökülen kulelerinin montajı için
Trabzon Limanı'na demir attı.
 Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığının 229 metre uzunluğunda, 36 metre
genişliğinde ve 51 bin 283 groston ağırlığındaki sondaj gemisi Fatih, Kıyı
Emniyeti Genel Müdürlüğüne ait "Kurtaran" isimli römorkör ile çekilerek
Trabzon Liman Müdürlüğü 4 nolu rıhtıma getirildi.
 Terörle Mücadele
• Terör örgütü PKK/YPG, Suriye’nin kuzeyindeki Rasulayn kentinde bir pazar yerine
bombalı saldırı düzenledi. İlk belirlemelere göre 8 sivil yaralandı.
• Barış Pınarı bölgesindeki ekili tarlaları yaktığı tespit edilen terör örgütü YPG/PKK
üyesi terörist yakalandı.
 Şanlıurfa İl Emniyet Müdürlüğü ve Tel Abyad Koordinatör Emniyet Müdürlüğü
ekiplerince terör örgütü YPG/PKK'nın faaliyetlerinin deşifresine yönelik
yürütülen çalışmalar kapsamında, tarım alanlarını hedef alan teröristlerin
yakalanması için çalışma başlatıldı.
Ekipler, Suriye uyruklu S.A.E'nin, Tel Abyad ilçesinde ekili tarlaları ateşe
verdiğini ve YPG/PKK için istihbari çalışmalar yaptığını tespit etti.
 Kuzey Afrika
• Libya ordusu, Sirte'nin batısındaki Vişke beldesini ülkenin doğusundaki
gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter'e bağlı milislerden kurtararak
bölgede kontrolü sağladığını duyurdu. 
6 GÜNDEM BİLGİLENDİRME RAPORU
6 Haziran 2020 - AKŞAM
o Libya ordusuna bağlı Sirte-Cufra Ortak Operasyon Dairesi yetkilisi Tuğgeneral
İbrahim Ahmed Beytülmal, AA'ya yaptığı açıklamada, ordu birliklerinin, Vişke
beldesini Hafter milislerinden kurtararak başkentin yaklaşık 450 kilometre
doğusundaki sahil kenti Sirte'ye ilerlediğini kaydetti.
Tuğgeneral Beytülmal, ordu birliklerinin Sirte'ye 95 km uzaklıktaki Buveyrat elHasvan bölgesine ulaştığını aktardı.
 Öte yandan, Ortak Operasyon Dairesi, Vişke'ye yönelik operasyonlar
kapsamında Hafter milislerine ait "Grad" füze bataryaları yüklü araçları hedef
aldığını açıkladı.
 Libya Ordusu bugün, Sirte, Cufra Askeri Hava Üssü ve çevresindeki bölgeleri,
Halife Hafter'e bağlı milislerden kurtarmak için "Zafer Yolları" isimli yeni bir
harekat başlattığını duyurmuştu.
• Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Libya'nın doğusundaki gayrimeşru silahlı
güçlerin lideri Halife Hafter ve siyasi müttefiği Tobruk Temsilciler Meclisi Başkanı
Akile Salih, Hafter'e bağlı milislerin sahada üst üste yenilgiler yaşamasının
ardından, Libya'ya yönelik yeni bir siyasi girişim başlattıklarını ve 8 Haziran'da ülke
genelinde ateşkes çağrısı yaptıklarını duyurdu.
 Libya Ordusu, son dönemde Halife Hafter'e bağlı milislere karşı peş peşe ve
önemli başarılar elde etmesinin ardından, Hafter ve müttefikleri Kahire'de
toplandı.
 Yapılan görüşmelerin ardından, Mısır Cumhurbaşkanı Sisi, Hafter ve siyasi
müttefiği Salih, ortak bir basın toplantısı düzenleyerek "Kahire Bildirgesi" isimli
bir duyuru yaptı.
 Sisi, basın toplantısında yaptığı konuşmada, "Hafter ve Salih ile Libya'daki
çatışmayı sona erdirmek için siyasi bir girişimde bulunma konusunda fikir
birliğine vardık. Bu girişim kapsamında 8 Haziran itibarıyla tüm Libya genelinde
ateşkes çağrısında bulunuyoruz." dedi.
 Hafter'in siyasi müttefiği Tobruk Temsilciler Meclisi Başkanı Salih de daha
önceden teklif ettiğine benzer şekilde, Libya'da hükümetin temelini oluşturan
Başkanlık Konseyi isimli yapıda "bir başkan ve iki yardımcısının
belirlenmesinin" yanı sıra "bir buçuk yıl süreyle bir geçiş döneminin" yapılmasını
öngördüklerini söyledi.
 Salih, bu girişimin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) önerileri ile
Libya'ya ilişkin ocak ayında düzenlenen uluslararası Berlin Konferansı'na
sonuçlarına uygun olarak geldiğini" savundu.

o Libya'nın doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter ise Berlin
Konferansı'nın sonuçları doğrultusunda, BM'nin Libya Destek Misyonu'nun
himayesinde gerçekleşen 5+5 ateşkes görüşmelerine bağlı kaldıklarını öne sürdü. Başkent Trablus'u ele geçirmek için yaklaşık bir yıl önce saldırı emri vererek
ülkesini şiddet sarmalına sürükleyen Hafter, "tüm Libyalıların katılacağı bir
diyalog toplantısıyla geçiş döneminin kararlaştırılması gerektiğini" savundu.
 Libya hükümeti Başkanlık Konseyi Üyesi de olan Eğitim Bakanı Muhammed
Ammari Zayid, resmi sosyal medya hesabı aracılığıyla yaptığı açıklamada, "vatan
toprağının tamamını kurtarmaya ve devlet otoritesini tahkim etmeye devam"
edeceklerini belirtti.
 Libya Ordu Sözcüsü Albay Muhammed Kununu da yaptığı yazılı açıklamada,
"Bizim savaş suçlularını (Hafter'i) televizyonda izleyecek zamanımız yok.
Ordumuzun kahraman güçlerinin kaçan milislerin peşinden gidişini takip
ediyoruz." ifadesini yer verdi.
 Libya Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Mişri de katıldığı bir televizyon
programında, "Hafter'in gelecek müzakerelerde yeri olmadığının" altını çizdi
• Libya'nın Birleşmiş Milletler (BM) nezdindeki Daimi Temsilcisi Tahir es-Sünni,
ülkenin doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin darbeci lideri Halife Hafter'e bağlı
milislerden kurtarılan Terhune kentinde bir hastanede bulunan aralarında kadın ve
çocukların da olduğu 106 cesede ilişkin BM'den soruşturma talep etti.
 Sünni, resmi sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, BM Genel
Sekreterinin Siyasi İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Rosemary
DiCarlo ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde, Hafter milislerinden kurtarılan
Terhune vilayetindeki bir hastanede "aralarında kadın ve çocukların da yer aldığı
bazıları başlarından vurularak infaz edilmiş 106 cesede" ilişkin BM Libya Destek
Misyonu'nun acil bir soruşturma başlatmasını talep ettiklerini duyurdu.
Libya Sağlık Bakanlığı Basın Müsteşarı Emin el-Haşimi, sosyal medya
hesabından yaptığı açıklamada, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu
cesetlerin çoğunda işkence izlerine rastlandığını belirtmişti.
• Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) Libya’ya uygulanan silah ambargosu
kararını bir yıl daha uzattı. Birleşmiş Milletlerin internet sitesinden yapılan
açıklamada, BMGK'nin video konferans üzerinden gerçekleştirdiği toplantıda,
Libya’ya yönelik silah ambargosunun 12 ay daha uzatılmasına oy birliğiyle karar
verildiği kaydedildi. Açıklamada, 2526 sayılı kararın, BM’ye üye devletlere Libya
açıklarında şüpheli görülen deniz taşıma araçlarını arama yetkisi verdiği
vurgulandı.

• Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi'nin 22 kişilik kabinesinden 7 bakan daha
güvenoyu aldı.
 Mecliste yapılan oylamada, Dışişleri Bakanlığına eski Maliye Bakanı Fuad
Hüseyin (Kürt) ve Petrol Bakanlığına İhsan Abdulcabbar seçildi.
 Tarım Bakanlığına Muhammed Kerim Casim, Ticaret Bakanlığına Ala Ahmet
Hasan, Göç ve Göçmenler Bakanlığına İvan Faik (Hristiyan), Adalet Bakanlığına
Salar Abdussettar Muhammed (Kürt) ve Kültür, Turizm ve Tarihi Eserler
Bakanlığına da Hasan Nazım Abid Hummadi getirildi.
 Türkmenler ise yeni kabinede temsil edilmezken Meclis, Başbakan'a Türkmen
toplumu için kabineye devlet bakanlığı ekleme yetkisi verdi.
ü Kuzey Amerika
• ABD Temsilciler Meclisi Türkiye Dostluk Grubu Eş Başkanı Joe Wilson, Türkiye'nin
yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadele kapsamında ABD'ye yardım
göndermesine yönelik teşekkür mesajını Kongrede de tekrarlayarak resmi olarak
kayıtlara geçirdi.
 Wilson, Nancy Pelosi başkanlığında toplanan Temsilciler Meclisi Genel
Kurulunda Türkiye'ye teşekkür ederek, resmi olarak Kongre kayıtlarına
geçmesini sağladı.
 Türkiye'nin bir müttefik olarak ABD'ye iki uçak dolusu tıbbi yardım yaptığını
vurgulayan Wilson, şu ifadeleri kullandı:
 "Bu, salgınla mücadelede ihtiyacımız olan bir iş birliği türüdür. Devletlerimizin
birlikte çalıştığını görmekten memnuniyet duyuyorum. Diğer yandan dünyada
50'den fazla ülkeye tıbbi malzeme ve ekipman teslimatı yapan Türkiye'yi de
cömertliğinden dolayı tebrik ediyorum. Yapıcı şekilde birlikte çalışmanın
yollarını bulmak ortak çıkarlarımızla örtüşmektedir."

2. Ulusal Makamlardan Resmî Açıklamalar
• Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan:
(Yusufeli Barajı 3 Milyonuncu Beton Dökümü, Bayburt Demirözü Sulaması, Rize
Merkez ve Güneysu İlçeleri ve Taşlıdere Vadisi Islahı 5. Kısım Hizmete Alma
Töreni)
 "Ülkemizi kavgada, dövüşte, polemikte, küçük hesaplarda değil, hizmet
siyasetinde yarışılan bir iklime taşımış olmayı en önemli başarımız olarak
görüyoruz. Bu büyük değişimi kavrayamadığı için hala hizmet, eser, proje
siyasetiyle değil, milletin ortak değerlerini istismarla ayakta kalmaya çalışanları
tebessümle seyrediyoruz. Bunların da kem aletle kemalat olmayacağı gerçeğini
bir an önce görmelerini diliyoruz."
 "Dünya koronavirüs salgınının pençesinde kıvranırken biz, her biri kendi
alanında çığır açacak eserlerin yükselişinin sevincini yaşıyoruz."
 "Görüldüğü gibi salgın dönemini sağlıkta, gıda ve temizlik ürünleri tedarikinde,
kamu düzeninde başarıyla yöneten Türkiye, kutlu yürüyüşüne de asla ara
vermemiştir."
 “Ekonominin çarkları yeniden tam güç dönmeye başladı. Maske-mesafetemizlik kurallarına uygun şekilde, hayatı hızla her alanda normal ritmine
kavuşturuyoruz. Onun için de işte cumartesi pazar günlerini de şu anda artık
kısıtlama noktasında serbest olarak ilan ettik ve vatandaşlarımızın rahatlıkla
artık sokağa çıkabilmelerinin yolunu da açtık. Ama maske, mesafe, temizlik buna
çok dikkat edeceğiz.”
 “Son aylarda salgına karşı alınan tedbirler nedeniyle yaşadığımız kayıpları telafi
etmenin çok ötesinde hedeflere sahibiz. Geleceğimize ümitle bakmamız için pek
çok sebebimiz var. Büyük ve güçlü Türkiye hedefine ulaşmaya dünden daha
yakın ve daha kararlıyız. Bizim büyüklüğümüz nüfusumuzun çokluğundan,
ekonomimizin rakamlarından, silahlarımızın menzilinden, şehirlerimizin
şatafatından ibaret asla değildir ve olmayacaktır. Türkiye, sanayisi, teknolojisi,
tarımı, ticareti, hizmet altyapısı yanında asıl insani duruşuyla büyük bir devlet
olduğunu salgın sürecinde tüm dünyaya göstermiştir, göstermeyi de
sürdürecektir. En önemli gücümüz olan birliğimize, beraberliğimize,
kardeşliğimize sahip çıktığımız müddetçe Allah'ın izniyle bizi yolumuzdan
alıkoyacak hiçbir engel görmüyoruz.”
 “Tarım arazileri susuzluktan çatlarken, şehirlerde yaşayan insanlar susuzluktan
kavrulurken, yağış dönemlerinde seller önüne gelen her şeyi alıp götürürken,
velhasıl Türkiye'nin bileklerine geri kalmıştık prangası vurulmuşken, biz kendi 
10 GÜNDEM BİLGİLENDİRME RAPORU
6 Haziran 2020 - AKŞAM
insanımızın değerlerine savaş açanlarla uğraşıyorduk. Baraj inşası işte bu geri
kalmışlıktan, özellikle kurtuluş mücadelesinin âdeta sembolüydü.”
 “2003 yılına kadar toplam 276 baraja sahip Türkiye’ye 18 yılda 585 yeni baraj
ilave ettik. 18 yılda 576 hidroelektrik santralini de ülkeye kazandırdık. Yine bu
dönemde 329 gölet ile 247 içme suyu tesisini hizmete aldık.”
 “GAP kapsamında sulanan arazi büyüklüğünü yüzde 19'dan yüzde 53'e
çıkartarak Güneydoğu Anadolu Bölgemizdeki mümbit toprakların verimliliğini
artırdık. Bugün de bir başka iftihar projesi, Yusufeli Barajı'nın 3 milyonuncu
metreküp beton dökümüne şahitlik ediyoruz.”
o “Önümüzdeki yılın Nisan ayında tamamlamayı planladığımız 540 megavat
kurulu güce sahip olacak Yusufeli Barajı bu gerdanlığın âdeta imamesi
durumundadır. Barajımız toplamda 275 metreyi bulacak gövdesiyle 100 katlı bir
binanın yüksekliğine eşdeğerdir. Yusufeli Barajının tutacağı suların kontrollü
salınımıyla havza üzerindeki diğer barajların elektrik üretimi de yüzde 10
artacaktır. Tamamen kendi mühendislerimizin ürünü olan bu eser ekonomimize
yılda 1,5 milyar lira katkı sağlamanın yanında Çoruh Vadisini taşkınlardan da
koruyacaktır. Barajla birlikte yollar, köprüler, menfezler, tüneller ve elbette yeni
Yusufeli ilçemiz de inşa edildi, inşası devam ediyor. Bir başka ifadeyle, burada
âdeta yepyeni bir hayat alanı kuruluyor.”
 “Şu anda sulamaya hazır hâle geldi. Buranın yatırım tutarı 239 milyon Türk lirası.
yani böyle önemli. Rast gele bir yatırım değil. Bayburt 16, Gümüşhane iki adet
toplam 18 adet yerleşim yerine ait 12 bin 600 dekar arazi modern sulama
sistemiyle sulanacaktır. Projeli durumda bitki deseninde ağırlıklı olarak
hayvancılığa yönelik yem bitkisi olma özelliği taşıyan yonca, hububat, silajlık
mısır ve macar fiği burada bulunmakta. Sulu tarımla birlikte gelir getirecek şeker
pancarı, fasulye, bakliyat ürünleriyle, meyvecilik ve sebze üretimi de burada
gelişecektir. Proje ile 11 bin 260 kişiye doğrudan ve dolaylı istihdam
sağlanacaktır. Proje çiftçilerimize yılda 85 milyon lira ilave zirai gelir artışı da
ayrıca sağlanacaktır.”
• Sağlık Bakanı Fahrettin Koca:
 “Toplam vakaların %80’i iyileşti. Yeni iyileşen hasta sayımız 2.000’e yakın.
Pozitif tanı konan hastaların büyük kısmı hastalığı belirtisiz ve evde geçiriyor. 81
ilimizde COVD-19 sebebiyle DÜN YATAN HASTA SAYISI 41. Daha iyi tedbir,
daha iyi sonuçtur.”
11 GÜNDEM BİLGİLENDİRME RAPORU
6 Haziran 2020 - AKŞAM
• İçişleri Bakanı Süleyman Soylu:
 "Birkaç gündür Meclis'teki milletvekillerinin hukukun gereği milletvekili
statüsünün üzerinden alınması sebebiyle 'darbe' sözü üretmeye çalışıyorlar.
Allah’ınızı severseniz, siyasete en büyük darbe terördür. Ülkeye en büyük darbe
terördür. Terörü, darbeyi meşrulaştırmak için hukukun, demokrasinin,
kardeşliğin yolunu tıkamakla eş tutmayınız."
 "Türkiye 21. asrın başından itibaren ortaya koymuş olduğu anlayışın karşılığını,
bu salgın dönemindeki mücadelede göstermiştir. Türkiye, liderliğinin farkını, bu
salgın dönemindeki mücadelede ortaya koymuştur. Türkiye, salgın döneminde
gerçekleştirdiği politikaları, acımasızca eleştirildiği ama yoluna devam ettiği
yatırımların faydasını bu salgın döneminde görmüştür. Dünyanın bizden daha
zengin, bizden daha gelişmiş ülkelerinin hangi hale geldiğini hep beraber gördük
ve yaşadık. Maskeye muhtaç hallerini, yoğun bakım ünitelerine muhtaç hallerini
ve günlerce çaresiz bekleyişlerine hep birlikte şahit olduk. Ama Türkiye Sayın
Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, milletimizin de ferasetiyle birlikte ve bugüne
kadar ortaya koyulan politikaların doğruluğunu ispat edercesine bir dönemi,
tüm dünya ülkelerine nazaran başarıyla geçmiştir ve geçmeye de devam
etmektedir."
 "Bu salgın döneminin dünyada ortaya koyacağı bir üretim değişikliği olacak.
Türkiye bir üretim merkezi olacak ama Türkiye'nin en önemli üretim merkezi
benim kanaatime göre Doğu ve Güney Doğu Anadolu olacak. Burada sadece
istihdam ve iş imkanı oluşturmuyoruz. Burada başka bir şey oluşturuyoruz.
Türkiye'nin en büyük vesayet alanlarından birisi terördür. Bugün attığımız bu
adımlarla birlikte terörü, terör vesayetini ülke lügatimizden çıkarıyoruz. Terör
aynı zamanda siyasete, demokrasiye, özgürlüğe, cumhuriyete, geleceğe
vesayettir. Bunu hep birlikte ortadan kaldırabilmek için sadece dağlarda
mücadele, sadece teröristle mücadelenin yeterli olmadığını her daim söyledik.
Şimdi tekrar söylüyorum. Buraya geldiğimizde çocukların kodlama eğitimini
tamamladığında en büyük heyecanı aldığım anı bilmenizi isterim."
• Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar:
 “Milletimizin 'peygamber ocağı' dediği Türk Silahlı Kuvvetlerinin pak, temiz
olması lazım. Bu konuda herkese görev düşüyor. FETÖ ile ilk günden itibaren
yapılan mücadele var. Artan şiddet ve tempoda bu vazife devam ediyor. Bu
kriterler gelişiyor, geliştiriliyor. Ona göre tedbirler alınıyor. Bu konuda
komutanların personelleri hakkındaki kanaatleri de çok önemli. Adli
makamlarla, istihbarat makamları ile yakın ilişki içinde bu çalışmalarımızı
sürdürüyoruz.”
12 GÜNDEM BİLGİLENDİRME RAPORU
6 Haziran 2020 - AKŞAM
o "Türkiye olarak, Silahlı Kuvvetler olarak Ege'deki, Doğu Akdeniz'deki, Kıbrıs'taki
bütün sorunlarımızı uluslararası hukuka uygun şekilde çözmek istiyoruz.
Uluslararası hukuk ne diyorsa iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde, karşılıklı iyi
niyete dayalı, saygıyla sevgiyle karşılıklı nezaket çerçevesinde, hiçbir şekilde
kimseyi tahrik etmeden, kimse kimsenin hakkına tecavüz etmeden barışçıl
yöntemleri kullanmak suretiyle bütün sorunları çözelim. Bizim gayemiz, samimi
gayretimiz, niyetimiz, maksadımız bu. Bu çerçevede sayın mevkidaşımla
yaptığımız görüşmelerde vardığımız mutabakata bağlı olarak arkadaşlarımız
heyet halinde iki defa Atina'ya gittiler, orada toplantı yapıldı. Bir kez Türkiye'ye
geldiler, burada görüştük. Aynı şekilde yine muhataplarımızı Ankara'ya
bekliyoruz."
 "Bunun için bize düşen neyse bugüne kadar yaptık, bundan sonra da yapmaya
devam edeceğiz. Fakat diğer taraftan 83 milyonluk halkımızın, asil milletimizin,
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin hak, alaka ve menfaatlerini korumak ve
kollamakta da son derece azimli, kararlıyız ve buna da muktediriz. Bunu da
söylemek zorundayım. Bu hiçbir şekilde kimseye tehdit değil, hiçbir şekilde
provokasyon değil. Biz sadece ve sadece bir taraftan barışçıl yöntemlerle, iyi
komşuluk ilişkileri çerçevesinde bu sorunların çözülebileceğini, yapılan
toplantıların ve bunun devamının buna önemli katkılar sağlayacağını
söylüyoruz, diğer taraftan da Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak, Türk Silahlı
Kuvvetleri olarak hak alaka ve menfaatlerimizi korumak ve kollamakta azimli ve
kararlı olduğumuzu ve buna muktedir olduğumuzu söylüyoruz. Bu çerçevede
inşallah bu görüşmelerimizi sürdürürüz ve değerli mevkidaşım, Sayın Savunma
Bakanı ile görüşmelerimizi sürdürüp bunlara bir çözüm bulabilirsek ne mutlu
bizlere. Bu bizim arzu ettiğimiz bir sonuç olur."
 "Yıllardan beri sürdürdüğümüz politikalarımız var. Kıbrıs'ın bizim milli
meselemiz olduğunu herkesin bilmesi lazım. Orada da herhangi bir şekilde
oldubittinin söz konusu olmadığını herkesin aklının bir tarafında tutması lazım.
Orada da barışçıl yöntemler neyse, uluslararası hukuk neyi gerektiriyorsa
konuşmalar, görüşmeler yoluyla bunları çözelim. Amacımız, gayretimiz bu.
Gerektiğinde bu konuda Silahlı Kuvvetlerimiz kendisine verilecek her türlü
görevi yapabilecek durumdadır."
 "İlk başlarda bazı gençlerimiz ve aileleri bu konuda biraz duygusal davrandılar
ama şimdi onların da bu durumu anladığına inanıyorum. O dönemde terhis ve
celplerin yapılması durumunda Türk Silahlı Kuvvetlerinin koronavirüsle
mücadeleyle başı derde, operasyonlar tehlikeye girebilirdi. Aynı zamanda ülke
çapında bu salgın ile verilen mücadeleye de zarar gelebilirdi. Orada durmamız, o
sıkıntıyı yaşamamız lazımdı. O sıkıntıyı yaşadık. Şimdi yeni celplerle gelecek
yaklaşık 100 bin gencimize PCR testi yaptık. Bunun koordinasyonunu Sağlık 
13 GÜNDEM BİLGİLENDİRME RAPORU
6 Haziran 2020 - AKŞAM
Bakanlığı ile yaptık. Bu konudaki desteklerinden dolayı kendilerine teşekkür
ediyoruz. Tüm il ve ilçelerde 3-4 gün öncesinden PCR testi yapıldı, 'sağlam'
denildikten sonra onların sevki başladı. Terhis olacak askerleri ise 14 gün
öncesinden gözlem altına aldık. Olası bir salgına izin vermemek, milletimize,
ülkemizin bu konudaki mücadelesine katkı sağlamak için bunu yaptık. Bu
faaliyetimizin de başarıyla gerçekleştiğini görmek bizler için gerçekten büyük bir
övünç, gurur kaynağı. Terhisler itibarıyla baktığımızda yaptığımız bu faaliyet,
amansız mücadelesinde ülkemize, milletimize, çok saygıdeğer halkımıza
yaptığımız önemli bir katkı oldu."
 "Türk Silahlı Kuvvetleri asil milletimizin emrinde, onların rahatı, huzuru, birliği
ve bütünlüğü için anayasa çerçevesinde, aklın ve bilimin ışığında, yasalar ve
Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda yapılması gereken ne varsa
ölürsem şehit kalırsam gazi anlayışı içinde bugüne kadar yaptı, bundan sonra da
yapmaya devam edecek. Bu ordu milletinin emrinde, görevinin başındadır.
Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Hepimiz bunun için çalışıyoruz, bunun
dışında herhangi bir duruş, hareket, bakış açısı olamaz, kabul edilemez. Bizim
görevimiz, vazifemiz belli. Hukuk var, şeffaflık var, vazifemiz var. Bu üçgen
içinde bize düşen neyse yaptık, yapmaya devam edeceğiz."
• Dışişleri Bakanlığı:
(Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy’un Mısır Dışişleri Bakanı Sameh
Shoukry'nin Ülkemize Yönelik İthamlarına İlişkin Olarak Mısır Dışişleri Bakanlığı
Sözcüsü Tarafından Yapılan Açıklama Hakkındaki Soruya Cevabı)
“Mısır Dışişleri Bakanı’nın, 4 Haziran’da düzenlenen DEAŞ’la Mücadele
Uluslararası Koalisyonu Küçük Grup Dışişleri Bakanları Toplantısı’nda yaptığı
konuşmada ülkemize Libya bağlamında dile getirdiği asılsız ithamları
reddediyoruz. Esasen, toplantıda ülkemizi temsil eden Dışişleri Bakan Yardımcısı
Büyükelçi Sedat Önal, Mısır Dışişleri Bakanı’na gereken cevabı vermiştir.
Toplantı sırasında tarafımızca dile getirildiği üzere, Libya’da barış ve istikrarın
tesisinin önündeki en büyük engeli meşru hükümeti devirerek bölgede bir başka
otoriter rejim kurmaya yeltenen darbeci ve korsan Hafter ile bu şahsa her türlü
desteği sağlayan Mısır Yönetimi ve diğer destekçileri oluşturmaktadır. Darbeyle
işbaşına gelenlerin bir darbeciyi desteklemesi de şaşırtıcı değildir. Mısır’ın darbeci
Hafter’e yıllardır sağladığı askeri destek Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin
ilgili kararlarının açık ihlalini teşkil etmektedir. Libya halkı, ülkesinin birliğini ve
geleceğini tehdit eden, kendi halkına zulüm etmekte beis görmeyen darbeci Hafter’i
destekleyenleri, Libya’da yaşanan kaos ve istikrarsızlıktan dolayı daima sorumlu
tutacaktır.

Suriye’de DEAŞ ile göğüs göğüse mücadele ederek binlerce teröristi etkisiz hale
getiren tek ülke olan Türkiye, Libya’daki meşru Hükümete talebi ve ilgili BM
kararları çerçevesinde verdiği desteği sürdürecek, ülkede barış, huzur ve istikrarın
tesis edilmesi yönündeki çabalarını devam ettirecektir.”
• Milli Savunma Bakanlığı:
o “Yunan Sahil Güvenlik’i tarafından Midilli doğusunda Türk karasularına geri
itilerek hayatları tehlikeye atılan mülteciler, Türk Deniz Kuvvetlerine ait İHA
tarafından tespit edilmiş, Sahil Güvenlik botlarımız tarafından kurtarılmıştır.”
o “Terör örgütü PKK/YPG insanlık dışı saldırılarına devam ediyor. Bebek katilleri
bu kez de Rasulayn’daki pazar yerine düzenledikleri bombalı saldırı ile ilk
belirlemelere göre 8 masum sivili yaraladı.”
o “Komandolarımız, başarıyla icra ettikleri operasyonlarla terör örgütü PKK ‘nın
hain tuzaklarını bozuyor. Her taşın altına bakılmaya ve terör örgütünün inlerine
girilmeye devam ediliyor. Komandolarımız son olarak Hakkâri/ Çukurca
bölgesinde icra ettikleri arama tarama faaliyetinde, bölücü terör örgütü PKK’nın
birliklerimize zaiyat verdirmek üzere tuzakladığı 20 adet EYP’yi tespit etti.
EYP’ler, METİ Timimizce imha edildi.”
 

3. Uluslararası Resmi Açıklamalar
• ABD Başkanı Donald Trump, başkent Washington DC Belediye Başkanı Muriel
Bowser'a, "Fena halde beceriksiz" ve "Washington DC gibi önemli bir şehri yönetecek
kadar yetkin değil" ifadeleriyle yüklendi.
o Siyahi Amerikalı George Floyd'un polis şiddetiyle ölümüne yönelik protestolarda
tansiyonun düştüğü Washington DC'de Belediye Başkanı Muriel Bowser ve
Trump arasında gerilim tırmanıyor.
 Bowser'ın yaptığı açıklamalarda, kentte Ulusal Muhafızları ve diğer askeri
birlikleri istemediğini söylemesi, Trump karşıtı söylemleri ve Beyaz Saray'ın
karşısındaki yola "Black Lives Matter (Siyahilerin Hayatı Değerlidir)"
yazdırmasının ardından Trump'tan karşı atak geldi.
 Trump, resmi Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Bowser, fena halde
beceriksiz ve hiçbir şekilde Washington DC gibi önemli bir şehri yönetecek kadar
yetkin değil. Ulusal Muhafızlar sahaya inmeseydi, Bowser Minneapolis Belediye
Başkanı'ndan daha iyi iş çıkaramazdı." değerlendirmesinde bulundu.
 Ulusal Muhafızların, Washington DC'deki gösterilerde son günlerde "büyük
utançların" önüne geçtiğini belirten Trump, "Bowser, Ulusal Muhafızlara iyi
davranmazsa, biz daha farklı bir grup getiririz." ifadesini kullandı.
• Libya Başbakan Yardımcısı Ahmed Muaytik, Türkiye'nin stratejik ortak olduğunu
ve iki ülke arasındaki iş birliğinin devam edeceğini söyledi.
 Libya'da February özel televizyon kanalına konuşan Muaytik, "Türkiye ile
stratejik ortaklık Libya'nın inşası için sürecek." ifadesini kullandı.
 Muaytik, "Milli bir programımız vardı, bunun için çalıştık ve Türkiye
hükümetiyle gerçek bir stratejik ortaklık kurduk, bunda da başarılı olduk ve bu
saldırganlığı geri püskürttük." diyerek, yakın zamanda tüm Libya topraklarının
Libya hükümetinin kontrolü altına gireceğini dile getirdi.
 Libya hükümetinin yürüttüğü diplomasi ve siyaset konusunda şüphe duyanlara
açık mesaj vermek istediğini belirten Muaytik, ülkedeki diplomasiyi ve siyaseti
yürütenin Libya hükümeti olduğunu, Türkiye ile anlaşmaya imza atanın da aynı
hükümet olduğunu kaydetti.
 Muaytik, "Türkiye stratejik ortaktır, alanda da bizim ortağımızdır ve öyle olmaya
devam edecektir. Hatta kuruluş, kalkınma ve devlet kurumlarında devam
edecektir." dedi.
16 GÜNDEM BİLGİLENDİRME RAPORU
6 Haziran 2020 - AKŞAM
 Rusya'nın da önemine dikkati çeken Muaytik, Rus yetkililere "Rusya da etkin bir
ortak olabilir, Libya'nın istikrarı için bizimle birlikte olabilirler." şeklinde mesaj
verdiklerini söyledi.
 Muaytik, vatan inşa etmek istediklerini, kimseyle siyasi çekişmelere girmek
istemediklerini vurguladı.
 Ülkenin doğusundaki Trablus'a saldıran darbeci asker Halife Hafter'e ilişkin
Muaytik, "Başbakan Fayiz es-Serrac Hafter ile defalarca görüştü ancak bir sonuç
elde edemedi. Bu şahıs, devlet kurumlarının oluşturulmasında, barışın inşasında
kesinlikle bir ortak olmayacaktır." ifadesini kullandı.
• Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki, Filistin'in İsrail ile anlaşmalardan çekilme
kararının Oslo Anlaşması ile ilgili olmadığını söyledi.
 Maliki yaptığı açıklamada, Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM) Filistin
Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın İsrail ve ABD ile yapılan anlaşmalara bağlı
olmayacaklarına ilişkin ifadelerine açıklık getirilmesi isteğine daha önce cevap
verdiğini belirtti.
 Maliki, "Filistin'in cevabının, ülkenin siyasi gerçekliği ya da Oslo Anlaşması ile bir
ilişkisi yoktur." dedi.
o "Filistin Kurtuluş Örgütü ile İsrail arasında 1993'te yapılan Oslo Anlaşması,
karşılıklı tanıma ve barış ilkelerinin ilanı metnini içermektedir." ifadesini
kullanan Maliki, söz konusu ilanın Filistin'in topraklarının işgal edilmesi
durumunu değiştirmediğini, bilakis İsrail'in sorumluluğunun devam ettiğini
yeniden vurguladığını kaydetti.
 Maliki, "Filistin Devleti hak yerini bulana ve İsrailli savaş suçluları sorgulanana
dek UCM ile iş birliğini sürdürecektir." dedi.
 

TÜRKİYE'NİN TB2 DRONLARININ SAVAŞTA NASIL DEVRİM YARATTIĞINA
DAİR
Yayın Organı: Die Welt / Almanya
--Türk TB2 Dronu Ucuz, Etkili ve Ölümcül. Ankara, Erdoğan'ın Damadı Tarafından
Geliştirilen Teknolojiyi Savaşlarda Tıpkı Hava Kuvvetleri Gibi Yoğun Bir Şekilde
Kullanıyor ve Böylece Askeri Güç Kazanıyor. Dronlara Daha Şimdiden Başka Ülkeler İlgi
Gösteriyor--
Ülkede sanki Türkiye'nin yeni bir sihirli silahı varmış gibi bir hava hakim. Hükümete
yakın medya, 8 Mayıs'ta nefes nefese diğer ülkelerde bir değeri olmayan bir haberi
duyurdu: "Üç TB2'nin teslimi" ile bu dronların filosu 107'ye yükseldi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni dronların birinde kameralar için adını
şahsen yazdırdı. Bunun iyi bir nedeni var: Türk dron stratejisi Orta Doğu'daki askeri güç
dengesini önemli ölçüde Ankara lehine değiştirdi.
Türk TB2 dronu, İngilizce Azrail anlamına gelen MQ-9 Reaper adlı Amerikan dronu ile
karşılaştırılabilir. Her ikisi de taktik dronu olup bu tür insansız hava araçları çoğunlukla
özel nokta hedeflere karşı kullanılır.
--“Azrail” den daha ölümcül--
Örneğin ABD dronu, ocak ayında İran Devrim Muhafızları baş komutanı Kasım
Süleymani’ye yönelik ölümcül saldırı için kullanıldı. “Azrail” gibi Türk TB2 de 24 saatten
fazla bir süre boyunca havada kalabiliyor, gözlemleyebiliyor ve hedeflere saldırabiliyor.
Ancak Türkiye, dronları ile tamamen farklı bir strateji izliyor. Türk ordusu, savaş
alanında TB2'yi Amerikalılardan çok daha radikal bir şekilde daha yoğun ve büyük
filolar halinde kullanıyor.
Örneğin Suriye'de, Türk dron filosu ciddi bir hava kuvvetlerine dönüştü. Dronlar, iç
savaş ülkesi Libya’da da kullanılıyor ve Türkiye'ye askeri başarılar bahşediyor.
TB2, birçok avantajı birlikte sunuyor: Hedefi şaşmıyor, ucuz ve ölümcül. Bir Amerikan
Reaper'ın maliyeti 16 milyon dolarken basında çıkan haberlere göre TB2’ninki sadece 6
milyon dolar. Dronlar, tamamen kontrol edilebilen ve hatta zırhları bile delebilecek
MAM-L mini roketlerle donatılıyor.
Düşük maliyeti nedeniyle bu tür dronlar, daha az varlıklı ülkelerin büyük askeri güçlere
kafa tutmalarını sağlıyor. Örneğin, Suriye'de Rusya şimdilik muhtemelen Türkiye ile
doğrudan çatışmaya girmeye cesaret edemeyecektir.
Erdoğan, mart ayında orada, diktatör Beşar Esad ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir
Putin karşısında yenilme tehdidiyle karşı karşıyaydı. Ancak TB2’nin, Kürt milisleri ve 

Suriye hükümet güçleriyle mücadelede çok başarılı olması sayesinde Erdoğan yenilgiyi
önleyebildi.
Dronlar, birkaç gün içinde Suriye’nin düzinelerce ana muharebe tankını, zırhlı aracı,
zırhlı obüsleri ve silahları yok etti. Havadan düzenlenen yıldırım savaşı öylesine
yıkıcıydı ki saldırıya uğramayan çok sayıda araç, ekipleri tarafından terk edildi ve daha
sonra Türk yanlısı milisler tarafından ele geçirildi. Araştırmacı blog Bellingcat,
Suriyelilerin en az 106 zırhlı aracı kaybettiğini belirtti.
Türk ordusu, 151 tank ve 47 obüs ile çok daha fazla aracı imha ettiğini iddia ediyor.
Elbette hepsi dronlarla imha edilmedi, çoğu TB2 vuruşlarıyla veya dron kameralarının
sağladığı bilgilerin desteğiyle açılan topçu ateşiyle de imha edildi.
Sonuç olarak Suriye ordusu, İdlib'in kuzeyindeki saldırısını durdurmak ve kazandığı
topraklardan vazgeçmek zorunda kaldı.
Libya'da da görevde olan TB2, orada rakip General Halife Hafter ile savaşan Fayez el
Sarrac’ın “Ulusal Mutabakat Hükümeti”ni güçlendirdi. Libya’nın dronları Türk ordusu
tarafından kullanılıyor. Sayıları üç ila birkaç düzine TB2 arasında değişiyor.
İç savaş ülkesinde şimdiye kadar Hafter öndeydi. Başkent Trablus dışında ülkenin
büyük bir kesimine hükmediyordu. Ancak Türkiye'nin müdahalesi, özellikle de Türk
dronlarının kullanımı, güç dengesini Sarrac lehine değiştirmiş gibi görünüyor.
Sarrac’ın birlikleri, mayıs ayının ortasında önemli hava üssü el Watiyah'ı ele geçirdi.
Türk basını, bunda TB2 dronlarının rol oynadığını bildirdi.
--Dronları Erdoğan'ın Damadı Geliştirdi--
Dronların geliştirilmesi ve üretiminin arkasında Erdoğan'ın, 2016 yılında kızı
Sümeyye'yi eş olarak verdiği şahıs var. Damat Selçuk Bayraktar için bu, onu ulusal bir
kahraman yapan ve buluşunu Türk milli gururu haline getiren bir kariyerin doruk
noktasıydı.
Şu anda 41 yaşındaki Selçuk Bayraktar, ABD'de Massachusetts Teknoloji Enstitüsünde
okudu. Geri döndüğünde, Türk subaylarına kendi yaptığı küçük bir dronu tanıttı.
Subaylar şüpheyle yaklaştı. Bu 2005 yılındaydı.
10 yıl sonra Bayraktar, çok daha büyük, yüksek teknolojik silahlı bir dron olan TB2'yi
takdim etti. Bu hususta ona, şirketi Bayraktar Makine ile 2000'li yılların başında dron
pazarına giren babasının şirketi sıçrama tahtası olarak yardımcı oldu.
Türk ordusu aslında Amerikan dronları satın almayı planlamıştı. Ancak bu mümkün
olmadı: ABD Kongresi, siyasi nedenlerle buna karşı çıktı. Amerikalıların Türkiye'yi zayıf
tutma girişimi, nihayetinde onları daha da güçlendirdi. Hükümet, bunun yerine
Bayraktar TB2'nin satın alınmasını emretti.

Bu dron artık Türkiye sınırlarının ötesinde de talep görüyor. Ukrayna şimdiden ilgi
duyduğunu belirtti. Kırım krizinden sonra Kiev, hala Rus ve Moskova destekli
ayrılıkçılarla "dondurulmuş" bir savaşta.
Türk dronları, Rus silahlarına karşı etkin olduğunu şimdiden kanıtladı: TB2'nin
Suriye'de imha ettiği çok sayıda Suriye tankı ve obüslerinin hepsi Rus üretimiydi.
Ukrayna, 2019'da 12 TB2 dronu için bir satın alma anlaşması imzaladı. Bu arada 6 tanesi
teslim edildi ve kullanımı test edildi.
İki ülke buna ilaveten savunma teknolojisinde yakın iş birliği yapma konusunda anlaştı.
Bu anlaşma aynı zamanda Türkiye'den Ukrayna'ya teknoloji transferini ve Ukrayna’nın
kendi dronlarını geliştirmesini de kapsıyor.
Kiev ise bununun karşılığında balistik füzelerin geliştirilmesinde Türkiye'yi destekliyor.
Bu, Türkiye'nin henüz sahip olmadığı ancak acilen sahip olmak için yanıp tutuştuğu,
modern büyük güçlerin cephaneliğinde eksikliği düşünülemez bir unsurdur.
Dolayısıyla Türkiye, sadece aniden büyük bir dron gücü haline gelmedi, aynı zamanda
dronların dünya genelinde yayılmasını da hızlandırıyor. Oysa şu ana kadar -Fransa,
Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, İran ve İsrail dahil- sadece birkaç ülke silahlı
dronlara sahipti.
Almanya'da da şu anda federal ordunun bu tür silah sistemlerini satın alması gerekip
gerekmediği konusunda yoğun bir tartışma var.
--Türkiye Şimdiden Yeni Bir Dron Üzerinde Çalışıyor--
TB2'nin, eğer varsa tek zayıf yanı düşük yük taşıma kapasitesi. Amerikan “Azrail” 1,3
tondan çok daha fazla silah taşıyabiliyorken TB2 sadece 55 kilogram yük taşıyabiliyor.
Ancak Erdoğan'ın damadı Bayraktar, şimdiden yeni, daha büyük bir dron olan Akıncı
üzerinde çalışıyor. Bu dron 1,3 tondan fazla taşıma kapasitesi ile Amerikan dronu kadar
yük taşıyabiliyor. 9 Mayıs'ta duyurulduğuna göre ikinci prototip tamamlandı.
Bu tür hafif dronların tüm dünyada savaş meydanlarının görünümünü değiştirmesi
artık sadece bir zaman meselesi ve Türkiye buna öncülük ediyor.

 
Küresel koronavirüs salgının başladığı ülke olan Çin son zamanlarda virüsle mücadelesi
hakkında yoğun bir iletişim kampanyası başlatmıştır. Bu kampanya kapsamında,
salgının sorumluluğunu başka ülkelere yıkma ve Çin’deki mücadelenin başarısı temalı
içerikler kullanılmaktadır. Çin’in bu maksatla kullandığı araçlar geniş bir envanter
oluşturmaktadır. Çinli diplomatlar bulundukları ülkelerde canlı yayınlara çıkmakta ve
hükümetlerinin pozisyonunu birinci elden anlatmaktadır. Bunun yanı sıra, Çinli haber
ajansları gazetelere tam sayfa ilan vererek kendi mesaj öğelerinin bir haber sayfası
tasarımında sunulmasını sağlamaktadır. Sosyal medya ise Çin’in iletişim
kampanyasında kullandığı bir diğer araçtır. Çok takipçili sosyal medya hesaplarını satın
alan ya da ele geçiren kullanıcılar Çin’in salgına karşı ‘başarısını’ öven ve başta ABD
olmak üzere diğer ülkeleri eleştiren içerikler paylaşılmaktadır. Hatta, salgının
başlamasından ABD’nin sorumlu olduğunu, virüsün ABD kaynaklı olduğunu dahi dile
getirmektedirler. Her türlü manipülasyona açık olan sosyal medyanın gittikçe bu tür
maksatlar doğrultusunda kullanımı kişilerin doğru bilgiye ulaşımı açısından önemli bir
risk oluşturmaktadır. Sosyal medyada çarpıtma ve algılarla zihinleri işgal etme
girişimlerine karşı hak ve hakikati savunmak çağımızda çok büyük önem taşımaktadır. 

Son pandemi durumu için resme tıklayınız

CUMHURBAŞKANLIĞI İLETİŞİM BŞK./ÇANAKKALE BÖLGE MDR./-06-06-2020