Adım Emre. "Parya Emre" derseniz sevinirim.

Merhabalar, efendim. Adım Emre. "Parya Emre" derseniz sevinirim. Otel işi yapıyorum  ama özünde bir paryasın aslında ne kadar işçi olsan da. İşim meydancı bu arada.  

Gecenin saat 3.40'nda size yazıyorum. Kendimi acındırmak gibi derdim falan da yok. Tek sitemim neden yetenekli işçilere kulak verilmiyor ve hayatın alanında yer almıyorlar?  Nedennn??

Neyse uzatmak istemiyorum. Bir deneme yazısı kaleme aldım ve ilk defa size yolluyorum. Hem kültür hem de bir anlamda bir kanayan yara ve onunla başa çıkma ile ilgilide olabilir. Siz koyun başlığını. Ne de olsa başlık oldu mu ona göre yontuluyor. En iyisi başlıksızda olabilir ya da hiç bir anlam bütünlüğünü bozmayıp, göz ucu ile "şöyle bir bakılıp, geçilen"  başlıkta olabilir bu.  

**
1) Ne oldu yayınevin seni 25 defa ret mi etti? Vokalist olma yolundaki başvuruların sonuçsuz mu kaldı? Ideallerini gerçekleştirmenin düşünü kurduğun kadın tarafından mı aldatıldın? Kıçından büyük bir ter ile kazandığın asgari ücreti 5 günde  kayıp mı ettin?

2) Keep Talking! Yani "Konuşmaya devam et" Önemli olan yolda durmamak, hareket halinde olmak. Arkana bakmadan sadece yoluna bakmak. Ve yürüdüğün yolun dikenine katlanmakta değil mesele; dikenini sevmeli aynı zamanda. Hayatın tekerini döndüren budur!
Hareketsizlik ise dünyanın en büyük günahkârıdır. En büyük azılı suçludurlar onlar: hareketsizler, edilgen varlıklar ve devinim halinde olamayanlar.  Yüksekten ve lüks camekanlı evinden röntgenci gibi saklanarak, "aşağıdakilere" alaycı göz ile bakarlar onlar. Bir de buraya gel ve gör: nasıl midemin delindiğini, nasıl acıdan bir büyük kusma ile gecenin 4'nde 2 kilo kaybettiğime gel ve şahit ol.

2b) Acılarımı seviyorum. Çünkü hepsi benim  yoldaşım. Samimiyetsiz bir romantikliğin, ağlamaklığın ortasında """hissizleşen"" ve hiç bir duygu belirtisi olmayan ben için en gerçekci  ve dürüst olan budur: öfke ile yoğrulmuş ACI,,, daha fazla ACI! Hayata tutunma sebebim. Bir canlı olduğumun idraki!!.

3) Şu da bir deniz subayının yazıp; Frank Sinatra  üstadın yorumladığı That's Life * şarkısı. Canlı dinle . (  https://www.youtube.com/watch?v=BWO3K-ps5ec  )Gelin analiz edelim isterseniz şarkıyı. Joker'in Arthur'u için müthiş bir şarkı yazılmış gibidir ancak filmde  büyük bir ironi ile size bunu verir. Konu şu an bu değil. Sapmayalım konudan.

Başlıyorum:
İlk kitada anlatılanlar:
Düşe-kalka devam ettiği hayatın. Bu yüzden siktiret insanların söylediğini zaten hayatın kendisi bu diyor. Ve bunu bildiğinden değiştirmek için elinden geleni yapacağını söylüyor.

İkınci kitada anlatılanlar:
Şurada müthiş bir söz var: and as seem as funny! Hayat eğlenceli diyor. Aslinda ti'ye alıyor gibi gözüküyor kimin ne dediklerini. Umrunda degilmiş gibi yoluna devam ediyor. Yani bunu karşılayan bir Amerikan deyimi var: Let the chips fall where thay may.
Buradaki deyim bize bir taşlama motorunu kullanan işçiyi anlatır. İşçiye taş motorundan çıkan kıvılcımlara değil, işine odaklanmasıni soyler. Yani "SİZ İŞİNİZİ YAPARKEN O, KIVILCIMLAR İLLA KI OLACAK. YANI KIVILCIM, LAKLAKÇI YAPAN İNSANLAR. LAKLAKÇILAR HEP OLACAK AMA ONLARI SİKTİREDIN diyor.

Üçüncü kıta:
Hayatın bir yarış olduğunu söylüyor burada. Yukaridaki 2. kıtanın birinci cümlesi ile de bağlantısı olabilir bunun.

Yani oyun gibi bir anlamda hayat diyor. Yaşadığı bütün onur kırıcı şeyler ve yükselmeler ile birlikte bir oyun diyor buna. Kendince bunu oyun diye adlandırmasını aslında bir türlü KABULLENEMEYİŞTEN kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Bu yüzdrn kendince bir yalan ile YANILSAMA yaratıp, acıyı KABULLENİŞ diyebilirim buna: OYUN!
Yani kanayan yaraya tuz basmiyor. Sanırım şu türkçedeki deyim az buçukda olsa karşılayabilir ne dediğimi: Acıyı, bal eyleme.

Dördüncü kıta:
Çok önemli bir deyiş var burada. Bırakmayı düşünüyor ama pes etmiyor. Ancak son cümle ile bizi şaşırtıyor: "I'd jump right on a big bird and then I'd fly"

Üstü kapali şekilde bırakmamızı salık veriyor eğer gercekten başarısız olduğunu düşünüyorsan o işte.

-Yani bırakman gereken yerde bırak olum.
-Bekara karı boşamak kolay
-Evli olduğunu unuttum kardeşim. Hemen kızma 

Beşinci kita:
Atlıyorum burayi

Altınca kıta:
Tek bir cümle ile özetliyorum: YAŞAM ve ÖLÜM arasında bir çizgide.

Yani sonuç:
Sovyet toprağına gizlice korkunç derecede büyük tekerlerini döndürerek giren Alman Tankı ile;
Katyushaların dehşet çığlıkları altında ağır bombardımana tutulan Naziler.

Yani
Melankoli ve 1. Tip Manik ile geçen ömür. Naneyi yediniz efendim.  Ve şizofrenide çabası!!! 

*

That's life
(That's life)
That's what all the people say
You're riding high in April, shot down in May
But I know I'm gonna change that tune
When I'm back on top, back on top in June
I said that's life
(That's life)
And as funny as it may seem
Some people get their kicks
Stomping on a dream
But I don't let it, let it get me down
Cause this fine old world, it keeps spinnin' around
I've been a puppet, a pauper, a pirate, a poet
A pawn and a king
I've been up and down and over and out
And I know one thing
Each time I find myself
Flat on my face
I pick myself up and get
Back in the race
That's life
(That's life)
I tell you, I can't deny it
I thought of quitting, baby
But my heart just ain't gonna buy it
And if I didn't think it was worth one single try
I'd jump right on a big bird and then I'd fly
I've been a puppet, a pauper, a pirate, a poet
A pawn and a king
I've been up and down and over and out
And I know one thing
Each time I find myself layin'
Flat on my face
I just pick myself up and get
Back in the race
That's life
(That's life)
That's life and I can't deny it
Many times I thought of cutting out but my heart won't buy it
But if there's nothing shaking come this here July
I'm gonna roll myself up
In a big ball and die
My, my

EMRE BAKIR /01-08-2023 - (Muhtemelen) İSTANBUL