"Sürekli Devrim" İstanbul'dan başlayabilir.

"Küçük burjuva kemalist "devrimci"ler popülist-liberal çizgi içinde Türkiye'de bir güçtür. Ama kendiliğinden patlayan GEZİ Başkaldırısında CHP tabanı sokaktaydı. 1917'de sadece Bolşevikler sokakta değildi. Birçok SR çatışmalar içinde BKP saflarına geçti. Eğer proleter devrimci bir örgüt ve programı var ise devrimi yönetenler, kitleleri de toplar..." 

CeHaPe'nin içindeki devrimci güçler ancak İmamoğlu gibi pratik kişilerin önderliğinde öne geçebilecektir. CeHaPe içindeki (başta İngiliz Kemal ve şürekası olmak üzere) sağ geriletilir ise sol öne çıkabilir bu da olguyu sınıfsal zorunlulukta görmeyi kolaylaştırır. Karşı-Devrime istediği onları ebediyen Türkiye tarihinden silecek biçimde verilebilir. Ama CHP'yi doğru yola getirecek eksenlerden en önemlisi CHP dışı devrimci güçlerin güç olarak ortaya çıkma zorunluluğudur. Taban olarak TKP, örgüt olarak HKP, dağınık olarak Cephe hareketinin bir araya gelmesi sonrası bir Birleşik Sosyalist Birlik cephesi oluşabilecektir. Bu da HDP içindeki sağlam devrimci unsurların etnik aristokrat milliyetçi kesimden koparak bu cepheye iltihak etmesini sağlayacaktır. Devrimci güçler arasında en büyük tehlike guruların varlığıdır. Öncelikle bunlar temizlenmelidir.... Ustaların dediği gibi somut durumların karşısında sınıflar mücadelesi hedefleri asla unutulmadan taktik tavizler ile geniş kitleler kucaklanır. Türkiye işçi ve emekçi sınıfları tarihe not düşecektir. Unutulmasın ki GEZİ Başkaldırısı sadece tüm Türkiye'de değil dünyada yankı vermiştir. Marx'ın 160 yıl önce dediği gibi "sürekli devrim" İstanbul'dan başlayabilir. "Müesses Nizam" çürümüştür; "bekaası" devlet terörünün iteklemesi ile yürümektedir; bir otokratın ağzından çıkanın kendi çıkardıkları burjuva kanunlarını bile es geçmesi ile hukuksuzluğun hukuk olduğu bir ülkede otomatikman "meşruiyet" de kalmamıştır. Doğal hukuk hakkı olarak "Tek Yol Kesintisiz Sosyalist Devrim için harekete geçmektir....

Halid Özkul Yazımı iyi anlamayan arkadaşlar bir daha okusun, orada İmamoğlu tipolojisi bizim değil CHP içinde ŞARTLARIN (FAŞİZMİN) ZORLADIĞI bir küçük burjuva siyasetçi olarak anlatıyoruz. (Örneğin Halk TV bile durumu kavrayıp sınıf çıkarları doğrultusunda daha solda kadrolar getirdi). Burada sınıfsal korku ve kaygıları es geçmiyoruz. Küçük burjuva kemalist "devrimci"ler popülist-liberal çizgi içinde Türkiye'de bir güçtür. Ama kendiliğinden patlayan GEZİ Başkaldırısında CHP tabanı sokaktaydı. 1917'de sadece Bolşevikler sokakta değildi. Birçok SR çatışmalar içinde BKP saflarına geçti. Eğer proleter devrimci bir örgüt ve programı var ise devrimi yönetenler, kitleleri de toplar. Türkiye, örgütlü işçi sınıfının çok az olduğu. Küçük burjuva emekçilerin çok geniş ve kurumlarda çeşitli siyasal eğilimli mesleki ve düzene bağlı örgütlenmelerine bölünmüş; ayrıca %18'de olsa köylülüğün olduğu bir ülke. Burada önemli olan sokağa sağlam proleter devrimci örgütle çıkmaktır. Sıcak mücadelede sınıf ittifaklarına gidilmek zorunluluğu vardır. Bu konumda elbette İngiliz Kemal'den değil, İmamoğlu tipolojisinde liderler muhatap olacaktır. İspanya İç Savaşı'nda da popülist, sosyal demokratından, sosyalist, komünist, anarşistine kadar geniş bir yelpaze birleşik cephe içinde "Cumhuriyet"çiliği savunmuştur. 2019'da bizim anlatacağımız "sınıflar mücadelesi" nesnel gerçeğinde Öz Yönetim/Öz Savunma temelli yeni bir bilimsel sosyalist modelin uygulanmak zorunda olduğunu teori-pratik-praxis sürecinde kanıtlamak zorundayız. Yoksa o tukaka, bu tukaka, o müslüman, bu Alevi ayraçlarına girersek sadece ütopyaların hülyası ile ölümü bekleriz. Ne ki Marx-Engels-Lenin şartların yarattığı her türlü devrimci ortamdan faydalanmak zorunda olduğumuzun altını çizmişlerdir.... Çünkü ...AKP-MHP-MİT açık faşist rejimi altında yaşıyoruz. Küresel ekonomik krizde eklendiğinde ülkede süren ekonomik kriz bunu katmerlemektedir. Bu durumda kapitalizme karşı savaş Emperyalizme dolayısyla faşizme karşıtlığında temeli olduğunu unutmuyoruz..... Kapitalizmi yok etmeden döngünün sona ermeyeceğini tarih kanıtlıyor bunu ancak eylem içinde işçi ve emekçi kitlelere anlatabiliriz....

BURHANİYE 22-04-2019