Ekmek ve Gül Topluluğu Kadına Şiddete Karşı Bildiri Okudu

Dünya Kadına Şiddete Karşı Mücadele ve Dayanışma Günü dolayısıyla  Bandırma  "Ekmek ve Gül Topluluğu "adlı kadın topluluğu  Cumhuriyet Meydanında basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın bildirisini topluluk sözcüsü Esra Çekinmez okudur.

BASINA VE KAMUOYUNA
Her yıl 25 Kasım dünyada ve ülkemizde "Kadına Şiddete Karşı Mücadele ve Dayanışma Günü" olarak anılıyor.                                                                                                                                                        
Avrupa’dan Afrika’ya, Amerika’dan Asya’ya, Latin Amerika’dan Ortadoğu’ya, evde, sokakta, iş yerinde yaşanan şiddet protesto

KADINA YÖNELİK ŞİDDET HER YERDE!

Birlik olmadan geçilmez bir dar boğazdayız!
2020 yılında Ekim ayı dahil 403 kadın, erkek şiddeti sonucu hayatını kaybetti.
Her gün, öldürülmek istemiyoruz !

 Yaşamımızı zorlaştıran ekonomik kriz, üstüne pandemi; bir gün sınırımızda savaş, bir gün İzmir’de deprem. Her yeni gelişmeyle dertler, sorunlar  biraz daha  büyüyor. Yükselen döviz, artan masraflar, zamlı faturalar, kiralar, krediler, borçlar çığ olup emekçilerin üzerine düşüyor.
Milyonlarca genç sokakta iş ararken, iş bulma umudunu kaybederek  bunalıma giriyor.
İşçiler işyerinde ücretsiz izin tehdidiyle ve  işten atılma korkusuyla yaşıyor. 
Avukatlar, gazeteciler hak ararken  kendileri haksızlığa uğruyor. 
Korunmasız bırakılan doktorlar, hemşireler, hastane çalışanları kovid 19’la birlikte yaşamaya çalışıyor.   Bir   çoğu bu salgın hastalıktan hayatını kaybediyor.
Ve kadınlar, yoksullaşan mutfakla, evde artan şiddetle, her an bir cinayet tehdidiyle yaşıyorlar.
Herkes kendi nefes aldığı yerde bir yaşam kavgası veriyor.
 Ekonomik krizin yarattığı sorunları daha da beter hale getiren pandemi; en çok kadınların sırtına yük bindirdi, bindiriyor. Devlet, zorunlu hizmetler dışında herkese ücretli izin hakkı tanımıyor ama devletin sağlık bakanı her gün tweet atıp süslü cümlelerle vatandaşı azarlıyor.
 Pademiyle gerçek mücadeleyi kadınlar veriyor. Evin hijyenini onlar sağlıyor; hastaneden eve yollanan pozitif hastalara onlar bakıyor; evdeki karantinayı onlar idare ediyor; okula gidemeyen çocuklara onlar bakıyor, derslerini onlar takip ediyor. 
Buna karşılık, ailenin artan yükleriyle, her gün artan işsizlikle eve kapatılan kadınlar, daha çok şiddet görüyor. Yoksulluk ve işsizlik, kadınları şiddet gördüğü evden ayrılamaz hale getiriyor.                         Virüsün öldüremediği kadınları, boşanmayı ya da ayrılmayı reddeden erkekler öldürüyor. Kadınlar aynı erkek için onlarca koruma ve uzaklaştırma kararı almış olmasına rağmen herkesin gözü önünde yaralanıyor, öldürülüyor!  Mahkemeler faillere haksız tahrik indirimi uygularken, iktidar yanlısı medya kadınları koruyan yasal düzenlemelere, İstanbul Sözleşmesi’ne saldırıyor.
İstihdam paketinin sırrı: Patronlara kalkan, kadınlara yüklen!
Tüm bunlar yaşanırken kadınları daha çok işsizliğe, sigortasızlığa, kayıt dışı çalışmaya mahkum eden istihdam paketleri açıklıyorlar. Kendileri şatafat içinde yaşarken eve ekmek götürememe isyanını “abartılı” buluyorlar. Kadınların korunması için kişi başına 3 TL bütçe ayırmayı reva görüyorlar. 
İsraf, şatafat ve kibirden gözü dönmüş bu iktidarın emekçi kadınlara tek bir gerçekçi vaadi kaldı: Ya açlıktan ya salgından ya da cinayet sonucu ölmek!
 Bu ekonomik, psikolojik ve fiziksel şiddet sarmalı tek tek verilen hayat kavgasıyla aşılamaz. Kriz, pandemi, savaş; yoksulluk, işsizlik, şiddet… Aynı sorunları yaşayan kadınlar aynı tarafta birleşmeden bu dar boğazdan geçilemez. 
En yakınımızdaki kadınlarla el ele verelim; dayanışmayı büyütelim; örgütlenelim, değiştirelim! Hep birlikte haykıralım: 
 *Hayatımız,emeğimiz,karar bizim !
 * Şiddete ,krize, yoksulluğa,işsizliğe,geleceksizliğe ancak birlikte olursak dur diyebiliriz!
 *Çözüm örgütlü mücadelede ! 

* “Patronlara kalkan, kadınlara yüklen” paketi geri çekilsin!
* Ücretsiz izin yasaklansın!
* Kaynaklar saray ve sermaye için değil, halk için harcansın!
* Kadın cinayetlerine karşı acil eylem planı açıklansın!
* İstanbul Sözleşmesi uygulansın!
 * Şiddete boyun eğmeyeceğiz. Krizin faturasını biz kadınlar ödemeyeceğiz.           
* Haklarımızı ve hayatlarımızı iktidarın inisiyatifine bırakmayacağız.
* Kadına yönelik şiddet ve cinayetlerin önlenmesi için İstanbul Sözleşmesi’ni savunuyoruz.
Ülkemizdeki ve dünyadaki kadınlarla şiddetin her türüne karşı tek ses olacağımız 25 Kasım’da mücadelemizi büyütmek için kadınlar kol kola, yan yana, dayanışmaya..

21-11-2020/MEHMET LEVENTOĞLU/BANDIRMA GERÇEK