Yüksek Seçim Kurulu kaybetti…

Yüksek Seçim Kurulu kaybetti…

 

Dolmuş durağına doğru giderken sigara tabakamı ve çakmağımı masanın üzerinde unuttuğumu fark ederek hızlı adımlarla geri döndüm. “Bana müsaade deyip” yanlarından ayrıldığımda, Rüştü Bey ile Rasin Ağabey 24 Haziran seçimlerinin sonuçları üzerinde derin analizler yapıyorlardı.

 

Rüştü bey, beni tekrar yanlarında görünce,

“Akılsız başın cezasını ayaklar çeker. Boşa dememişler…” dedi, masada unuttuğum tabaka ve çakmağı uzattı. Sonra da:

 

-İçme şu zıkkımı, hiç mi sağlığını düşünmüyorsun?

“Haklısınız” diyebildim.

-Otur bakalım, sana bir de çay söyleyeyim soluklan. Nefes nefese kalmışsın.

 

Rasin Ağabey,

-Nerede kalmıştık?

-Kazananları ve kaybedenleri konuşuyorduk.

-Kaybeden oldu mu?

-Senin bu sorularına bayılıyorum. Kaybeden kim?…

Hadi kazananlara bakalım:

Biiir, Recep Tayyip Erdoğan, Başkan oldu. Kazandı…

İkiii, 600 yurttaşımız milletvekilli seçildi. Kazandı…

Üççç, Adalet ve Kalkınma Partisi, birinci parti oldu. Kazandı…

Dööört, Cumhuriyet Halk Partisi, ikinci parti oldu. Kazandı…

Beşşş, Milliyetçi Hareket Partisi, kilit parti oldu. Kazandı…

Altııı, İYİ Parti, TBMM’sine girdi. Kazandı…

Yediii, Halkların Demokrasi Partisi, barajı aştı. Kazandı…

Sekiiiz, Saadet Partisi, meclise CHP listelerinden iki vekil soktu, bu milletvekilleri CHP’den istifa ederek Saadet partisine geçti. Kazandı…

Dokuuuz, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı AKP listelerinden Meclise girdi, AKP’den istifa ederek BBP döndü. Kazandı.

Onnn, Demokrat Parti genel Başkanı İYİ parti listelerinden Meclise girdi. Kazandı.

Onbiiir, Vatan Partisi ‘Güneydoğu’da oylarımızı üçe beşe katladık’ dedi. Kazandı…

 

Rasin ağabey,

-Demek seçime giren herkes kazandı. Öylemi?

-Aynen. Seçime giren herkes kazandı. Hatta bir önceki seçime göre göreceli olarak geriye düşenler bile kazandı.

 

Vedat, çayımı getirince oturup kaldım tabii. Bari lafa gireyim deyip, Rüstü Beye:

-Seçimlerden önceki beklentiniz ile seçim sonuçları birbirine örtüştü mü? Diye sordum.

Rüştü Bey, soruma Hindu dilinde sormuşum gibi yaklaştı, bir süre düşündü anlamaya çalıştı ve

-Beklentim örtüşmedi. Ben ikinci tur olur beklentisindeydim.

Seçim gecesi, bir süre, YSK önünde avukatlarla bekleyen Muharrem İnce’yi aradı gözlerim.

Sonra, YSK önünde ‘Öyle bir otururum ki, beni jiletle kazıyamazlar’ diyen Meral Akşener beklentim oldu ama sahneye ikisi de çıkmadı.

Seçim sonuçlarını takip edeceğiz, oylarınıza sahip çıkacağız. Şöyle sistem kurduk, böyle iletişim ağı oluşturduk diyen CHP’nin becerisizliklerine takıldım.

 

Rasin Ağabey,

-Bende aynı durumdaydım. Muharrem İnce de, Meral Akşener de, CHP de bende hayal kırıklığına yol açtı.

“Ağabey, CHP kurultay konuşuyor. Değişim rüzgarı varmış… Rüzgara duvar örülmezmiş… Rüzgar esiyorsa değirmen inşa edilirmiş…” deyiverdim.

Olgun adam, kafasını iki yana sallayıp:

-Umarım ki, bu rüzgardan etkilenerek yaz nezlesi falan olmaz.

Rüştü Bey’in Rasin Ağabeyi desteklemek için “Yaz nezlesi de hiç çekilmez hani…” deyip;

“Sohbeti dedikoduya bağladın” sitemine karşı bir soru daha sordum.

-Peki, kim kaybetti?

Rasin Ağabey, hiç düşünmeden kestirip attı:

-Yüksek Seçim Kurulu!

 

İster istemez “Nasıl yani?” dedim.

 

-YSK, seçilen Cumhurbaşkanı’nı 13. olarak ilan ederek, Cumhurbaşkanı’nın mazbatasına 13. diye yazıp, imzalayıp çerçeveletince kaybetti!...

‘Kararlarına itiraz edilemez’ karizmasını çizdirdi.

Şimdi: ‘Milli İrade’, “Kardeşim, sen seçilen Cumhurbaşkanı’nın kaçıncı olduğunu hesaplayamıyorsun ama sandıklar kapatıldıktan üç-beş saat sonra yüz seksen bin küsur sandığın sonucunu nasıl doğru verebiliyorsun” diye sormaz mı?

SÜHA ORAL- BANDIRMA -05-07-2018