Birkaç sendika izin alarak 1 Mayıs 1977'de Taksim de kahpece öldürülen emekçilerin anısını yaşattı, Kazancı'nın başındaki anıta çelenk konuldu, karanfiller bırakıldı.
O gün Taksimdeydim .Taksim Kristal Büfe'de çalışıyorum, Talimhane girişinde binanın altındayız. Solaganlarla pankartlarla geçenleri izliyoruz, iş yoğun derken bir zaman geçti akşama doğru önce silah sesleri bağırışlar çığlıklar küçücük dükkana bir anda yığınla insan doldu üst üste paslanmaz tezgahın altına sığınmışım..Daha sonra dışarı çıkabildik, ortalık savaş alanı gibi..Kurşunlanarak ezilerek ölenleri akşam haberlerinde duydum. Yolları ışıklarla dolu olsun. Emekçilerin kompradorların düzenini tehdit ettiği en güçlü günler..
Ve zaman içinde işçilerin sayısı arttıkça,siyasi partilerde emekçilerin yer alması engellenince güçlülük ters oranda azaldı ve sanal hale geldi.
Türkiye işçi sınıfı mücadelesinde tarihi misyonu bulunan büyüyeceğine küçüldükçe küçülen işçilerden elde ettiği gelir giderin bilançosunu resmi sitesinde yer vermekten imtina eden DİSK yöneticileri de benzer etkinliği egemenlerin izin verdiği şekilde değil kendi istedikleri biçimde sembolikte olsa kutlama girişimlerine izin verilmeyince göstere göstere gözaltına alındı bırakıldı basına yansıyan fotoğraflarla Türkiye 1 Mayıs gündemi doldu. Fotoğraflar paylaşıldı. Şükür gazımız alındı. Hepimiz sermaye sahiplerinin egemenliğinde sürdürülen düzende yine sermaye temsilcilerinin etiket sahiplerinin 1 Mayıs kutlama mesajlarını kutlu olsun işçilerin bayramı mesajlarını sokağa çıkma yasaklı evlerimizden ibretle izledik okuduk. 1 Mayıs 2020 de durum bu vaziyette geçti.
Tam bir kandırılmışlık, tam bir aymazlık, tam bir sefalet görüntüleri. Ve proleterya temsiliyeti bunu hak etmiyor.
1 Mayıs Sosyalist ülkelerde bayramdır. Bizim gibi kapitalist sömürüye dayalı ülkelerde bayram değil mücadelenin varlığını hissettirme bilinçlendirme günüdür. Mücadelenin dayanışmanın geleceğe mesajların verildiği gündür.
Bu nedenle sermayenin sahiplendiği düzende meydanlar proleteryaya yasaktır. Oligarşik sermaye temsilcilerinin de kolayca telaffuz ettiği gibi bayram olsaydı adı üzerinde bildiğimiz bayram gibi olurdu. Koronavirüs salgını nedeniyle bu yıl kolay atlatıldı onlara göre. Virüse şükürler olsun dilemişlerdir.
Proleteryanın amacı sınıfsız toplumu kurmaktır. Proleteryanın sadece kendisi için değil toplumun her kesimi için eşitlik özgürlük ve kardeşlik içeren mücadelesinin vucüt bulacağı sistemin genel adı Sosyalizm dir. Sosyalizmin bir ileri aşaması komünizmdir. Peki ne fark vardır? Fark şu: Sosyalizmde devlet vardır. Komünizmde devlete artık gerek kalmamıştır.
Devletsiz dünya nasıl olur diye kafanıza yatmadı değil mi. Benimde yatmadı çok zamanlar hadi canım başsız devletsiz olacak iş mi? Genlerinde bencilliği vahşi içgüdüyü taşıyan insanın onu kontrol eden bir güç olmadan insanların birlikte sorunsuz yaşaması mümkün olabilir mi?
Feodal,Liberal ve vahşi kapitalist ilkeleriyle donanan neredeyse beşikten alınıp sisteme göre dizayn edilen bir insanın bakış açısına göre tabiiki imkansız bir durum gözükebilir. Ama gerçek insan geleceğin insanı gerçekten bu değil. Ama tüm bildiklerinizi unutturan geleceğin yeni insanı modelinde ferdi mülkiyet saplantısının olmadığı bilimsel hümanist eğitimle yetişen insan için gerekli olmayacağı gibi bir başkasının hakkını gasp etmenin nefretle karşılanacağı bir gelecek asla ütopya değil.
Teori , pratik ,praxis,yaşanan deneyimler ve Sakallı Adamın yazdığı gibi süreç ne kadar engellenmek istensede kaçınılmaz son Sosyalizm ve Komunizm gelecektir.
Sosyalizmde proleterya dikatatörlüğü vardır yani tüm üreten kesimi temsil eden konsey, işçiler adına yönetimi ele alır , ortak mülkiyetçiliğe tam sınıfsızlığa geçiş için gereken hamleleri yapar.
Şimdi burada özellikle lümpen proleteryada şöyle bir özlem demesem de kıskançlıktan biriken hınç var. İşte sosyalizm olsun zenginler alaşağı edilsin, onların yerine biz geçelim lüks evlerinde biz oturalım onların mallarını servetlerini yağmalayıp üstüne konalım. Onlar bizim yerimize geçsin. Böyle bakan lümpen gençleri de çok gördük bir müddet sonra sistemden nemalanınca ne sınıf mücadelesi kalır , ne ezilenleri görmek, kendileri yırtmıştır ya efendilerine biat ,sınıfına ihanet etmek umurlarında olmaz. Bunları da iyi gözleyin. Uzak tutun.Sosyalizm mücadelesi yerine geçme mücadelesi değildir. Hedef ve amaç sınıfların olmadığı herkesin hür ve eşit olduğu bir dünyayı hayal edin.
Herkese yeteneğine göre iş , eşit şans ve fırsatlarda eğitim ,üretilenlerin adaletli paylaşımı sınıfsız toplumda gerçekleşebilir. Daha açıkçası patron işçi köylü ağa zengin çiftçi topraksız çiftçi icarcı ,icardan geçinenci vesairenin olmadığı bir dünya düşünün ve bugünkünden çok daha fazla verim çok daha mutlu bir yaşam eğitim sağlık herşeyin toplumsal yaşam içinde bedava olduğu belirsiz yarınların endişesi olmayan güvenli bir dünya..
Herkesin kendisi için değil başkası için ürettiği yada ürettirdiği - robot- dünya.
Çok mu ütopik oldu?
Hayır ütopik değil bu zaten kapitalizmin kendi sürecinde eninde sonunda varacağı yerdir. Sakallı adam kapitalizmin yaşadığı krizlerle yürüyeceği yolda varacağı yer bilimsel tezlerle budur dedi Kapitalizmin kitabını yazdı eskiden okuyan bulunduran idamla yargılanırdı şimdi internette bedava yasaklanmadan okuyabilirseniz okuyun.
Kapitalizm burjuvazisiyle komparodorlarıyla sömürdüğü emekçi kitlerlerle krizlerle bugün yaşadığımız virüs gibi dış etkenlerle ve saire ..Eninde sonunda dünya Komunizm sürecine gelecek.
Bu bilimsel diyalektiğin değişmez yasasının temel gerçeğidir.
Bugünkü durumda istenilen istediğimiz şimdi hemen geleceğin güzel dünyasını bugüne getirmenin şartlarını oluşturmak süreci hızlandırmak.
Ama bu 1 Mayıslarla bu işbirlikçi örgütlenmeyle bu kitleleri oyalamaktan ibaret şaklabanlıklarla olmaz.
Örgütlenme bu nedenle örgütlenme diyoruz.
Bu örgütlenmenin hedefinde Ulusların kedi kaderini tayin hakkı meselesi yoktur. Alevilere, azınlıklara yapılan etnik ve inanç üzerine baskıların haksızlıkların düzen sahiplerinin geçmiş günahların hesaplaşması yoktur . Bunların söz konusu edildiği ortamlardaysınız anlayın ki ;orada sizi mücadelenizden koparacak yolunuzu şaşırtacak kafanızı karıştıracak kripto hainler vardır. Sermayenin beslediği asalak soytarılar vardır. Varsın size ulusalcı desinler yurtsever diye suçlasınlar geçiniz..
Sosyalistler öncelikle sınıfların ortadan kalkması için mücadele eden öncüllerdir. Bakın sosyalistler diyorum aman sosyal demokratlarla karıştırmayın en büyük sinsi kafa karıştırıcılardır. Göz boyamacı işbirlikçilerdir.
Türkiye sosyalist mücadelesine en büyük engel sanıldığı gibi askeri darbeler değildir. Darbelerin getirdiği haksız yüzlerce idam yüzbinlerce yaşam hakkının çalınması değildir. Türkiye de üreten güçlerin örgütlenmesindeki birliği parçalayan En büyük engel Kürt faşistleridir. Sosyalist söylem ve Jargonlarla emekçilerin üreten köylülerin devrimcilerin arasına karışarak mücadeleyi etnik ve inanç kulvarlarına saptırarak bölmek ve parçalamayı başarmışlardır. HDP gibi ırkçı partiyi devrimci kesime sosyalist parti gibi yutturmuşlardır. Ta ki maskeleri düşene kadar. Biz özgürlüğü bir kesime özel imtiyazla değil herkes için isteyenlerle kucaklaşın ,bırakın başka bir ortamda yapsınlar feodal mücadelelerini ..
Ama taktik hiç bitmiyor aynı taktik aynı yöntem devam ediyor.Dikkat edin.
1 Mayıslarda etnik mezhepsel sorunların davası güdülemez temel mesle diye öne sürülemez.
Sınıf mücadelesini hedefini saptırmak isteyen ajan provakatörleri teşhir edin. Bunlar işçi emekçi köylü üretenlerin sinsi düşmanıdır. Sermayenin uşaklarıdır . Kendileri gibi düşünmeyen inanmayanlara yüzyıllardır yapılan baskı ve zülümlerin intikam ve rövanş yeri değildir mücadele alanları , bu tür saplantılı zihniyetleri dışlayın bunlar örgütlenmenin temel bölücüleridir, sınıf mücadelesine çomak sokanları uzak tutun susturun. En zor zamanda bu muhteşem coğrafyayı emperyalistlere yedirmeyip bize miras bırakan Mustafa Kemal Atatürk 'ün mirasını sürekli devrimlerle ilerleterek devam ettirerek sahiplenme yerine karşı devrime giden süreci başlatan statükocu Kemalistlerden uzak durun, basmakalıp Atatürk jargonuyla, gericiliğe sözde tepkiden başka işe yaramazlar burjuva özentisi gizli sermaye işbirlikçileridir.
Bizim mücadelemiz sınıfsızlık mücadelesi. Bu mücadelenin kendisi olmasa da ruhu Atatürk devrimlerinde var.
Modern bilimsel eğitim veren okullara milyonlarca insanın eğitim sorunu,sonra açlık sorunu, barınma sorunu Zenginlerin çocuklarının yararlanacağı alan olmayacak. . Çalışma saatini önce 6 ya sonra 4 e sonra 2 ye inecek. Sıfırı bende hayal edemiyorum ama olasılıktır. Çünkü..
Sosyalizmin temel amaçlarından biri insanın çalışma saatlerini en az saate indirmek hatta sıfıra düşürmektir. Bu yapay zeka ve robot teknolojisiyle zaten sürece girmiştir.
İnsanın kısa yaşam süresinde insanca yaşayabileceği bir başka dünya var.
Bu nedenle patronların dayattığı aforizmayı reddedin. Sosyalist mücadelede ne olursa olsun yaşamayı değil, ölümü kutsayanları da defterinizden silin.
Emek kutsal değildir. En kutsal değer emek falan değildir. Kutsallık : Yalnız bazılarının değil herkesin insanca yaşam hakkına sahip olmasıdır.
Bu patronların egemenlerin sömürdüğü işçilere dayattığı doğruyu tersten algılatan alçakça bir kandırmacadır.
Çünkü,uzun sürelerle çalışmak zorunda kalan insan kendisi için zaman ayıramaz. Okuyamaz, öğrenemez,sanata, edebiyata keşfetmeye zaman ayıramaz, spora eğlenceye düşünmeye bile zaman ayıramaz. Sadece bir sonraki gün vereceği emek için güç toplayacak kadar dinlenebilir. Toplumsal dönüşüm için sınıfsızlık şarttır. Bu insanca yaşam hakkıdır. Bu hak birilerine olsun birilerine olmasın olmaz.Sosyalizmin temel amacı insanı çalışma alanından çıkarmaktır. Nihayetinde çalışmayı tamamen kaldırmaktır. Bunun ipuçlarını yapay zeka ve robotik üretimlerin başlamasıyla şimdiden görebiliyoruz.
Kır yoksullarına adlı bröşürde büyük pratisyen Lenin şöyle seslenmişti. Bir avuç zengin için değil bir kaç kişinin zenginliğine değil herkesin paylaşacağı bir üretim için çalışacağız. demişti. Onun kurduğu sistemde alaşağı edildi. Şimdi yeni bir başlangıç yeni praxis zamanı. Size sosyal ve diğer medyalarda afişlerde olmayan bayramınızı kutlayanların mesajlarını reddederek başlayın..
30-04-2020/MEHMET LEVENTOĞLU/BANDIRMA