Not : Bu Yazı 26-11-2011 Yılında Yazılmış ve Bandırma Gerçek Gazetesi'nde Yayınlanmıştır -Mehmet Leventoğlu
"PRAG MEZARLIĞI"
Halı saha maceramdan sonra yatıyorum ve kitap okuma şansım oldu.
Umberto Eco nun bizde basılan son kitabı "Prag Mezarlığı" kitabına başladım,girişi uzatmıyorum ve hemen kitaptan bir paragrafı huzurunuza sunuyorum.
"Louis Napolyon Bonapart 'ın denenmekte olduğu Dernek'in buyrukları konusunda konuşmuştu....Napolyon ; sosyalistleri, devrimcileri ,filozofları, ateistleri ve ulusun egemenliğini savunan bütün "kalleş akılcı aydınlıkçıları (!)" kesin olarak yok etmek için yasal meclisi dağıtmayı,halk temsilcilerini düzeni yıkmaya teşebbüs bahanesiyle tutuklamayı ,Paris te olağanüstü durum ilan etmeyi,barikatlarda ellerinde silahla yakalananları yargılamadan öldürmeyi,en tehlikeli tipleri,Cyenne 'e sürmeyi,basın ve dernekleşme özgürlüğünü kısıtlama getirmeyi,orduyu kalelerine çekmeyi,ve oradan başkenti bombalamayı,yakıp kül etmeyi,taş üstünde taş bırakmamayı ve böylece modern Babil'in yıkıntıları üzerinde Katolik Apolistik,Roma Kilsesi'ni muzaffer kılmayı önermişti.Sonra başkanlık gücünü uzatmak ve cumhuriyeti yenilenmiş bir imparatorluğa dönüştürmek için halkı genel seçime çağracaktı: Genel seçim demokrasi karşısında tek çare idi,çünkü hala papazlarının sözünü dinleyen köylüleri de kapsıyordu."
Eco çok kurnaz bir yazar.
Yakalamış işi.
"Gülün Adı" çok satan bir romanıydı ama ben "FAUCAULT SARKACI"nı tek geçiyorum hala. Orada gerilim içerikli bir akışla Pagan tapınaklarının rahibeleri Sybillerden Tapınakçılar,Gül Haçlar ve günümüze uzantısı Masonlara geçmişten bugüne gelen süreci toparlayarak dramatik biçimde roman kurgusuna katmıştı.. Aynı zamanda kadim KABALA öğretisini kitabın içine bölümler halinde nakşetmişti ki ben 40 lı yaşlara kadar böyle bir epistemolojik bilgiden yoksundum.. dolayısıyla çarpılmış, perspektifim kaymış...
Dünyam değişmişti.
Dünya, evren, insan ve mikro ve makro kozmolojiye ait ,insan aklının hala yanıt veremediği insan nedir, tanrı nedir, evren neden vardır sorularına insanın bugüne kadar edinebildiği bilimsel akla en yakın açıklama getirebilen bir gizemli bilgiler kültü olan Kabala yı anlayabileceğimiz şekilde anlatmayı başaran tek kişidir o.
**
ECO nun bizde çıkan yeni kitabı Prag Mezarlığı’nı okurken Türkiye’nin bugünkü siyasi ortamı, ülkedeki siyaset yapma biçimi, elden ele değişerek dolaşan "sözde" gerçekliği, tartışmalı belgeler, montajlandığı söylenen dinleme kayıtları, birbiri ardına gelen komplolar ve komplo teorileri ile kitap beni habire kendi güncelimize de savurdu.
Romanın bazı bölümlerini acı acı gülümseyerek okudum.
Çoğunuzun hissedebildiği gibi, senden daha az hakeden kişilerin hep en güzel işleri yaptığı, en ballı yerlere geldiği, senden daha iyi bilmeseler bile nasılsa sana yöneticilik yaptıklarının nedenini açıklayamazsınız ve bu tuhaflığı açıklayan o kitaplardır ilginç olan ve de kimsenin umurunda olmadığı için , ülkemize yansıyabilen bu tür eserlerin çok azından haberimiz oluyor.
"Piemonte’li Simone Simonini", 19. yüzyılda Avrupa’da çesitli ülkelerin gizli haber alma servisleri adına çalışanbir roman kahramını , evet o zamanlarda da casusluk en önemli görevdi- aynı zamanda Yahudileri hedef alan uluslararası komplo teorilerinin mimari olarak okurun karşısında.. Umberto Eco, 19. yüzyılın siyasi ortamıyla bugünün ekonomi - politik ilişkiler dunyası arasında parallelikler olduğuna vurgu yaparak, “Günümüzde de siyasi yönetimlerin sahip oldukları medya gücüyle çoğu kez sahte haberlerle kitleleri kolayca manipüle ederek ve yargıyı da istedikleri yönde yönlendirdiklerini ve bir şekilde tüm kontrolü ellerine geçirmeyi başarrdıklarını ” ifşa ediyor.
**
Her kitap bir başka heyecandır ve Prag Baharı nı henüz bitirmeden bu satırları kaydediyorum. Satır aralarında dikkatimi çeken çokça zekice yönlendiren önemli ayrıntılar var evet, bir takım kişiler gücün temsilcisi olarak seçiliyor ve bu seçilmişler olağandışı işler yaparak birdenbire dünyayı farklı bir sürece sokuyorlar. Peki bu seçilenleri seçenler kim?. Arap Baharı, Büyük Doğu Projesi kimindir nedir nedendir?..
Tarihin seyrini değiştiren işler yapmış liderleri biliyoruz. Örneğin Fatih Sultan.Mehmet,Adolf Hitler, Napolyon,Kanuni,Kolomb,Lenin, Stalin,George Washington, muhtemelen bu satırları okurken sizin aklınıza başkaları da gelecektir.Bu isimler tek başınamıydı?Arkasında ki güçler kimdi?
Fazla uzatmadan kendinize sormanızı istediğim bir basit soru var.
Hitler'i ele alalım dünya tarihine yön vermek adına yola çıkmış, milyonlarca insanın dört yıl gibi kısa sürede katledeilmesine yol açmış garip bir insan . Sion Protokollerini bahane ederek hedef seçmişmiş. Bu küçük bir resim öğretmenin işi olamaz. Birileri var!
Bismark ın daha yeni toparlayıp birleştirdiği Alman ulusunu ayağa kaldırıp böylesine büyük bir maceraya üstün insan modeline dayanarak dünya hakimiyetine niyetlenmek girmek gibi imkansız bir teşebbüste nasıl bulunabilir.
Bir gizemli güç odağının bu işin arkasındaki gerçek projeciler olmadığına inanabilirmisiniz?.
**
Ekim Devriminde Rusyada bir başka mecrada başlatılan dünya egemenliğini sosyalist değerler üzerine kurma girişiminin 80 li yıllara kadar gündemde kalıp çıkmaza girdiği anda birdenbire çökmesi mantıklı gelmiyor bana..
Peki şimdi kim ya da kimler, tek hedef tek dünya tek devlet için düğmeye basmıştır dersiniz.
Ne diyorsunuz hangi ülke bu.
Şimdi dünya imparatorluğunu ,tüm dünya iktidarını kurmak için denenmekte olan Lider kim olabilir?
Dediğim gibi bu Umberto efendi komplo teorilerini sürekli beynimize nakşedip bizi rahat bırakmıyor, bırakmayacak..Prag Baharı nı okumaya devam ediyorum. İlginç ayrıntılar yakalarsam size anlatacağım. Nasıl olsa dizilerden maçlardan başınızı kaldıramıyorsunuz.
26-11-2011/ BANDIRMA GERÇEK
GÜNCEL KİTAP NOTU: "Prag Mezarlığı, 19 Şubat 2016 da vefat eden ünlü İtalyan araştırmacı yazar Umberto Eco'nun 2010 yılında yayımlanan romanı. 2012 yılında Independent Foreign Fiction Prize adayları arasında gösterilen yapıtın, Eco'nun Gülün Adı adlı çalışmasının ardından yazdığı en iyi kitap olduğu düşünülmektedir"
19. yüzyılda Paris: Komün Günleri; hançer darbeleri; absent dumanları arasında hazırlanan cinayetler; kanalizasyonda yatan cesetler; patlamalar; isyanlar; takma sakallar; sahte noterler; düzmece vasiyetler; satanist örgütler; kara ayinler; cinsellikle pek fazla ilgilenmeyen, hastalarının rüyalarına burnunu sokmamaya kararlı bir Doktor “Froïde”… Torino, Palermo, Paris şehirlerinde dolaşan histerik bir satanist; iki kez ölen bir rahip; masonlara karşı entrikalar kuran Cizvitler; rahipleri kendi bağırsaklarıyla boğan masonlar; çarpık bacaklı raşitik bir Garibaldi; bir sahte belgenin Siyon Bilgelerinin Protokolleri’ne dönüşmesi...
Umberto Eco, 2010 yılında İtalya’da yayımlanır yayımlanmaz çoksatarlar arasına giren romanı Prag Mezarlığı’nda, çok renkli, çok katmanlı, çok kişilikli bir dünya sunuyor bize. Hitler’in Yahudi soykırımının gerekçesini oluşturduğu iddia edilen Siyon Bilgelerinin Protokolleri’nin ortaya çıkışını ele alıyor bu eserde. Dönemin popüler macera romanlarından gazete yazılarına kadar çok sayıda kaynağın bir araya gelmesiyle oluşan protokollerin tarihçesini, o dönemin tefrika romanlarına uygun bir tarzda ve tabii ki her zamanki gibi engin tarih, edebiyat ve popüler kültür bilgisini konuşturarak romanlaştırıyor. Üstelik dönemin kaynaklarından seçilmiş uygun resimlerle.