Gazi Dedesi Ne Derdi
Numan Kurtulmuş, Saadet partisinden ayrılmış ve Halkın Sesi Partisini kurmuştu.
HAS Parti’nin başında olduğu dönemde:
“Harun olmaya geldiler, Karun oldular.” diyor, Hz. Musa’nın kardeşi ve sözcüsü Harun ile İsrailoğullarının en zengini Karun üzerinden AKP’yi eleştiriyordu.
Geçen hafta, TBMM Başkanı’na yakışmayan cümleler kurdu.
“Devletin, ülkesi ve milleti olmaz!” dedi, Anayasa’nın değiştirilemez 3. Maddesinin değişmesi gerektiğini (kısmen bile olsa) söyledi.
Kamuoyunda; AKP’nin ‘has’ adamı olarak gündem değiştirmeyi denediği, kısmen de başarılı olduğu konuşuldu…
*
Sormadan geçemeyeceğim:
Çanakkale, Erzurum, Batum, Azerbaycan cephelerinde, Balkan savaşında, Sakarya Meydan Muharebesinde binbaşı rütbesiyle görev yapan; ilk Türkçe ilmihal kitabı Amentü Şehri’yi Latin harfleriyle yazan gazi dedesi sağ olsaydı ne derdi?
**
Toplumun çok büyük çoğunluğu:
-Ekonomik yıkımı
-Konkordato açıklayan binlerce şirketi
-Katılım payı adı altında konmaya çalışılan vergileri
-Akaryakıt ve alkollü içkilere yapılan zamları
-Maliyetinden düşük taban fiyat uygulamalarını
-Adaletsizliği
-Hukuksuzluğu
-Uyuşturucunun yaygınlaşmasını
-Suçluların cezalandırılmamasını
-Dünyaca aranan mafya liderlerinin vatandaş yapılmasını
-Milli güvenlik sorunu haline gelen Suriyeli, Afgan ve diğer mültecileri
-Psikopatların sokaklarda önüne gelene saldırmasını
-Polislerin bıçaklanmasını
-Kadın cinayetlerini
-Çocuklara cinsel istismarın önlenemediğini
-Asgari ücretin ve en düşük emekli aylığının açlık sınırından az olduğunu
-Çarşı pazara para yetmediğini
-Şatafata, itibar harcamalarının kısılmadığını
-Sayıştay raporlarının dikkate alınmadığını
-Okullarda temizlik yapılmadığını
-Tarikat ve cemaatlerin denetlenmediğini
-Yaz saati uygulamasına dönülmesi gerektiğini
-Sahte diplomayla iş bulanları
-Devlette gizli olması gereken kimlik bilgilerimizin satıldığını
-Dolandırıcıların banka hesaplarını nasıl boşalttığını konuşuyor.
Halkın gündemi; yoksulluk, yolsuzluk ve ‘siyaseten söylenen’ sözler…
*
Suni lakırdılarla gündemi değiştirmeye çalışmak boşunadır, gerçekler ‘cambaza bak’ uyanıklığıyla örtülemez!