Yakup Abi Bana Eski Ayvalık'ı anlattı .

AYVALIK GÜNLÜĞÜ/HALİL UNCU

Bugün Ayvalık'ın yerlisi Yakup İçten abiyle, Emine'nin Ayvalık Gücünde denk geldik oturduk çay içtik  muhabbet ettik biraz.
Rüya gibi bir muhabbet.
Yakup abi benden bayağı büyük bir abimiz.
Eski dalgıçlardan , aynı zamanda sünger de çıkarırdı deniz dibinden.
Ayvalık'ta zamanın üç beş dalgıcından biri.
Deniz balık konusunda üstüne adam tanımam.
Eski Ayvalık'ı anlattı bana ,
O kadar eski ki; evlerde elektrik yok.
Dolayısı ile buzdolaplarının elektrikli süpürgelerin çamaşır bulaşık saç kurutma makinalarının ve de televizyonların radyoların  rüyada bile olmadığı yıllar.
Şehrin göbeğinde , bugünkü Cumhuriyet alanının olduğu yerde bir santral , enerji santralı elektrik üretiyor ve sadece akşamları  Ayvalık içi ve Cunda adasındaki sokak lambaları için şehre elektrik veriyor..
O zamanlar geceleri evlerde gaz lambaları yakılıyormuş.
Nüfusun  sadece 9.000 olduğu yıllar.
Sonra sonra evlere de Ayvalık santralden elektrik verilmeye başlanmış ama sadece geceleri o da belli saate kadar.
Yakup abi dedi ki
Santralin başındaki Arap Osman evlerdeki elektriği gecenin ilerleyen vaktinde keseceği vakit ışığı göz kırptırır
lambalar titrek ışık vermeye başlar biz hemen evde gaz lambalarını hazırlardık.
Yani Arap Osman sinyal gönderirmiş evlere , birazdan santral kapanacak herkes gaz lambasını hazırlasın diye.
Ben dünyada yoktum tabi Ayvalık'ın bu hallerinde ama olmak isterdim.
Çünkü Yakup abi dedi ki ''Uncu biz evlerde uyurken kapı pencere açık uyurduk
dükkanlar açık durur bir yere gideceğimiz zaman kapıya bir sandalye koyar giderdik .
O sandalye kapının kilidiydi kimse girmezdi kapısında sandalye olan dükkana.
Ticaret desen senet çek falan yok her şey sözle .
Aldım veya sattım.
Aldım dedin mi alacaksın sattım dedin mi de daha yüksek fiyat olsa da caymayacak sattım dediğin fiyata satacaksın.
Ahlakıydı o zaman Ayvalık halkı.
Namusluydu şerefliydi insanlar.
O anlattı ben dinledim rüya gibi sanki.
Bir de bugüne baktım ipini koparan bir sürü insan doldu ilçeye.
Tabi bu gelenler içindeki medeni efendi çağdaş, hayvan sever ,doğa sever, çevreci arkadaşlarımı ayırıyorum bir kenara.
Biz tabi insanları bilmiyoruz , her geleni iyi bildik güven duyduk ama her seferinde iyiliğimiz karşılığı olarak dolandırıldık durduk.
Hırsızlık yoktu itlik yoktu puştluk yoktu Ayvalık'ta o yıllarda.
Şimdi ise ne ararsan var.
Yazık ettik güzelim memlekete yazık ettik.
Elimizden avucumuzdan kaydı gitti güzelim memleket.
Bitti , bitti artık geri dönüşü yok, bitti..

***

Okullar Açıldı?

Son derece eşit olmayan , adil olmayan zenginin iyi okullarda , kolejlerde , özel okullarda okuduğu fakirin ise okuyamayıp çalışmak zorunda olduğu yeni bir eğitim yılına başladık yine bugün.
Şöyle ki ;
okulda okuması gereken okullarda kaydı olması gereken tam 3.5 milyon çocuğumuzun kaydı yoktur.
Bu çocuklar kayıp , bu çocuklar nerede ?
Sanıyorum ki bir kısmı parasızlıktan okuyamıyorlar , bir kısmı evine katkı yapmak için çalışıyor, 
bir kısmı da kız kısmı okumaz evde kocasını bekler kafasındaki yobaz aileler tarafından küçük yaşta birilerine eş yapıldı.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti eğer gerçekten Devletse , 
bu ülke birilerinin söylediği gibi eğer gerçekten lider ülkeyse bu 
3.5 milyon çocuğu bulup okutmak zorundadır.
Eğer Devlet Devletse ,eğer Lider Liderse .

12-09-2023/HALİL UNCU/AYVALIK GÜNLÜĞÜ