Hey Maşşallah! Tü Tü Tü Tüüü...!

HEY MAŞŞALLAH! TÜ TÜ TÜ TÜ TÜÜÜ...!

Bugün devlet hastanesindeydim. Orada başladım bu maşşallahlara!.

Dedikçe diyesim geldi. Diyesim geldikçe tekrarladım.

Yol boyu sağa sola, lama gibi "tükürük"! ata ata geldim. Bence siz de yapın bunu. Biz ulus olarak olağan üstü varlıklarız. Hiç kimse, hiçbir konuda bizimle yarışmaya kalkmasın. Kimse bu sözümü de ukalalık, milliyetçilik,cart, curt diye değerlendirmesin. Ben buna gönülden inanıyor, samimiyetle de paylaşıyorum.

Hastaneye girdim, sıra sıra gebeler, sıra sıra lohusalar. Tosuncuktan, prematüreye kadar boy boy bebekler. Fırt fırt doğuruyor kadınlar.

Gelin kaynana aynı gün içinde doğum yapmış!.

Gelin 14 , kaynana 35 yaşında. Kızın anası refakatçi. Onun da karnı burnunda..

**

Adım başı çeyiz satan mağazalar, üçü beşi bir arada beyaz eşya setleri, mobilyeler. Şimdi al, on ay sonra başla ödemeye... Ya da peşin fiyatına 36 ay taksit. İnsanın aklı tutuluyor. Düğün salonları aylar sonrasına gün veriyorlar. Berekete bakar mısınız? AİDS yeni duyulduğu yıllarda bir karadenizli vatandaşımız; biz hamsi yiyoruz, bize bir şey olmaz demişti de kızmıştık. Meğer doğruymuş. Çernobil olayı bile hızımızı kesememiş. Her yerde bolca rasladığımız nazar boncuklarının da bir kerameti var sanırım. Ne hava kirliliği, ne enflasyon dokunuyor bize. Şarbon teğet geçiyor. Sırtmızdan hançerlensek bir damla kanımız akmıyor.

**

Göz doktoruna gittim. Otuz yıldır yakın gözlüğü kullanıyorum. Katarakt ameliyatı olmadan önce 15 yıl da uzak gözlüğü kullanmışlığım var. Doktorun, dürbün gibi bir aletle gözlerime bakıp, sağlam olduğumu söylemesi üç dakikayı geçmedi. Şipşak; ezber bozan bir tanı... Yani ben bunca yıldır görüyormuşum da görmediğimi sanıyormuşum. Veya daha önce gittiğim doktorlar beni aldatmışlar. Bunca yıldır neden gözlük kullandığımı sormadan edemedim. Bunu kendisi değil elindeki alet söylüyormuş, ölçüm odasına gidip bir de orada ölçtürmemi söyledi. Dediğini yaptım. SONUÇ ; uzak her iki göz 0.75 Yakın; biri 2,5 diğeri 3 ve de astıgmat.

Bu arada sırayı bozan, giren çıkanların hesabı belli değil.

Dahiliye uzmanına da uğrayıp ilaçlarımı yazırdım. İlacın biri 14 lira, 9 lirasını ben ödüyorum. Biri unutulmuş hiç yazılmamış, biri 35 lira, 10 lirası cepten ödeniyor. Nasıl bir mantıksa bu ilacın 90 adetlik kutusunu alırsam fark ödemezmişim. 30 adetlik kutu aldığım için 10 lira fark ödemem gerekiyormuş!!!

Genelde sakin bir insanımdır. Kolay kolay kızmam, tartışmaya girmem , kavgadan defret ederim. Ama artık bir şeyleri taşıyamıyorum. Ama yine de maşallah; ve bir okka tükürük de bana... Sokaklarda kaykılıp kalmadan, ölmeden, bayılmadan yine buldum ya evin yolunu. Kendime hayran kaldım. Bir havaya girdim ki sormayın. İzlediğim programlar, çevremde yaşananlar, okuyup dinleyip katlanabildiklerimize baktıkça yükseliyorum.

**

Yaklaşık 300 milyon yıldır her koşulda hayatta kalmayı başarabilmiş hamam böceklerinin tek rakibi biz olabiliriz diye düşünmeye başladım. Onların 40 saat nefes almadan kalabildiklerini, vücutlarından daha dar alanlarda yaşayabildiklerini, bez, saç, kağıt, sabun yiyebildiklerini, ağır koşullarda bazı dişilerin erkeksiz ürediğini, bu dişilerin bir kez çiftleşmeden sonra bedenindeki spermleri ömür boyu saklayabildiklerini, saatte 4 km hızla yol aldıklarını, hava değişikliklerini vücut kıllarıyla algılayıp tehlike anında hızla ortadan kaybolduklarını ve radyasyona dayanıklı olduklarını biliyorum. Bazı ülkelerde bunlar gıda olarak tüketiliyor, evcil ve çiftliklerde yetiştiriliyorlar. Bu canlı grubunun dayanıklılığının sadece yavaş hücre döngüsüyle olduğu düşünülüyorsa; bugün yaşadıklarımıza bakıp biz neden ondan daha üstün ve dayanıklı olmayalım diye soruyorum kendime.

**

Minicik bebelere tecavüz edilip öldürülüyor. Kadına yönelik şiddet ve cinayetler artıyor, zıpkın gibiyiz. Yemyeşil alanlar taşlaşıyor, güzelim ovalara termik santraller yapılıyor. Dayanıyoruz. Kirli doğa, zehirli gıda, zararlı hava ve su. Haksız hukuksuz işler oluyor, sağlık sektörümüz bize yetişemiyor, işsizlik ve gelir yetersizliğinden aileler dağılıyor, eğitim can çekişiyor, trafik canavarları kol geziyor, yalan , dolan, çarpık ilişkiler, iflaslar, konkordotolar, karanlık düşünceler, hapisler, tutuklamalar, gözaltılar, daha neler, neler oluyor; ölmüyoruz, ayaktayız. Bitmiş seçimin oylarını saya saya bitiremiyoruz. Ortalık yangın yeri gibi. Biz düğün yapıyoruz; bel büke büke, gerdan kıra kıra, göbek ata ata oynuyoruz. Sıra sıra çocuk doğuruyoruz. Haksız mıyım? Maşallahı ve tü tü tü' yü haketmiyor muyuz ?

Anadolu kültürümüzün 3500 yıllık sembolü göz şeklindeki nazar boncuğu motifli objeleri 30 ülkeye ihraç ediyormuşuz. İnsanların taşıdığı negatif düşünceler fikrin dışarıya açılmış şekli olan gözlerden bakış aracılığı ile dışarı çıkıyor, buna da vurucu güç deniyormuş.

Biz de bu negatif enerjiyi nötrleştirip savacak güç de kesin vardır ama, alışkanlık işte; hey maşşallah tü tü tü tü tüüü....
ULVİYE KARA AKCOŞ-BANDIRMA 29-04-2019