Lubunyalar

LUBUNYALAR
Emeklilik ve yaşlılık yeni bilgiler edinmek için en iyi dönem.

Çünkü çoğumuzun fazla işi ve sorumluluğu yok. Yararlı uğraşları ve sorumlulukları devam edenler bence şanslı olanlar. Tüm gün çocuklarının , torunlarının işine karışan, bugün nerem ağrıyor, ne bulup ne şikayet etsem diye düşünenlere çok yazık. Elbette yılların bize sevimsiz armağanları oldu. Onların bir kısmından kurtulmak, tedavi olmak, bir kısmını yok saymak, hoşumuza giden uğraşlarla zaman geçirmek gibi bir seçeneğimiz var sonuçta. Bence en güzeli; okumak , araştırmak, çeşitli konularda bilgi edinip ilgi duyanlarla bunları paylaşmak. Evet; akşam öğrendiğini sabah unutmak da var işin içinde. Olsun. En azından kalan zamanımızı iyi değerlendirme çabamız, beynimizi çalıştırmamız takdire değer. Bu yaştan sonra öğrenip de ne yapacağız demeyelim lütfen. Öğrenmenin yaşı yoktur, olmamalıdır. 

İşte bu zihniyetle okumaya ve birşeyler öğrenmeye çalışırken (Lubunya ) sözcüğü çıktı karşıma.

Bunun bir çiçek, bir balık türünün adı olduğunu düşündüm önce. Biraz araştırınca insan neslinin en önemli konularından biri olduğunu hayretle gördüm.

Meğer çingeneceden alıntı (kadın tavırlı erkek) demekmiş. Biz elhamdüllah müslüman bir ülkenin insanlarıyız. Tek Tanrı' ya inanır, var olan herşeyin Allah tarafından yaratıldığına ve her yaratımışın bir hikmeti olduğunu düşünürüz. Yaratılana yaradandan ötürü saygı duyarız. Hiçbir canlıya eziyet etmemek içimize yer etmiştir. Sokak hayvanlarını korur, bir tas su ve yiyeceği yüksünmeden veririz. Canlılara haksızlık eden, şiddet uygulayanları lanetleriz. Başımıza her ne gelirse şükreder sabırlı ve hoşgörülü olmaya çalışırız. 
Lubunyadan söz etmeye başlarken sahip olduğumuz insani değerlerimize değindim. Çünkü lubunya erkek bedeninde olup da bu cinsin cinsel özelliklerini taşımayan ve cinsel tercihi savunup kimliğine sahip çıkanlara deniyormuş. Diğer eşcinsellere göre gerçek kimliklerini gizlemedikleri için daha bir özel sayılıyorlarmış. Toplum baskısı ile kimliğini gizlemek zorunda kalan, yine de davranışlarıyla tercihini belli eden aramızda, nonoş, yumuşak, ibne....vs adlarla tanıdığımız insanlar. Aralarında çok soylu ailelerde özel eğitimlerle yetiştirilmiş, aydın, kültürlü, yetenekli olanlar var.

Bir çoğumuz bu insanlarla iletişim kurmak, birlikte çalışmak istemiyor, her nedense vebalı gibi bunlardan uzak duruyoruz. Bir travestiye kaldırımda motosiklet çarpıyor, arkasına bakmadan basıp gidiyor. Belki kasit, belki kaza. . Kadının başından akan kan oluk oluk kaldırımdan aşağı sızıyor, kadın hareketsiz.Bir Allah'ın kulu yardım etmiyor. Şöyle bir bakıp geçiyor insanlar. Olayı camdan izleyen komşum eşine (Git yardım et!) diye yalvarıyor. Eşi ( Deli misin hanım bir gören olur. S... tir et ibneyi. Derdi seni mi sardı ?) diyor. Travestilerin işkence gördüklerini , öldürüldüklerini magazin sayfalarında okuyoruz. Uzun yıllar kişilik bozukluğu, sapıklık olarak bilinen bu durumun biyolojik nedenlere bağlı olduğu da iddia ediliyor. Bu ailenin Allah bağışlasın ilkolula giden iki erkek evladı var. Yarınlar ne getirir belli mi olur? Evet; çocuk büyütüyoruz, torunlarımız var. Bu erkek bedenli kadın da bir ana babadan oldu. Kimse seve okşaya büyüttüğü çocuğunun ilerideki cinsel tercihini bilemez. Aileler bu gençlerden utanıyor, onlara sahip çıkmıyorlar. Toplum dışlıyor. Onlar kendilerini iten, kakan, döven hatta öldüren aile ve toplum kurallarına karşı koyuyor aykırı kişiler olarak yaşamlarını sürdürüyorlar. Durumunu gizleyebilenler ise taşıyamadıkları bir kimlikle kendi dramlarını yaşıyorlar. Onları koruyan kural ve yasalar var mı, varsa işliyor mu bilmiyorum. Ama cinsel kimlikleri ne olursa olsun onların toplum içinde dışlanmaları bana hiç insanca gelmiyor. İnancımıza da yakışmıyor. Eğer bu bir hastalıksa tedavi edilmeliler. Yetenek ve eğitimlerine uygun iş alanlarında çalışmalı fuhuş sektörüne itilmemeliler. Gençlere ve çocuklara doğru kaynaklardan cinsel bilgi mutlaka verilmeli. Eşcinselliğin bazı sebepleri olduğu incelemeler sonunda saptanmış. Çocukluk döneminde şiddet görmek, kız çocukları erkek, erkek çocukları kız gibi yetiştirmek, genetik yatkınlık, taciz veya tecavüze uğramak, ciddi aile sorunları yaşamak, erken boşalma, iktidarsızlık, vajinismus, içe kapanıklık, aşırı duygusallık, travmalar, eşcinselliğe özendirica yayınlar, bunlardan bazıları.

Bana göre en önemli nokta gençlerin cinsellikle ilgili düşüncelerini aile ve eğitimcileriyle paylaşamıyor, doğru kaynaklardan bilgi alamıyor olmaları. Dini ve sosyal baskılar.

Eşcinsel ya da transseksüelleri görmezden gelmek ne yazık ki; bütün dünyada yaygın.Ülkemizde yaklaşık kimliğini saklamayan üç bin gay, lezbiyen, biseksüel ve trasseksüelin varlığı istatistiklerle saptanmış. Bu sayının aslında on binin üzerinde olduğu düşünülüyormuş. Toplum baskısı nedeniyle asıl rakamların saptanamadığı bu durum LGBT 2020 araştırmasıyla bu kadar belirlenebilmiş ama işin çetrefilli yanının bu sayının hızla artmakta olduğuymuş. Bireylerin bu artışı engelleyebilmek için açık fikirli ve aydın olmaları gerekiyormuş. Sözün kısası; gençlerin ve ailelerin doğru cinsel bilgi almaları için uzman kişiler tarafından bilgilendirilmeleri, görülen sapmalara zamanında önlem alınması gerekiyormuş. 
ULVİYE KARA AKCOŞ - BANDIRMA - 31-01-2019