Ülkemizin genelinde belediyecilik genel siyasetten çok ayrı düşünülmese de genel yönetime muhalif olabilecek onun çelişkilerini gözler önüne serebilecek olanaklara sahiptir. Bu olanağı uygulama olasılığı ise Belediye Başkanının dünyaya ve halka bakışıyla ilgilidir. Genel ve yerel yönetimlerde kabaca iki yönetim modelini görebiliriz. Sosyal veya liberal belediyecilik.
Sosyal devlet kavramının yok edilmesi sonucu, belediyeler dünyada yol, su, çevre temizliği gibi faaliyetlerine ek olarak, sosyal yardım ve sosyal hizmet faaliyetleri de yaparak oluşan boşluğu doldurmaya çalışmaktadır. Küreselleşme her ne kadar ulaşılan mal ve hizmetleri arttırsa da, aynı oranda yoksulluğu ve ihtiyaçları da arttırmıştır. Kişiler, insani ve temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanmakta ve sosyal-kültürel etkinliklere katılmakta maddi olanaksızlıklardan ötürü zorluk yaşamaktadırlar. Sosyal Belediyecilik ise, yerelde bu sorunlara çözüm sunmaya çalışmaktadır.
Sosyal Belediyecilik Nedir?
Belediyeler vatandaşlarının temel de üç sorununa çözüm bulmak durumundadır. Birincisi; toplumun işleyiş ve yapıdan kaynaklı, ciddi boyutlarda olan işsizlik, yoksulluk ve dilencilik gibi sorunlar, ikincisi; belediyenin sınırları çerçevesinde oluşan afetlerden mağdur olan kişilerin ihtiyaçlarını karşılamak, üçüncüsü ise; çevresel şartlardan temelde kötü etkilenen yaşlılar, engelliler ve çocukların ihtiyaçlarını karşılamaktır. Belediyelerin bugün yaptığı sosyal belediyecilik faaliyetleri bu üç kaynaktan gelmektedir. Tabii ki bu ihtiyaçların giderilmesinin yanında eğitim faaliyetleri ve sosyal kültürel etkinlikler de sosyal belediyecilik çatısı altında değerlendirilmektedir.
Sosyal Belediyecilik başlığının altında sayılabilecek faaliyetleri şöyle özetleyebiliriz:
Kimsesizlerin, evsizlerin, sokak çocuklarının ve muhtaç kadınların barınma ihtiyaçlarını karşılamak, öksüzlere çocuk yuvaları ve kreşler yapmak, yaşlılara huzurevi sağlamak,sağlık merkezleri, sağlık ocakları, gezici sağlık otobüsleri, ön tanı merkezlerini hizmete sunmak, hasta yakınları için hastane yakınlarına misafirhane sağlamak, kültür, sanat ve spor tesisleri açmak, tiyatro, sinema ve kütüphane gibi kültür merkezleri oluşturmak,fakir, muhtaç ve yaşam mücadelesi veren kesimlere aşevleri ve imarethaneler açmak, özürlüler için ulaşım, eğitim ve sosyo-kültürel ortamlarda kolaylık sağlayıcı tedbirler almak, beceri ve meslek edindirme kursları açmak, park, bahçe ve piknik alanlarını arttırmak,doğal dengeyi koruyan ve çevresel şartları düzenlenmiş, ucuz konut alanları sağlamak, iş kuracak kadın ve gençler için rehberlik yapmak, makine ve ekipman sağlamak, tanzim satış mağazaları ve ekmek fabrikaları kurmak,
Gıda, kömür, kırtasiye, ilaç yardımı yapmak, toplumsal gruplar, sivil toplum kuruluşları ve kitle örgütlerine rehberlik etmek, onlarla yardımlaşma ve dayanışmayı geliştirmek, gençlerin engellilerin ve kadınların sosyalleşmesini sağlayacak merkezler açmak.
Çok mu abarttığımı düşünüyorsanız yanılıyorsunuz?
Bandırma’nın Avukat Müteahhit Belediye Başkanı, Sayın Mansur Yavaş, Tunç Soyer, Ekrem İmamoğlu, Yılmaz Büyükerşen ile resim çektirmenin ötesinde onların uygulamalarıyla ilgili biraz konuşabilse eksiklerini görecektir. Bugün her türlü zorluğa ve baskıya rağmen Mansur Yavaş, Tunç Soyer ve Ekrem İmamoğlu sosyal belediyeciliğin nasıl yapılacağını göstermektedir. Burada Mansur Yavaş adının altına özellikle çizmek gerekir.
Sosyal Belediyeciliği Ramazan aylarında iftar çadırı kurup her akşam iftar yemeğine bir sponsor bularak basına poz vermek sananlar ancak kendilerini kandırır.
Bugün genel siyasetin tercihi olarak neredeyse her sokağa bir cami yaptıracak haldeyiz. Cuma günleri dışında vakit namazlarında ortalama 20-30 kişinin olduğu devasa camilere karşın bir sınıfta 35-40 öğrencinin olduğu okulları görmezden gelerek şov yapmak dini kullanmanın ve popülizmin başka bir şeklidir.
Belediye binasına yakın Hürriyet İlkokuluna Sayın Avukat Müteahhit Başkan saat 13.00’da gitsin bir baksın. Göçebeye dönen Bandırma Ortaokulu geçen yıl BAL ile aynı okulu kullanırken bu yıl Hürriyet İlkokulunu kullanıyor. Hadi kalabalığı sıkışıklığı geçtim. Bu topraklarda pandemi bitti mi? O minicik yüreklerin zorluklarını Bandırma’nın en üst bürokratı olan Kaymakam, Milli Eğitim Müdürü Belediye Başkanı görmüyor mu? İki yıldır prefabrikte olsa geçici bir okul yapılamaz mıydı?
Daha başka bir örnek vereyim. Hürriyet İlkokulunun hemen karşısından Garanti Bankasının yanından Cin Çukuruna doğru inen yokuşu hiç gördünüz mü başkan? O yoldan kaç çocuk okula gidip geliyor, nasıl bir yol gördünüz mü?
Yazıda tutarlılık kaybolmuş olabilir. Sosyal belediyecilikten başlayıp yerele geldik.
Hiç kimse kalkıp “Bandırma Belediyesinin yeterli kaynağı yok” demesin. Bunu diyen varsa aşağıdaki sorularıma cevap versin.
1. Belediye bu dönemde kaç adet araç kiralamıştır?
2. Bu araçlar hizmet aracı mıdır yoksa makam aracı mıdır?
3. Bu araçların marka ve modelleri nedir ve kimler kullanmaktadır?
4. Kiralanan araçlara aylık kaç TL ödenmektedir?
5. Belediyenin 2021 yılı temsil gider harcaması kaç TL’dir?
Yine gecenin bir yarısı şeytan dürttü beni. Ha son olarak yine kovana çomak sokayım bu şehrin Kent Konseyi Başkanı ve Demokrasi Platformu Başkanı öğretmen. Acaba bu arkadaşlar Bandırma’daki okulların fiziki yetersizliğiyle ilgili ne zaman bir açıklama yapıp Belediyeden yardım isteyecek?
03-10-2022/CEVDET AYAN