Görevimiz

GÖREVİMİZ

Emperyal ülkeler, dün Anadolu topraklarını işgal etmişlerdi; bugün, Ortadoğu haritasını değiştirmeye çalışıyor. Okul demeden, hastane demeden, camii- kilise veya pazaryeri demeden halkın üzerine bomba yağdırıyor ve savaş suçu işliyorlar. Çünkü işbirlikçileri var.

Geçmişte, biz de: Anadolu’nun işgaline ses çıkarmayan işbirlikçi hainler gördük. Uzun lafa lüzum yok, yüz yıl önce olan biteni hatırlarsak: Nereden nereye geldiğimizi göreceğiz.

Herkes bilir: Dünü unutanlar, yarını göremez.

A dan Z ye sıraladığımızda:

-Adalete güven azalmışsa

-Apartman katlarına üniversiteler kurulmuşsa,

-Asgari ücret, açlık sınırından daha azsa,

-Basının büyük bölümü ‘havuzdan’ besleniyorsa,

-Borçlar, borçla ödeniyorsa

-Çocuklar, işgücü olarak sömürülüyorsa

-Dış politika, günlük belirleniyor ve sık sık değişiyorsa

-Dilencilik, meslek olmuşsa

-Diyanet İşleri Başkanlığının bütçesi birçok bakanlığın bütçesinden fazlaysa

-Doktor ve yetişmiş kadrolara “giderlerse gitsinler” denmişse

-Döviz kurları, dengesizse

-Eğitim sistemi, değiştirilip rotasını dini referanslara kırmışsa

-Enerji, dışa bağımlıysa

-Enflasyon, olduğundan düşük gösteriliyorsa

-Eski bazı bakanlar, tutuklanma korkusu ile yurt dışına çıkamıyorsa

-Emeklileri geçinemediği için çalışmak zorunda kalıyor ve ikramiye verilmeyip cezalandırılıyorsa

-Gelir dağılımı adaletsiz, vergi toplamada eşitsizlikler varsa

-Göç, köylerimizi boşaltmışsa

-Hayvancılık bitmiş, yurt dışından et satın alınıyorsa

-Her kar yağışında, ‘sokağa çıkmayın’ deniyorsa

-Her yağmurda, evleri su basıyor, sokaklarda sandal ile dolaşılıyorsa

-İhale kanunu, adrese teslim hale gelmişse

-İnsanlar, iddianamesi yazılmadan aylarca içerde yatıyorsa

-İnsanlar, yurt dışında çalışmak ve yaşamaya can atıyorsa

-İşsizlik, düşürülemiyorsa

-Kadınların her şeyine karışılıyorsa

-Kayıt dışı ekonomi, kayıtlıyı geçecek noktadaysa

-Kentleşme, ‘ihanete’ uğratılmışsa

-Liyakat, yerini yandaşa bırakmışsa

-Mahkemelerde tarife ile iş görülüyor olmuşsa

-Mülteciler, demografik yapıyı bozacak sayıya ulaşmışsa

-Mülakatlarla işe başlatma normalleşmişse

-Ruhsatsız silahlanma artmışsa

-Rüşvet, hediye olmuşsa

-Sağlık yönetimi, tarikatlarca yapılıyorsa

-Seçilmişlere, atanmış muamelesi çekiliyorsa

-Siyasiler, dün kara dediklerine bugün ak diyorsa

-Stratejik ortak veya ortaklar altımızı oymaya çalışıyorsa

-Su ve elektrik faturalarını ödemeye yurttaşın gücü yetmiyorsa

-Şans oyunlarından medet umuluyorsa

-Şeyhler devlet işlerine karışıyorsa

-Tarım, can çekişiyorsa

-Terör, canlarımızı alıyorsa

-Toplu taşıma çuvallamış, otomobilleşmişse

-Tüketici haklarına saygı gösterilmiyorsa

-Uyuşturucu kullanımı artmış, “pudra şekeri” çekenler hoş görülmüşse

-Uyuşturucu, terör ve rüşveti araştıralım önergeleri iktidar milletvekillerince reddediliyorsa

-Ülkenin kurucularına, ‘sarhoş’ denebiliyorsa

-Üretim azalmış, verimlilik düşmüşse

-Yurt dışından saman alınıyorsa

-Yüzüncü Yıl kutlamaları hafife alınmışsa

Ve bu liste daha çook eksikse:

CUMHURİYET ağlıyor demektir.

Gelin, 29 Ekim’de bayraklarımızla CUMHURİYETİMİZİN gözyaşlarını silelim.

Görevimiz: Atatürk’ün Gençliğe seslenişini bir daha okumak, anlatılanları kavramak ve Cumhuriyet’in 100. yılını coşkuyla kutlamak olsun.

25-10-2023/SÜHAORAL/TATLISU