Yaş Kesen Baş Keser!

Yaş Kesen Baş Keser!

İkizköy, 300 yıllık ormanın içinde, en fazla iki yüz elli kişinin yaşadığı küçük bir yer.

Muğla, büyükşehir olduktan sonra mahalle olarak tanımlansa da bildiğin köy. Sağlıklı ve çalışkan bu insanların, tütünün arasına ektikleri kavunları, karpuzları; domatesleri, biberleri olurmuş bir zamanlar… Kömür karası zeytinleri, çeşit çeşit meyveleri varmış, hayvanlarının su derdi olmazmış.

Hedefleri, ormanı kesip altındaki kömürü çıkarmak olan paraya tapanların umurunda olmadığı için şimdilerde koah ve gırtlak kanseri yaygın, ağaçların ve bitkilerin üstü kül tozu, domateslerin dibi kuru…

Umursamıyorlar, yeter ki onların elektrik elde eden geri teknolojili santralleri çalışsın. Para hırsı ve iktidar desteğiyle zenginleşmeye devam etsinler.

**

Fotoğraflarını gördüm. Televizyonda röportajlarını dinledim.

Yaşı, yüze yaklaşmış iki büklüm bir nine; “Birlikte büyüdüğüm ağaçları kestiler. Yıkılan her çamda ayağım, kolum kesildi…” diyor, komşusu; “Kesilen zeytinleri katırla su çekerek büyüttük,” hatırlatması yapıyor…

Daha acısı, Devlet’in jandarması ve polisi ormanı değil ağacı kesenleri koruyor.

“Elektriğe ihtiyaç var, kömürle işleyen santrallere kömür lazım. Kömür ormanın altında…” demeyin. Doğru gibi görünen bu yanlış aslında birilerinin korunuyor olması, kârlarına kâr katmaları için orman talanına göz yumun demektir.

**

Ey! Elindeki motorlu testere ile ağaç kesen aymaz,

Ey! “Bu ağaçlar kesilecek ve biz kömür çıkartacağız, size elektrik üreteceğiz,” diyen para babalarının emrinde olan çıkarcı, bugün üç beş kuruşa yaptığın bu eylemler yüzünden yarın utanacak kahveye çıkamayacaksın, çocuklarının yüzüne bakamayacaksın.

**

Termik santral sahibi doğa düşmanları, bugün gücünüz, İkizköy’ün yaşlılarına ve ormanı korumak için orada bulunan halka yetiyor olabilir, ama unutmayın: Anayasa’nın 169’uncu maddesi:

“-Ormanların mülkiyeti devrolunamaz!

-Ormanlar devletçe yönetilir ve işletilir!

-Devlet, ormanlara zarar verebilecek hiçbir eylem ve faaliyete müsaade etmez!” diyor.

İkizköy’de, ormana dalıp ağaçları kesmeye girişenler ister iş insanı ister devlette makam sahibi olsun fark etmez, Anayasa’yı ihlal suçu işlemektedirler!

Bugün olmasa yarın, yarın olmasa öbür gün mutlaka, ama mutlaka hesabını vermek üzere yargılanacaklardır!

**

İnsan, hiç ağaç yetiştirmemişse kıymetini bilmez, ona odun gözüyle bakar. Oysa ağaç, çocuk gibidir; eğitimi, bakımı vardır. Ağaç, ülkenin geleceği, doğal yaşamının temel direği; toprağın bebeği, suyun kaynağı, havanın nefesidir.

“Yaş kesen, baş keser” baş kesen katildir, katil!

31-07-2023/ SUHA ORAL