Hayat Acılarla Dolu Bir Yolculuktur:

Çoğumuz hayatın getirdiklerinden çok getireceklerini merak ederek veya onları bekleyerek yaşıyoruz. Zor zamanlardan geçiyoruz, aklımızda olsun acı amaçsız gelmiyor. Bizi inciten şeyden uzaklaşalım ama bize öğrettiklerini hiç unutmayalım.Hayat Acılarla Dolu Bir Yolculuktur:

Zorluk çekiyor olmamız başarısız olduğumuz anlamına gelmez. Her büyük başarı hatırı sayılır bir zorlukla elde ediliyor hayatta. İyi şeyler zaman alıyor. Çünkü emek verilmeyen hiçbir şey köklü ve kalıcı olmuyor hayat yolumuzda. Her zaman sabırlı olmalı ve olumlu bir anlayışla hareket etmeliyiz. Sabırlı olabilenler, zaman içinde istediklerini elde etme şansını yakalayabiliyor. Belki hemen değil ama eninde sonunda yakalıyor.

İki tür acı var hayatımızda biri canımızı yakıyor, diğeri bizi değiştiriyor. Direnmek yerine hayatı akışına bıraktığımızda her ikisi de büyümemize yardımcı oluyor. Hayatta her şey geçici.

Kendimizi geçmişe mahkûm etmemeliyiz. Her yağmur yağdığında, duruyor, biliyoruz. Her aldığımız yara, iyileşiyor. Karanlığın ardından her zaman aydınlık geliyor. Her sabah buna tanık oluyoruz ama onun yerine hep gece olacağına inanmayı seçiyoruz. Öyle olmayacak. Gece sonsuza dek sürmüyor. Şu anda ufak da olsa bizi mutlu eden bir şey varsa, keyif almasını bilmeliyiz. Çünkü sonsuza dek hiçbir şeyin sürmediği gibi karanlıklar da sürmeyecek. İşler kötü gidiyorsa endişelenmeye hacet yok. Çünkü o da sonsuza dek sürmeyecek. İçinde bulunduğumuz her an, yeni bir başlangıç ve yeni bir bitiş değil midir aslında?

Bu şansı, yapabildiğiniz en iyi şekilde değerlendirmeliyiz. Çünkü dünyanın merkezi bizleriz, sizsiniz. Siz varsanız her şey var, siz yoksanız hiçbir şey yok. Bu hayatta endişelenmek ve şikâyet etmek hiçbir şeyi değiştirmiyor. Hatta, en çok şikâyet eden, en az ilerleme kaydediyor bu hayatta. Her zaman için büyük işlere girişip başarısız olmak hiçbir şey yapmadan başarılı olmaktan daha iyidir. Kaybetmişseniz bile yılgınlık yok, çünkü her şey bitmiş değil, yaptığınız şeye inanıyorsanız yolunuza devam edin.

Kötü Tecrübeler Rehberiniz Olmasın:
Geçmişteki tecrübelerinizin geleceğinizi gölgelemesine izin vermeyin. Tecrübelerinizden öğrendiklerinizi hayatınızı nasıl geliştirebileceğiniz yönünde kullanın. Değişimi gerçekleştirin ve arkanıza bakmadan devam edin. Uzun vadede ne olursa olsun, gerçek mutluluğun sorunlarınızdan şikâyet etmeyi bıraktığınız anda gelmeye başladığını göreceksiniz.

Hayatın bizde bıraktığı izlerden, yaralardan utanmayalım. Hayatın izleri, acının bittiği, yara da kapandığı anlamına geliyor yaşam maratonunda. Yani acıyı fethettik, dersimizi aldık, artık güçlendik ve yolumuza devam edebiliriz. İzlerin bizi esir almasına, hayatımızı korku içinde yaşamamıza neden olmasına izin vermeyelim. Hayatın oluşturduğu izleri yok edemeyiz ama onlara bakış açımızı pekâlâ değiştirebiliriz.

İzlerimizi güç ve zafer işareti olarak görelim, acı gözüyle bakmayalım. Mevlana’nın bir sözü var; “Yaralar, ışığın içeri girdiği yerdir.” Acının ruhu olgunlaştırmasına izin verdiğimizde, almamız gereken dersi aldığımızda, hayatımız hiç bir zaman eskisi gibi olmuyor artık.

Hayatta başarıyı elde etmiş insanlarda yaşadıkları acıların güce dönüştüğünü görebilirsiniz. O yüzden hayatın sizde bıraktığı izleri “Evet başardım! Ayakta kaldım ve izlerim de bunun kanıtı. Ve şimdi daha güçlenmek için bir fırsatım var” yaklaşımıyla görün. Sabır, değeceğini bilerek hayalleriniz için çok çalışırken olumlu tavrınızı hiç elden bırakmamanızla ilgili. Aklımız kendini hep rahat hissetmek istiyor. Klasik konfor alanında kalmayı yeğliyor. Bu aynı zamanda arkadaşlarımızdan, alıştığımız çevremizden uzaklaşmak ve bu alışkanlıklarımızdan ödün vermek anlamına da geliyor.

Sürece, Mücadeleye Devam Edenler Kazanıyor:
Evet, çoğu zaman yalnız kalacaksınız. Ama bu yalnızlık, büyük adımların atılması için bir hediye size. Eğer gerçekten hedeflediğiniz şeye ulaşmak istiyorsanız, süreç içindeki her türlü küçük başarısızlıklara, reddedilmelere ve garipliklere rağmen bunu yapacaksınız. Attığınız her adım sizde büyük bir rahatlama ve tatmin duygusu yaratacak. Ve aslında sürecin mücadelelerden oluşmadığını, sürecin kendisinin mücadele olduğunu fark edeceksiniz.

Başkalarının olumsuzluğu sizin sorununuz değil, çevrenizde bir olumsuzluk başladığında inadına ısrarla olumlu olun. Başkaları sizi aşağı çekmek isterken siz gülümseyin. Bu, coşkunuzu ve odağınızı ayakta tutmanın en iyi yoludur. İnsanlar size olumsuz davrandığında, siz kendiniz olmaya devam edin. Başkalarının öfkesinin sizi değiştirmesine asla izin vermeyin derim.

Her şeyin ötesinde, yeterince iyi olmadığınız söylendiğinde de insanları etkilemek için değişmeyin. Daha iyi bir insan olmak ve daha parlak bir gelecek için değişmeye çabalayın. İnsanlar ne yaptığınızla veya ne kadar iyi yaptığınızla alakasız olarak sizin hakkınızda elbet konuşacaklar. O yüzden başkalarının sizin hakkınızda ne düşündüğünden önce kendinizle ilgili endişelenin. Eğer yaptığınız şeyle ilgili inancınız güçlüyse o zaman onunla ilgili savaşmaktan kaçınmayın. İnsanların imkânsız olduğunu düşündükleri şeyin üstesinden geldiğinizde o büyük güç seviyesine erişmiş olacaksınız.

Bir engel veya engelleme ile karşılaştığınızda, yapabileceğiniz en iyi şey devam etmektir. Tekrar başlamaktan korkmayın; tekrar denemekten, tekrar sevmekten, tekrar yaşamaktan ve tekrar hayal etmekten. Zor şeylerin gönlümüzü katılaştırmasına izin vermeyin. Hayattaki en iyi dersler en kötü zamanlarda en kötü hatalardan alınıyor. Her şeyin çok kötü gittiği zamanlar olur ve siz de kendinizi sıkışmış hissedebilirsiniz. Vazgeçecek gibi hissettiğinizde, bazen her şeyin çok kötü gidebileceğini hatırlayın. Bazen en iyiye ulaşmak için en kötüyü yaşamak gerekebileceğini içselleştirin.

Evet, hayat çetin ama siz daha güçlüsünüz her uyandığınız güne şükredin, yeniden gülme gücünü kendinizde bulun ve denemekten asla vazgeçmeyin.

Rahat Olun, Yaşadığınız Hayatın Kıymetini Bilin:
Farklı hissetme, farklı olma cesaretine her zaman sahip olun. Başkalarını gülümsetme, mutlu etme isteği olsun kalbinizde. Değiştiremeyeceğiniz şeylerle ilgili kendinize ve etrafınıza boş stres yaratmayın.

“Boş ver” ve “Bu da geçer” demesini bilin, kısaca basit yaşayın. Bazı şeyleri, yaşamı gerektiğinde basite alın. Kendinize stres ve endişe yüklemeyin. Yükleseniz de faydası olmayacağını bilin.

Sevmek, sevginizi vermek konusunda cömert olun. Sadece gerçekleri konuşun, gerçek bir hayatı yaşayın. Gerçekleri gerektiğinde inadına söyleyin, karşıdakinin canını acıttığını bile bile inadına. Çünkü yalan her ikinizi de bir şey getirmez. Zaten bunu biliyorsunuz.

Yaptığınız, uğraştığınız, emek verdiğiniz şeylerle ilgili bazen yetersiz geldiğinizi derinden hissetseniz bile emek vermeye devam edin. Hayat, hiç bitmeyecek bir maraton koşusu gibidir. Hedefiniz için devam edin. “Sabreden derviş muradına ermiş” diyen büyüklerimiz, herhalde boşuna dememişlerdir.

Her sabah uyandığınızda benim takip ettiğim listemdekileri yapmanızı salık veririm. Gerçekten faydalı oluyor. En azından bir zararı olmuyor. Bunun için lütfen elinizden geleni yapmak için gayret gösterin, arkası zaten gelecektir.

Takip Listesi Önerisi:
İyi uyuyun ve bunu hayat tarzı haline getirin.

Güne iyi bir kahvaltı ile başlayın ve mümkün olduğunca her gün egzersiz yapın.

Hedefleriniz için sıkı çalışın ama daha az endişelenin, hatta mümkünse endişelenmeyin.

Kafanız karıştığında gülümseyin. Daha çok gülün, sizi ne mutlu ediyorsa onu yapın, sizi kim gülümsetiyorsa onunla birlikte olun.

Sıkıntılı, nemrut, defolu insanları hayatınızdan çıkarın.

Hayata bir kere geldiğinizin farkındalığı ve bilinciyle yaşayın. "An"ın farkında olarak yaşayın, hayatı yaşamaktan keyif alın.

27-09-2023/ERDEK