Andımız

ANDIMIZ
Tuh.! sizin gözünüz körolsun
Hırsla kapattı televizyonu.
Yapacak başka işiniz kalmadı bu milletin milli duygularını köreltiyorsunuz şimdi de.
Gel kız buraya
Efendim babaanne
Gel buraya çık şu sandalyenin üstüne bakayım.
"Andımızı oku "
Babaanne yaa.
Çık diyom sana hazırola da geç.
başla.
" Türküm, doğruyum, çalışkanım.
Yasam, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak,
yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun."

Aferin pamuk prensesime.
başınla da öne eğerek selam ver bakayım.
Hah şöyle .
Bundan sonra bu evde her sabah kalkılınca Andımız okunacak.
Sen okuyacaksın bende içimden söylicem.
Öptü torununu.
Haydi hazırlan çıkıyoruz sokağa Belediye başkanına gidiyoruz.
Hazırlandı komidinin çekmecesini karıştırıp Türk bayraklı rozeti buldu taktı mantosunun yakasına.
Sokağa çıkınca bakkal Ali efendinin dükkanında trenci Şerefi hararetle konuşurken gördü girdi içeri.
Günaydın
Merhaba Neriman hanım günaydın dediler.
Bak gördünmü işte bu
Bravo Neriman hanım rozeti işaret etti trenci Şeref.
Gururla başını kaldırıp ;
Haberleri dinleyince nevrim döndü dedi.
Nedir bu millete yapılan saygısızlık.
Bir Milli gururumuz kalmıştı onu da silecekler.
Şimdi belediye başkanına gidiyorum dilekçede veririm isterse.
Bundan böyle Bandırmada eskiden olduğu gibi mahalle hoparlörlerinde her Cumartesi ,Pazartesi günleri İstiklal marşı çalınacak, Andımız okunacak.
Efendim hastası olan var rahatsızlık yaratır bahanesi de kabul değil.
sokaklardan günde kırk kere araba geçer korna öttürür, Marketlerin reklam minübüsleri bangır bangır bağırır, Hoparlörden iki dakka.  Andımız yasak.
Yaz dilekçeyi Şeref bey düş peşime.
Şaşırdılar göz göze geldiler bakkal Ali'yle Trenci.
Ali kıs kıs güldü gözüyle işareti çaktı hadi bakalım diye.
Eskiden bu hoparlörden belediye sipikeri her türlü reklamı okurdu.
Bandırma plajı ne zaman açık ne zaman kapalı, hangi marka buzdolabı daha güzel , yeni açılan kuaför gelin başını kaç paraya yapıyor bilirdik.
Birde bayramlarda şiir okurdu.
" H " harfini söyleyemez.
Aydi avacı artık avalan şiirini ezberlemiştik.
Gülüştüler.
Aldı dilekçeyi eline parmağıyla da Trenciye işaret edip düş önüme dedi.
Belediyeye vardıklarında soluk soluğa kalmıştı.
HES kodu sordular
Mantonun yakasından içeri elini atıp göğsüne sıkıştırdığı gözlük kılıfına sarılı telefonunu çıkardı.Okuttular.
İçeri girince durumu anlattı.
Beyaz masaya bırakabilirsin teyze dedi görevli .
Başkanı göremem mi.
Başkan toplantıda teyze
Hee toplansınlar kızım toplansınlar.
Bak şuraya yazıyom, bu iş olmazsa bizde mahallede toplanıcaz ona göre dedi.
Çıkınca dışarı hafiflemiş hissetti kendini.
Neriman hanım akşama diyorum Çupra alsak .
Ahhh ben söyliycektim.
Yanına da marul salata , Hasan Çavuştan tahin helva.
Şişenin dibinde iki parmak kaldıydı yeter bize.
Güldü Trenci.
Ne güzel kadınsın sen Neriman deyiverdi.
Ayaklarının yerden kesildiğini hissetti.
Gözlerinden yaş gelir gibi oldu.
Giriverdi Trenci Şeref'in koluna.
Vurdular Atatürk caddesinden aşağı doğru kendilerini.
Sanki caddede onlardan başkası yoktu.

04-02-2023/Sebahattin Pravadılı / Bandırma