“KIRK YILLIK KÂNİ, OLUR MU YANİ?”

 

Başlarken: İşkencenin bir insanlık suçu olduğu gerçeğini ifade edelim.
Suçu, darbeye yapmaya kalmak değil de,
“Zeytin ağacı, savaşta Yahudileri arkasında saklayacaktır, 
Türkiye’deki zeytin ağaçları bu nedenle kesilmelidir.” (1)
el ilanlarını dağıtan termik santral rantçılarından bile olsa:
Tarafsız soruşturulmalı, adil yargılanmalı, gereken ceza verilmelidir.

*

İşkence yapan da, yaptıran da, göz yuman da suçludur.
“İmamların Öcü” (2) isimli kitabı yazan gazeteci Yavuz Selim Demirağ, 
dayaktan tutun da, su sıkmaya kadar çeşitli işkenceler yapılmış olabileceğini,
ve ‘işkencenin izlerini’ gördüğünü yazıyor.
Müyesser Yıldız da, ‘duyduklarım, bildiklerim var’ diyor. 
Bir iddiadır deyip geçilmemeli; soruşturulmalı, 
yapanların şiddetle cezalandırılması sağlanmalıdır.

**

Gelelim, gündemin soğutulmaya, bulandırılmaya çalışılan konusuna…
Televizyonları, gazeteleri takip eden ‘eski’ cemaat sempatizanları:  
-Bankaları, holdingleri, şirketleri
-Üniversiteleri; rektörleri, dekanları, akademisyenleri
-Kursları, yurtları; öğretmenleri, öğrencileri
-Televizyonları, gazeteleri; gazetecileri, program yapımcıları
-Generalleri, amiralleri, ordu mensupları
-Emniyet müdürleri, istihbaratçıları, polisleri
-Yüksek yargı hâkimleri, hukukçuları
-Valileri, bürokratları 
-Ülkeler arası ilişkilerde etkin bakanlık mensupları
-En önemlisi de, ‘üst akıl’ları olduğunu öğrenince,  
“Biz neymişiz be abi!” kıvamına gelmişler midir?
‘Bizim vekillerimiz, bizim bakanlarımız’ nerede demişler midir?
Yakınlık duydukları ve destekledikleri; beslendikleri, ‘kimlik’ sahibi oldukları
‘Hizmet Hareketi’nin, FETÖ (Fetullahçı Terör Örgütü) olduğunu öğrenince:
‘Tüh! Yahu, biz ne yapmışız?’ deyip ‘pişman’ olmuşlar mıdır?

*

Biliyorsunuz:
Hükümet ‘pişman’ olma miladı olarak 17/25 Aralık 2013 tarihini açıkladı.
Bu tarihin 7 Şubat 2012(3) olması daha şık olurdu ya, neyse…
Neticede:
-Hükümetin açıkladığı tarihten önce cemaatle ilişkin varsa: 
Sempatizan idin, “Kandırılmışım, alnı secdelilerdi bilememişim” diyerek sıyrılma… 
-Hükümetin açıkladığı tarihten sonra cemaatle ilişki kuruluyorsa:
Militan, FETÖ üyesi olma durumu ortaya çıktı.

*

17/25’den sonra ilişkilerimi kestim/kesmişti yarışı başladı.
Bakalım:
Milletvekillerinden,
Eski/yeni bakanlardan, 
Siyasilerden ve damatlarından,
‘Biz neymişiz be abi!’ dedirten zevattan kimler final çizgisindeki ipi göğüsleyecek?
Ya da, kimler soruşturma, gözaltı, tutuklama torbasına tıkılacak?

*

Bir soru ile bitirelim:
“Kırk yıllık Kâni, olur mu Yani?”
  

Not:

1-Bakınız:
http://odatv.com/zeytin-agaclari-yahudi-cikti-1011141200.html

2-Kitabın tanıtımından özet alıntı:

İmamların Öcü/Türk Silahlı Kuvvetleri'nde Cemaat Yapılanması

Gazeteci-yazar Yavuz Selim Demirağ, bugüne cesur adımlar atıyor. 

İmamların Öcü:
Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki Cemaat yapılanmasını, 
dünü ve bugünüyle gözler önüne seriyor. 
Harp Okulları'ndaki örgütlenmeden Balyoz kumpasına, 
Atatürkçü-vatansever subay ve öğrencilerin tasfiyesinden,
Casusluk davasından TSK'daki Cemaat soruşturmasına dek, adı konmamış bir savaşın tarihini yazıyor.

 “TSK içindeki ‘paraleller' nasıl tespit edilecek?” sorusunu gündeme getiren ve şaşırtıcı yanıtlar veren bir kitap.

Kırmızı kedi yayınları
Sayfa sayısı:260
Basım yeri: İstanbul
Basım tarihi:2016/07

3-MİT krizi olarak bilinen Hakan Fidan’ın ifadeye çağrılması.