Namusum ve Şerefim Üzerine...

NAMUSUM VE ŞEREFİM ÜZERİNE

Türk Dil Kurumu’na göre: Bir kişinin, bir şeyi yapacağım veya yapmayacağım diye söz vermesine yemin etmek veya ant içmek denir.

*

Teflon siyasetinize yapışmayacağını düşünseniz bile:

Türk Lirasının değerinin düşeceği bilindiği halde faiz indirimi yapılıyorsa,

Vatandaşın kredi kartı borçları zirve yapıyorsa,

Milli gelir azalıyorsa,

Dış borçların milli gelire oranı artıyorsa,

Liyakate dikkat etmeden “illaki benim adamım olsun” atamaları yapılıyorsa,

Köprü, havalimanı ve hastanelerin maliyetleri açıklanmıyor; hesapsız-kitapsız geçiş, yolcu ve hasta garantileri veriliyorsa,

Siyasette zenginleşenden hesap sorulmuyorsa,

Anayasa Mahkemesi kararları uygulanmıyorsa,

Sedat Peker’in iddiaları araştırılmaya değer bulunmuyorsa,

Mafyadan “on bin” dolar alan siyasetçiler korunup kollanıyorsa,

Millet asgari ücretle iş bulamazken çok maaşlı bürokratların sayısı artıyorsa,

Ormanları kesip taş ocağı açılmasına izin veriliyorsa,

Yangın söndürme uçakları tamir edilmiyorsa,

Sayıştay raporları mecliste görüşülemiyorsa,

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde araştırma/soruşturma önergeleri içeriğine bakılmadan ret ediliyorsa,

Laiklik karşıtlarına bakanlıklarda üst düzey görevler veriliyorsa,

Elektrik ve doğalgaz faturaları cep yakıyor,

İnsanımız pazar alışverişine para yetiştiremiyorsa,

Ülke, yoğurt ithal etme noktasına geldiyse,

Sınırlarımızdan binlerce insan elini kolunu sallayıp geçebiliyorsa,

Gençlerimiz çıkış yolunu, ‘kapağı’ yurt dışına atmakta buluyorsa,

Üniversiteyi kazanan çocuklarımıza yurt bulunamıyorsa durum kötü demektir.

*

Çok saygıdeğer yetkililer:

Halkın, MİLLETİN HUZUR VE REFAHI için NAMUSUNUZ VE ŞEREFİNİZ üzerine yemin ettiğinizi, Türk Milleti’ni şahit göstererek ant içtiğinizi unuttuğunu düşünüyorsanız yanılırsınız.

“Biz, ‘vallahi de billahi de’ demedik bu nedenle yemin etmiş sayılmayız. Sadece söz verdik. Şartlar uygun olmadığı için sözümüzü tutamamış görünüyoruz. Yarın öbür gün

illaki tutacağız. Bizi tekrar yetkilendirin, sözümüzü yerine getirelim” derseniz size kimse inanmaz!

*

Bilinir ki:

Söz vermek, un helvası dağıtmaya benzemez! Geçerli bir nedeni olmadan sözünü tutmayanlara da güvenilmez.

Yeminini bozanlar, birkaç kişiyi doyurarak veya giydirerek kendilerini rahatlatabiliyorken sözünü tutmayanlara bu yol da kapalıdır.

Kısacası: Yemin etmek önemlidir ve halk arasında yeminine uymayana “çarpılırsın” denir.

Siz de, çarpılabilirsiniz…

Bugün değilse yarın.

Belki de, ilk seçimde!

02-10-2021/ SÜHA ORAL - BANDIRMA