Referandum sabahında ilk düşünceler

Balıkesir'de Hayır  yüksek çıktı. Seçim sandıklarına atılan evet ve hayır'ın arkasında ki anlamlar da çok önemli. Ben sonuçları okuduğum anda Anayasa ve Başkanlık tercihinden ötede çok açık   Büyükşehir Belediyesi uygulamasından halkın genel  hoşnutsuzluğun ifadesini okudum. Ve dikkat ederseniz Merkez ilçelerde Büyükşehirden memnuniyet var. Onlar mutlular. Ama ilçeler hoşnut değil. Çünkü baktuğımızda tüm Balıkesirde toplanan gelirler Merkeze aktarılıyor..Ve harcamalar merkezde odaklanıyor.

Evet seçim ertesi sabahı sonuçlara olumlu bakanlar olumsuz bakanlar .

Ben düşüncelerimin kendimce ortaya çıkan sonularla ürettiği rahatlık ve haklı olmanın getirdiği iç huzur içindeyim. Referandumla ortaya konan on yıllardır aslında hayır diyenlerinde istediği değişiklikler olduğu askeri mahkemeler misalinde olduğu gibi diğer sivilleşme yenilikleriyle birlikte aralara sokulan iktidarda bulunanların lehine gücüne güç katabilecek maddelerin  de kabul edilmesiyidi.

 

Seçim sürecinde gücü elinde bulunduranların  takındığı tavra  şaşırmıyorum. İktidar gücünü rakiplerini ezercesine acımasızca kullandılar.  Ancak diyalektik materyalizmin ışığında baktığımda hayatın gerçeği, HAKSIZLIK yapanın yanına kalmıyor. Bu   seçimle ve sonuçla düzen değişmeyecek. Değişen bir şey yok ezilenler adına.   Tez antitez ve sentez sürer. Bu engellenemeyecek süreçtir.  Bazı sabırsız gözler bunu görmez hissedemez. Ama açıkça Yaşıyoruz nitekim.

Kara bir taasup içinde  gözünü karartmış  afyonlanmış kitleye ne anlatacaksın ki ? Kimsenin aklıyla  mücadele etmedim. Çünkü akıllar alınmış. Sadece septik dokundurmalar yaptım verdim  şırıngayı. Zamanı gelince virüs büyüyecektir.

 

Sonuç aslında biraz da hayırlı oldu gibi geliyor.. Bir kere bu ülke yıkılmaz . Çok güçlü bir ülkemiz var. Çok güçlü bir sahiplenme var.

Sadece  yerel küresel egemenler ittifakıyla oluşan ekonomi -politik oligarşi oyunu güzel oynuyor. Herşeyin sahibi olması gereken üreten sınıfı emekçileri öylesine güzel manipüle ediyor ki  işçi sınıfı elindeki gücü kullanıp kendi  iktidar olacağına  kendini sömürenlere bekçi olmaya devam diyor tercihini böyle kullanıyor. Elitlerin  kapısını koruma   görevini  kendiliğinden  gönüllü üstleniyor.

Böyle bir kendine  yabancılaşma var. Ne yapabilirsin ki bunu kendi kendine anlaması olanaksız değil ama kolay da değil. Gönüllü hizmetkarlık efendilere gönüllü kölelik .

Oligarşik egemenler dinle imanla ırk hamasetiyle destanlarla  bir güzel  kendini kamufle ederek yola devam diyor.

Ama bir başka yol daha var. O yol gerçek yol.

Şimdilik bu yola devam bakalım. Çünkü kendine kendi ekonomi politiğine  yabancılaşmış işçiler böyle istedi.

Çok hızlıca ilk düşüncelerim bunlar.