"Açıl Susam Açıl" Demekle Okullar Açılmaz!

"AÇIL SUSAM AÇIL” DEMEKLE  OKULLAR AÇILMAZ !

Kovid-19 salgını toplumsal yaşamı ve toplumsal kurumları pek çok alanda etkiliyor. Neredeyse tüm nüfus ile temas halinde olan okul ve üniversitelerin bileşenleri, yani öğrenciler, öğretmenler ve veliler salgın nedeniyle yapılan kısıtlamalardan çok büyük ölçüde etkilendiler. Bir yıla yakın bir zamandır okullar ve üniversiteler yüz yüze eğitime kapatıldı ve büyük eşitsizliklerin eşlik ettiği bir uzaktan eğitim süreci yaşandı.

‘Öğretmenler, Öğrenciler ve diğer bileşenler aşı programına alınmalı’

Okulların kademeli olarak açılmaya başlamasının etkileyeceği ekonomik ve sosyal alanlarla birlikte büyük bir nüfus hareketliliğine yol açacağı , “Covid-19 ile mücadelede toplum sağlığı için kitlesel ve hızlı bir aşılamanın önemi Bakanlıkca da ifade ediliyor. Ne var ki gerek yeterli aşı temini ve gerekse aşılamada istenilen hıza erişilememesi toplum sağlığı açısından kaygıların artmasına yol açıyor.  Eğitimsel önlemlere ek olarak Bakanlık uhdesinde olan aşılama yönetiminin hem salgının yayılımını önlemede hem de sağlıklı ve güvenli bir eğitim ortamını oluşturmada olumlu sonuçlar doğuracaktır.
Yüz yüze eğitime başlayabilmek için, MEB ve Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı bünyesinde çalışan tüm eğitim ve bilim emekçilerinin aşılanmasına bir an önce başlanması talep ediyoruz. “Yüz yüze eğitim öğretime geçilmeden meslek yüksekokulu ve üniversite öğrencilerinin aşı programına alınmasını, Üniversiteler de dahil olmak üzere eğitim kurumlarının tamamında görev yapan, taşeron işçilere, servis, kantin, yemekhane vb. alanlarda çalışanların aşı programına dahil edilmesini, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası olarak talep ediyoruz.

‘Yüz yüze sınavlar iptal edilmeli’

"Aşı takvimi muğlaklığını korurken,1 Mart itibarıyla ilkokulların tamamında, ortaokulların 8.sınıflarında ve  liselerde bir yandan 12. sınıflar için yüz yüze eğitime geçilmesi, diğer yandan hızla 9., 10. ve 11. sınıflarda sınavların yüz yüze yapılmaya başlanacak olması okul nüfusunun artmasına ve hareketlenmesine yol açacaktır. Liselerde sınavların yapılmasının planlanması, gerek takvimi, gerek kapsamı ve gerekse salgın koşullarında uzaktan eğitimde yaşanan eşitsizlikleri bir nebze ortadan kaldırabilecek telafi programlarının düşünülmemiş olması nedeniyle büyük sorunlar içermektedir.
Milli Eğitim Bakanlığı' nın temel görevi, sorumluluğu sınavlar değil, çocuklarımızın eğitimden kopuşunu engelleyen, devamlılığını sağlayan ve salgında psikolojilerini güçlü tutan önlemleri almak; uzaktan eğitime erişemeyen çocuklarımızın internet erişimi ve cihaz sorununu acilen ücretsiz karşılamak, gereksinimi olan tüm çocuklara düzenli maddi eğitim desteğivermektir.

Çocuklarımız ülkemizin bugünü ve geleceğidir. Salgında uzaktan eğitime hiç erişemeyen veya düzenli, nitelikli olarak ulaşamayan, çalışmak zorunda bırakılan çocuklarımızın başarısı notla değerlendirilemez. Sınavların ertelenmesi de sorunu çözmez, eşitsizlikleri ortadan kaldırmaz. Sınavlar uygulanmamalı, iptal edilmelidir. MEB bir an önce sınavların iptal edildiğini açıklamalıdır, açıklamak zorundadır.
 

20 bin öğretmen ataması yetersizdir!

Eğitimcilerin “uzaktan eğitim yorgunu” oldukları bir gerçektir. 20 bin öğretmen ataması yetersizdir. Atanacak öğretmenler de sözleşmeli değil, kadrolu olarak atanmalıdır. 
Bu rakam, eğitim sisteminin sınırları dışında bekleyen diplomalı işsiz öğretmenler denizinin beklentilerine de karşılık gelmiyor. İşsiz öğretmenler yine de mütevazılar; en az 60 bin öğretmen atamasının yapılması bekliyorlar.  Ne var ki, Sayıştay verilerine göre resmi öğretmen açığı 138 bin. Covid-19 salgını da dikkate alındığında gerçek öğretmen açığı ise Sayıştay’ın da ifade ettiğinden çok daha fazla. 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrasında, 40 binin üzerinde eğitim ve bilim emekçisinin ihraç edildiği de unutulmamalıdır.
Sözleşmeli, ücretli ve vekil öğretmenlik kaldırılmalıdır!
Geçtiğimiz beş yıl içinde ataması yapılan tüm öğretmenler sözleşmeli olarak atanmış, MEB bünyesinde toplamda 110 bin ‘sözleşmeli öğretmen’ güvencesiz olarak istihdam edilmeye başlanmıştır. Sözleşmeli olarak atanan öğretmenler iktidara yakın sendikalara üye olmaya zorlanmakta, iş güvencelerinin pamuk ipliğine bağlı olduğu her fırsatta kendilerine hatırlatılmaktadır.
Sözleşmeli öğretmenlik uygulaması, ücretli öğretmenlik uygulamasıyla birlikte, eğitim-öğretim ortamında ve eğitimin niteliğinde bozulmaya neden olmuş, eğitim emekçileri arasında statü farkı oluşmasını, ekonomik ve sosyal hak kayıpları yaşanmasını beraberinde getirmiştir. İktidar ve MEB’in eğitimde sözleşmeli ve güvencesiz öğretmen istihdamını adım adım kural haline getirmek istediği açıktı
2003-2020 yılları arasında KPSS’ye giren her 100 öğretmenden ortalama sadece 16’sının ataması yapılmış, geriye kalan 84 işsiz öğretmen ya tekrar sınava girmek ya da başka alanlarda çalışmak zorunda bırakılmıştır. Ataması yapılmayan öğretmenlerin zorunlu olarak meslekleri dışında işler yapmaya zorlanması ve meslekleri ile ilgisi olmayan alanlarda çalışmak zorunda bırakılması Türkiye için utanç vericidir.
Toplum sağlığını önceleyen bir anlayışla taleplerimiz açık ve nettir;
o    Eğitim emekçilerine aşı yapılmasına gecikmeksizin bir an önce başlanmalıdır.
o    Okulların ne zaman açılacağı, aşı takvimi, telafi programlarının kapsamı ve niteliği, okul içinde salgınla mücadele ve benzeri konulardaki karar süreçlerine, eğitim bileşenlerinin ve onların demokratik örgütlerinin katılımı sağlanmalıdır.
o    Liselerde birinci dönem yapılamayan sınavların yapılması kararı iptal edilmeli ve bu sınavlar yüz yüze eğitime geçildiğinde mutlaka telafi programı yapılarak gerçekleştirilmelidir.
o    Türkiye genelinde reel öğretmen açığı sayısı kadar sözleşmeli yada ücretli değil kadrolu ve güvenceli öğretmen ataması yapılmalıdır.
Gerek salgın şartları gerekse süregelen kronik sorunlar eğitimdeki eşitsizlikleri derinleştirmiştir, eğitimden kopmalara sebep olmuş ve eğitim bileşenlerini derin endişelere sevk etmiştir. Açıl susam açıl demekle okulların açılamayacağı ortadadır. Planlamaların ivedilikle ve şeffaf bir şekilde yapılması elzemdir. Yetkilileri eğitimcilerin ve öğrencilerin sesini duymaya ve gereğini yerine getirmeye çağırıyoruz..
                                                                   ERDAL  DOĞRU
                                                EĞİTİM SEN BANDIRMA BAŞ TEMSİLCİSİ

25-02-2021/BANDIRMA