Bandırma Kent Konseyi..Mayasız yoğurt bu kadar tutar

 

Kent Konseyi seçimlerinin Bandırma'da çok fazla abartılması ve adeta politik arenanın   seçim rövanşı  algısıyla yola çıkılması  tabiidir ki işlevsel açıdan sonradan sıkıntı yaratıyor. Daha da yaratacak. Bu böyle. Ancak Kent Konseyinin kent adına faydalı işler yapabilmesi için başkan ve yürütme kurulunun konsensüsle  Belediye Başkanıyla sıkı bir işbirliği içinde olması mutlak şart. Belediye başkanını zora koşmak adına gizli ajandalarla sinsi tezgahlarla enerji harcamaya gerçekten gerek yok. 

*  
Kent Konseylerinin siyasi arenanın arka bahçesi olmaktan çıkması paradigmaların değişmesine bağlı ve   o uzun iş.  Bir kentte siyasi dinamikler yüksekse  Kent Konseyinin bunun dışında olmasını istemek Romantizmdir. Konsey her zaman siyasetle içi içe olacaktır.

*
 Kadın isminin  yer almaması  dikkat çekti.  Ve eleştirildi . Oysa  kadınlar siyasetin neresindeyse  Kent Konseyi kurumunda da orada olacak. Kendilerine bağlı bir durum. Kadınların erkeklerin inayetiyle siyasi kurumlarda yer alması geleneğinin nedenleri var. Özgür değiller. Sosyolojik nedenleri çözmek öyle kolay iş değil.  Erkeklerden izin almadan örgütlenecekler birbirlerine haset etmeden katlanacaklar omuz verecekler ve güçlerini  kimseden destek almadan gösterecekler.

*

Kanımca başkanlık olsun  yürütme kurulu olsun  kadın  isminin yer alıp almaması ölçü değil. Başkan bir kadın adayı destekleseydi başarı mı olacaktı. Kadın kotası kadar aşağılayıcı bir durumu nasıl katlanıyorlar bilmem. Eşitz diyorsan kota falan istemeyeceksin. Özveriyle iş yapabilecek proje üretebilecek çalışma gruplarına samimiyetle katılabilecek olan varsa , tüm  talepler için yer var. Samimiyetle çalışan karşılığını görür. Bu nedenle laf olsun diye eleştirmeye de gerek yok.

*
Genel kurulda Bandırma'nın ruhuna yakışmayan anti demokratik tutum eleştirildi. Evet çok kötü yakışıksız bir durum yaşandı.  Bu tüzük sıkıntılarının kurumsallık sıkıntılarının tezahürü. Orada yerel yönetim ve   Bandırma'lı vekillerimiz de CHP 'li olduğu için kürsüde söz aldılar uzun uzun  konuştular  . Yerel ve ulusal perspektiften gündemle ilgili konuşmalarını ben ilgiyle dinledim.
 Doğrusu  herkeste ilgiyle dinledi, kimse de esnemedi sıkılmadı.  Ki salondaki STK temsilcileri hemen hemen farklı tercihleri olan kişiler..  Başkan ve yürütme kurulu tespiti için yapılan oylamada   aynı zamanda Belediye meclis üyesi ve İmar komisyonu başkanı Mimar Şarafettin Engüdar  beklendiği gibi  açık ara seçildi.Çünkü doğal  konsensüs vardı. Ve aday çıkarılmamasından belliydi.  Önerdiği 6 kişilik yürütme kurulu da  delinmedi ve  firesiz seçildi. Engüdar'ın bunca görevi nasıl yapabileceğine dair eleştirilerin anlamı yok. Çünkü Kent Konseyi zaten çalışma gruplarının performansıyla yürüyecek  iş..Engüdar eline kazma kürek alıp yol kazmayacak.

*
Kimsenin bunlara  itirazı yok.
Peki ama bir başkan adayına yapılan haksızlığa ve kurulu ülke gündemine taşıyabilecek provakasyona  ne gerek vardı  ?
 Başkan adaylığını ilk kez açıklayarak üstelik ne yapacağını  ve düşündüğü  projeleri sosyal ortamda ve yerel gazetemizde yayınlayarak  KRAL ÇIPLAK diyen bir başkan adayına karşı bu hazımsızlığın adı ne ?Yani kimse güç odakları destek olmadan kendi gerçeklerini  konuşamayacak mı? Hep yalanlarla oyalamalarla açıkçası uçurtma şenlikleri ağaç dikmek resim sergisi konser vesaire yaptık , görev yaptık işte mi denilecek. Aslında Ramazan Narin'in  somut önerileri dinlenerek tartışılmalı üstüne birşeyler  konulmalıydı.    Katılımcılar da  rutin konuşmaların ötesinde farklı bir  sunum dinleme şansı bulacaklardı.  

*
Eski başkan Levent Coşkun seçilir seçilmez kucağında bulduğu yönerge tüzük kaosu ve  sıkıntıları yüzünden adliyelerde neden koşturup durdu. Tüzüğün orasını burasını mıncıklayıp eksik arayıp gol atmaktan zevk alan sadistçe bir anlayışın varlığı tartışılmalıydı.  Henüz netleşmemiş tüzük sıkıntıları sona erdi mi erecek mi belli değil.

*. 
 Kent konseyinin  perde arkası ama asıl muhatabı Belediye Başkanı Dursun Mirza  görsel sunumla Büyükşehirle olan geçiş sürecinden kaynaklanan  ve mali sıkıntılarını ifade eden dolayısıyla  yarı yarıya tırpanlanan kısıtlı bütçe şartlarında  Kent Konseyinin  başının çaresine kendinin bakmasını ima eden konuşmasını gerçekleştirdi. Bu şu demek oluyordu .Eğer başkanlığa meraklıysanız , yürütme kurulunu 'gizli ajandalarınıza  basamak' düşünüyorsanız  kusura bakmayın dedi. Zamanınızdan cebinizden katkı yapacaksınız özveriyle kentinize faydalı olabilecek projeleri üreteceksiniz . Bu gönül işi gönülülük işi.  Samimiyet varsa olanaklar çerçevesinde Destek mi,destek. Ben bunu anladım.Dursun Başkanı tanırım biraz. 
*
İlgiyle izlene bir kongre süreci devam ederken  sıra başkan adaylarının  sunumuna geldiğinde  Divan Başkanı Halit Sezgin 'den salonu da şaşırtan şok bir talep geldi ve  Başkan adayı Ramazan Narin'e  5 dakika süre konuşma hakkı verdiğini söyledi.  Bu  bir provakasyondu.  Sezgin  bu müdahalesiyle sanki öncesinde tembihlenmiş izlenimi verdi.  Anti demokratik bir tutum  beklenmiyordu çünkü bu  herkesi dondurdu. Narin direndi ,tahrik olduğu için koptu, mikrofonun sesi kesildi  yine direndi neticede konu başlıklarını okuyarak kürsüden adeta indirildi. Kendisi de genel kurullarla seçilmiş bir tecrübenin Divan başkanlığı taraflılığı  üzücü  bir  gereksizlikti.

Seversiniz kızarsınız ama bir demokratik ortamda Kendini ifade etmenin engellenmesi gibi klasik genel kurul taktiklerini artık geride bırakmalıyız. Ramazan Narin'in suçlamalarına muhatap olan eski başkanlarda  bu durumdan  hak etmedikleri  zararı gördüler . Bila bedel vaktini zamanını kentin için vereceksin ne yapabilirizin derdinde çırpınacaksın cebinden katkı yapacaksın. Sonra da biri çıkacak size beceriksizklikle  itham edecek. Yanıt verilemedi.

*
 Orada kurumsallaşamamış bir kurum için Narin'in eleştirilerine yanıt vermek çok zor değildi.   Kürsüden inmeyen ve hakkını savunan ve  seçilme şansı olmamasına rağmen bana göre  naif bir  tarzla medeni cesaretle kral çıplak denilebilecek açıklamalarını her şeye rağmen yaptığı için Narin'i  tebrik ediyorum ! .Kim olursa olsun bir Başkan adayının kendini ifade etmesini engelleyen komploya sessiz kalan  sahip çıkmayan Kent Konseyi delegelerini de  demokrasi adına kınıyorum.  Bugün ona yapılanlar yarın başka mecralarda size yapıldığında sızlanmayın.

*
 Bütün bu olumsuzluklar Mimar Şerafettin Engüdar'ın hemen herkesten çok oy alarak kazandığı zaferi  örtemez. Engüdar'ın yükselen cazibesini  göz ardı etmemek gerekiyor ki bu görevinde de somut  katkı vereceğinden kuşkum yok.
Özet olarak 5393 sayılı yasa gereği kentte halkın katılımcı yönetim anlayışını  artırmayı hedefleyen kurum olarak Avrupa Birliği'nin olmazsa olmaz fasıllarından biri olan  Kent Konseyi kurumsallığına  ve işlevselliğinin gelişeceği bir dönem bekliyorum bunu göreceğiz. 
Burjuva devrimini yaşamadan yüzyılları bir hamlede atlayamazsınız.Bugün yerel meclis tüzüğü yönetmeliğinin  geleneksel çalışma disiplini bile çağdışı  30 lu yılların İtalyan - Alman Faşist yönetimlerinden kopyalanıp Türkiye'de uygulama konulduğu günkü gibi duruyor. Modern bir yerel yönetimse istenen .Değişime asıl ordan başlamak lazım.

*
 Bir atasözü aklıma geliyor hep. Mayasız yoğurt tutmaz. Bu işin mayası eksik.
Ama umutsuz değilim  kitlenin beklentileri açığa çıktıkça işler rayına girecektir. Bir ötesi sakallı adamın tarihi tespitidir. 
Her şey ekonomiktir. Hele vahşi kapitalist sistemse bu ;
Önce parayı bulacaksın ki iş yapasın.
Beğenmiyorsanız değiştirin.