Bandırmaspor Nereye Koşuyor?

Bandırmaspor kongreleri 2000 öncesi yıllarda  çok renkli ve çekişmeli geçerdi. 
Kulübü idare etmenin Ramazan gecelerinde tombala gelirine bel bağlandığı zor yılların efsane başkanı  Recep Köroğlu döneminden bu yana kongreleri takip ederim. Çantacı Abdullah  yönetiminde de idarecilik deneyimim oldu. Fabrika kapılarında elimizde makbuzlarla gezip kasabın manavın tüccarın borcuna çare...

*
Ülkenin kaderini etkileyecek seçim olarak kabul edilen bir genel seçime bir hafta kala  Bandırmaspor Kongresi sanki oldu bittiye getirilmiş  gibi oldu. Kongre süreci de tuhaftı Başkan normalde faaliyet raporunu kurula takdim eder ama eski başkan ve  yeni başkan adayı  hem faaliyet raporunu  hem de yeni aday olarak birleşik bir sunum yaptı.  Bir şey kaçırıldığı yokta dernek yapısından kulüp yapısına oy birliğiyle geçtik ama bu ne demek kimseye bilgi verilmedi.  Genel kurul bilmediği bir şeyi oy çokluğuyla  kabul etti. . Şirketleşme serüveni neden olmadı buzluğa mı atıldı bu konu da ne yaşandı anlatılmadı.

** 
Bandırmaspor sadece futbolseverlerin, seyirci ve taraftarın değil Bandırma'da yaşayan  her sosyal sınıfın yer aldığı  200 bin kişilik kesimin derdi.
Çünkü Bandırmalı halkın tamamına ait olan kamu gelirlerinin bila bedel aktarıldığı bir kurum. Bandırma'da 7 den 70'e herkesin farklı kollarda  spor yapması için kaynakların resen temaşa sporu futbola aktarılması toplum vicdanında mahkumdur.  Yıllarca defalarca  yazdım bunu. 
Ama bu cesareti hiç bir yerel  siyasetçi veya özel yönetici, seçilen  başkanlar gerçekleştiremedi değil tevessül bile etmedi.
Çünkü futbol temaşa oyunu kitlelerin afyonu dertlerini unutturan isyanlarını çarpıtan, sosyal gerginliklere çare  en güzel en verimli alan. Altyapılarla gelecek başarı uzun vadeli emek ister. Kısa yol tercih edilir, kaynaklar menajerler aracılığıyla isim yapmış gezer döner futbolculara aktarılır, geçici başarılarla coşkular yaşatılır, yada çuvallanır. Her halükarda kent kaybedendir.

Yakın geçmiş  on yıllarda Türkiye'nin siyasi  görünümü futbol dünyasına yansıdı .Her yer "Tek Adam" sistemine büründü. Yönetimlerde demokratik söz hakkı kararların ortaklaşa alınmasının üstü kırmızı kalemle çizildi. Parayı veren konuşur raconu keser hale geldi. Sakallı Adamın muhteşem öngörüsü  "elbette her şey tamamen ekonomiktir" aynen geçerli. .  Eskiden deneyimli duayen abilerden destek istenirdi.  Şimdi yok. Bir yerlerden futbol direktörler gelir kısa bir süre sonra gider..Teknik Direktörler keza..İsmini ezberleyemeden gidenleri de gördük. Neden geldi niçin gitti giderken nasıl gitti . Kulüpten açıklama "yollarımız ayrılmıştır başarılar dileriz" .
**
Bandırmaspor dernek olarak kurulmuş sadece futbolla  iştigali olan bir sivil toplum örgütü. Derneklerin geliri resmi olarak üye aidatları, tribün gelirleri, saha reklam gelirleri ve de "özel hayırseverlerin" legal  bağışlarıdır. Dernekler gelir getirici ticarethane de kuramaz. Forma satışları şirket üzerinden yürütülür.   Futbolcu transferlerinden kaynaklanan gelir ve gider T cetvelinde durum hep negatiftir.
 Bu gelir  kaynaklarıyla  hiç bir futbol kulübü maddi olarak sürdürürlebilir değildir. Yaktığı elektriğin faturasını ödeyemez. 
Dolayısıyla iş başkana ve başkanın ikna edebildiği "kurban" yöneticilere kalmıştır. Kulüplerde başkan ve yöneticilerin verdikleri mesai karşılığında aldıkları bir ücret yöneticilik adı altında tahakkuk eden  maaşı yoktur. Kısacası yöneticiler bu işi  gönüllü yaparlar. İşlerini ticaretlerini dükkanlarını "Allaha emanet" ederek özveriyle, kentin markası aşkına ! mesai verirler. İşleri kurumsal olanlar daha az,  olmayanlar için yüksek  maddi kayıptır. Bandırmaspor sevdasından sonra toparlanamayan bir çok yönetici gördüm. Öte yandan siyasi beklentiler dahil, toplumsal statü sevdası için bu işe sevdalı çok kişi vardır. Sonuçta başarı olduğunda omuzlarda taşınırsın ama  başarısızlık durumunda tribünlerden gelen yüklü küfürlerin  eşliğinde manevi kayıplar travmalar da işin cilalı cabasıdır.
**
Genel kurullarda artık liste yaparak tek başına yarışmaya aday "delikanlı" çıkmıyor. Öncelikle yerel yönetimden onay alınması gerekiyor. Çünkü maddi sigortası orası.  Genel kurul öncesinde kentin yerel yönetimi , kulüple içselleşmiş kişilerle buluşulur ,konsey toplantılarla  bu iş nasıl kotarılır konuşulur ,talepler masaya yatırılır, sözler alınır, güç odaklarına onaylatılan  yönetim kurulu isimleri oluşturulur böylece önceden kararlaştırılmış listelerle kongreye girilip delegelerin kabulüne sunulur. Hep alkışlarla kabul edilmiştir aksini görmedim.
 Başkan cebinden büyük meblağlarla kulübün masraflarını nakit olarak karşılar, söz sahibi olacak yöneticilerin katkısı ile  zorunlu giderler ve transfer masrafları federasyon ve  ilgili resmi harcamalar ödenir . Bu paralar bağış değildir.  Kulüp Başkana ve para  veren diğer yöneticilere borçlanır. 
Bu borçlar eğer temlik  konmamışsa ,zamanla enflasyon farkıyla kuşa döner, almasan da olur duruma gelince de bağışlanırdı. 

***

Onur Göçmez  işi şansa bırakmıyor alacağına temlik koyuyor. Ticari tecrübesi iş disiplini bunu gerektiriyor.  Hakkıdır kimseye söz düşmez.
 Göksel Karlahan döneminde yöneticilikle başlayan süreçte kendi söylemiyle çocukluğundan başlayan BANBAN taraftarlığı ve kulüp sevgisiyle geç de olsa  kulüp başkanlığına giden serüvenini ilgiyle izliyoruz. Bandırmaspor'da Mehmet Kılkışlı Başkanlığında başlayan geçmişten gelen  gelenek  bakkal defteri tarzında yönetilen kulüp idaresine ciddiyet ve kurumsallık oluşturma  çabasını da taktirle izliyoruz .. Süper lig adayı kulüpte olması gereken tesisleşme kararlılığı yapılan idman sahaları, yapılacaklar otel ve kafe projesi, dünya çapında ünlü  lojistik şirket yöneticiliğinden gelen tecrübeler olumlu.  .. Profesyonel  yapılanma üzerinde hayli emek verdiği kuşkusuz.  Ama şeffaflıkta sıkıntı var. Belli ki her yatırımın kaynağı kendisi ve borçlanan kulüp. Dernek yönetimi şeffaflık gerektirir nitekim Kılkışlı yönetimi harcamalar konusunda şeffaftı. Ama şimdi bu yok. Yöneticiler dahil kimse nereye kaç para harcandı ,kime ne verildi ,NE VERİLECEK bilmiyor. Kulüp resmi sosyal medya sayfasında yapılan içeriksiz açıklamalar dışında bilgi sızdırımı yasak.  Dışardan görülen ve korku üreten bu. Yine dışardan görünen "Alem göçer Onur Göçmez" gibi pankartları tribünlerde asılmasına yol açan ego katsayısının  tavan yaptığı insan ilişkilerindeki alışkın olmadığımız  duyumlar. Bandırmaspor'da geçmiş yıllara nazaran görülmemiş gelir ve kaynaklara rağmen aşırı borçlanmanın  nedenleri.. Kaç kere  istifa etti, kaç kere  yokum dedi sabah vazgeçti, yeniden geri geldi , bıraktım dedi genel kurulla edinilebilecek onursal başkanlığı titrini yönetim  beratıyla aldı. Ve kurulan şirket üzerinden kulübü devralma arayışları. Ve olmayınca yine adayım dedi. Bu durumda sosyal medya eleştirileri olağandır bu hadiselerin  genel kurula taşınması da gereksizdi .  Zaten kendisi de kongrede dile getirdi. Şirket disiplin alışkanlığını  kulüp mecrasına aktarmada  yaşanan kırgınlıklar  yansıyor ister istemez nitekim   deprem bölgesindeki izlenimlerinden sonra insan ilişkilerindeki  tarzına dair özeleştirisi daha farklı olacağına dair itirafı samimiydi.
Öte yanda net olumsuzluk şu: Kongrede içinde olduğumuz sezonun borçlarının yer almadığı faaliyet raporunda borç miktarı 51 Milyon TL!  olarak geçti. Kenny'den gelen 20 Milyondan az fazla olduğu iddia edilen para da var. Buna rağmen Gerçek borcun 100 milyonun üzerinde olduğu iddia ediliyorsa " 1 dakika" demekten başka yol yok. Bu nasıl savurganlık. Bandırmanın parası kıymetlidir kolay para değildir toplumun  hakkı içindedir.  Bu iddiaların gerçek olup olmadığına dair bir şeffaflık yok. Ama güçlü karineler var. Örneğin 25 futbolcu transferi!  İşler yolundayken başarılı grafik varken Neden böyle bir gereksinim oldu soru işareti.  Benim kendi hesabıma göre Bandırmaspor'un toplamda yılda  yaklaşık 40 Milyon yıllık kurumsal geliri var. Fazlası da var. .Bu parayla 1.Lig kulübü pekala idare edilebilir. eğer yorganını ayağına göre uzatırsan.
Uzatmazsan . 
Başarı  için  durmadan  futbolcu arayışı içine girersin . Menejerlere  para kaptırmamak için kendi menejerlik şirketini kurup onlarca futbolcuyla tuttu tutmadı papatya falı alışverişlerine girersin ve bu işin içinden çıkamazsın . Tutmaz. Bu dünya öyle bir dünya değil. Futbolcu fabrikasyon üretim ticari mal değildir hammadde alıp işleyip kar ederek satılan bir meta hiç değildir. Altın diye alırsın teneke çıkar hurdacı da almaz. Kenny gibi ummadığın başarı da gelir Fatih Kurucuk gibi skandal yatırımlar da şansına düşebilir. İki kere ikinin dört etmediği bir dünya bu. 

**
Bandırma küçük bir yer. Burada satrancın 5 hamle sonrasını konuşan "medyum" insanlar var.  Bandırmaspor adına bu tür maceralara girecek para yok. Şirket şahsın olur istediğin gibi yönet. Süleyman Hurma'yı eleştiren var mı? Yok.  Kulüp üzerinden gizli hesaplar projeler ajandalar  varsa bu sürdürülebilir değildir. Sonuçta iyi niyetlere de emeğe de yazık.  Madem eleştiriliyorum bırakıyorum mızıkçılığına da gerek yok. Tekraren Şeffaflık şart. Bizim gazeteciler utangaçtır  misafir edildikleri yerlerde gerçek soruları sormaya utanırlar. Kimsenin sormasına gerek kalmadan. 
Bandırma Spor ve Kültür Vakfı'nın iştah kabartan gelirleri sevdası, şirketleşme, yıllardır ertelenen genç takıma entegre edilecek bölgesel amatör sporcu taraması projesi  konusuna.. Devam edeceğim.

11-05-2023/ MEHMET LEVENTOĞLU