40 yıldır iktidar yüzü görmemiş bir partili olarak "işte nihayet o zaman bu zaman bu sefer partimiz kazanacak ve iktidar olacak " diye beklediğimiz genel seçimlerde alınan ağır yenilgi sorasının yarattığı travmadan sonra objektif bir değerlendirme yapmak kolay değil.
Ama bir ilçe medyasında toplumun yüzünü kendi perspektifinden yansıtma görevi olduğunu düşündüğüm yerel köşe yazarlarından birisi olarak bu bir mecburiyet. CHP İlçe Başkanı Mehmet Atak'ın seçim gecesinden sonra paylaştığı duygularının aynısı benim içinde geçerliydi . Kazansakta kaybetsekte ağlayacak bir seçim yaşadığını paylaştı genç başkan. 30 yıl önce ben yönetim kurulu üyesiydim o gençlik kolu başkanıydı. Bunca yıl Türkiyeyi yönetmek için özveriyle samimiyetle verilen emekten sonra hep kaybedişlerde olmak. Evet kazansak ağlayacaktık. Ama yine yenildik ve tabii ki ağlamak yok.
Çünkü kendi düşen ağlamaz.
Onca ders gibi kaybedilmiş seçim deneyimine rağmen yine Beştepe'den organize edilen "Tuzağa" düşürüldük. Bu seçim sonucu AKP kurmaylarının başarısı ,Millet İttifakı kurmaylarının başarısızlığıdır.
Şimdi herkesin saray dediği ama bence "pentagon" benzeri bir yapılanma olduğunu düşündüğüm Beştepe'nin binlerce odası saray yapılanması falan değil seçkin bir kurmay yapılanmasını barındıran bir külliye.. Çok başarılı bir kriz ve algı üretme ve de yönetme ekibi var . Sadece seçim için değil ülkeyle ilgili hemen her konuda çözüm üreten bir yapı.. Bu zeka katsayısı yüksek seçkin ordu, mutlak kaybedilecek bir seçimi dahi kendi lehlerine çevirmeyi başardı, her hamleyi tasarladılar ve ustaca uyguladılar.. Özellikle Yeniden Refah Partisi'ni son aşamada Cumhur İttifakı'na dahil etmeleri seçimin kazanılmasının anahtarı oldu.. Bu tarafta ise Saadet Partisi aynı getiriyi getirmekten çok uzak kaldı öte yandan kritik koz Muharrem İnce vardı ama çok hatalı işlerle yıpratıldı. Millet İttifakı potansiyel enerjiden faydalanmak yerine her türlü iftirayı hakareti yapanlara ses çıkarmayarak sinsice davrandılar. .Sevenlerini Millet İttifakı nın tüm bileşenlerine küstürdüler.. . İki turlu seçim sürecini İğne iplik, adım adım sabırla, oya oya işlenerek 28 Mayıs seçimlerinin aşamaları planlandı ve sandığa gidildi. Birebir girilecek her seçimde yaşadığımız zamanın ruhuna göre bence de Ekrem İmamoğlu veya Mansur Yavaş'a rağmen bence de kazanma şansı en az olan Sayın Kılıçdaroğlu'nun resmini 2.turda Recep Tayyip Erdoğan'ın resminin yanına koydurmayı başardılar. 6 lı söylenen ama 7 'li olduğu apaçık masa tasarımları da bu ekibin ürünüdür. Ve buna rağmen Kılıçdaroğlu bence tahminimden çok fazla bir başarı göstererek birebirde alabileceği oyun zirvesini aldı
AKP bu seçimi de nasıl kazandı?
CHP'nin seçim kazanması çok zor bunu kabul etmek gerekiyor. Çünkü tek parti iktidarı ne demek iyi bilmek lazım. Bu sistemde Başkan olan taraf yarışacak rakibini de kendi tayin eder. Öylede oldu.
Topluma bakınca kızıyoruz değil mi? Ama hayır. İktidar ne kadar yanlış yapsa da eksik yapsa da ki yaptılar ama kimseye zorla oy attırılmıyor demek ki diğer adayı beğenmedikleri için hala aynı kişiye veriyorlar. Ve en önemlisi her şey ekonomiktir .Bu gerçeğe baktığımda toplumun büyük çoğunluğu çıkarlarına daha çok geldiği için aynı iktidara oy veriyor. CHP'ye 1950 den sonra bu toplum sadece Bülent Ecevit e oy verdiyse bunun sebeplerini düşünülmesi lazım. Benzer durumun üretilmesi lazım.
AKP''nin bu seçimde en önemli kozu en yüksek orana çıkmış milliyetçilik ve muhafazakarlık kartını kendine yönlendirmesidir. Millet İttifakı Türkiye topraklarında önce federasyon süreçte Kürdistan adlı devlet kurmak istediklerini açıkça ifade eden partiyle işbirliği kurucu partinin ilkeleriyle tamamen zıttır ve bu durum kıl payı alınacak seçimi kaybettirmiştir. CHP gerçek yurtseverlik ruhunu yansıtacak hiç bir hamle yapamadı. Evet hiç oy alınamayan Güneydoğu illerinden destek gelecekti nitekim geldi de ama, gelen oy giden oyu asla karşılayamazdı. CHP genel merkezini yıllardır işgal eden, partide önseçimleri, parti içi demokrasiyi kaldırıp nasyonal parti haline dönüştüren ekibin seçimi kazanma derdinin olmadığını düşünüyorum..Parti içi demokrasiyi getirmeyen ülkeye de getirmezdi zaten. Nitekim bir önceki meclisten bile vekil sayısında geri düşüldü. 27 tane , iktidar kaynaklarından aldıkları maddi destekle ayakta kalan yandaş kanal, Erdoğan'ın karşısında Kılıçdaroğlu'nun aday olması için ince ince işçilik yaptı. Tüm kanallarda zorunlu konuşturulan nöbetçi konuşmacıların Kılıçdaroğlu güzellemelerini hayretle ibretle izledim. CHP seçmenlerinin yüzde doksan dokuzunun izlediği Halk Tv de Tele 1'de toplumun genelinin beklentilerinden, gerçeklerden ziyade aldıkları maddi desteğin borazanlığıyla hayal sattılar tepe siyaseti değerlendirmeleriyle kararsız seçmenlere hitap etmek yerine aşağılayarak ötekileştirdiler. Hepsi Erdoğan'ı farklı yenileceğini anlatıp durdu. Hepsine göre Türkiye batmıştı ,borçlar o kadar çoktu ki ACAİP batmıştık...Oysa günü birlik yaşayan milyonlarca seçmenin asıl kaygılarını zerre kadar ilgilendirmeyen, nefretlerine dokunamayan seçim sonrasına dair boş muhabbetlerdi bunlar. İbretle izledim. Kendileri çaldı kendileri dinledi. İktidarın zaaflarına yüklenmek yerine Muharrem İnce'ye ağır hakaretler içeren yorumcuları konuşturdular.. Oysa seçimin kazanılması tıpkı yine yıllar önce başkan adayı olduğu için partiden kovdurulan ama bu seçim öncesi kucaklanan Mustafa Sarıgül gibi , İnce'nin de müthiş politik enerjisini bir şekilde kazanarak beraber yürümekten marjinal fayda sağlanabilirdi.. Ama asıl rakibi eleştirmek yerine bu tek ses "CANDAŞ" kanallarda ve trollerin saldırmak için nöbet tuttuğu sosyal medya mecralarında Muharrem İnce aleyhine öylesine aşağılık işler yapıldı ki; kendi ayağına sıkmak tam da buna denir. Gazeteci Celal Eren Çelik 'in "İçten Fethedilen Kale" kitabında açıkça yazıp iddia ettiği gibi CHP Genel Merkezi seçim kazanmak istemeyen ama istermiş gibi yapan kaybedince sevinen anti CHP'lilerin işgali altında!. Taban çalışsın üyeler koştursun çalışsın ama seçilmeye gelince dur bakalım genel merkez bilir ..olacak iş değil.
Önce Kale'nin kurtarılması gerekiyordu. Ki sonra asıl yarıştığın rakibine karşı mücadele edilebilsin.
**
Hiç kimsede yenildik artık teslim olalım yaşanmamalı.
Cumhuriyet Halk Parti'sinin en kısa sürede demokratik biçimde yeniden yapılanması gerekiyor. Aksi halde sadece zengin ve konformistlerin seçilecek konumlara aday olabildiği seçkinci bir parti toplumun çoğunluğundan onay alamaz.. Mevcut kongre delege yapısı tabandan gelen tepkiyi yansıtamaz sandıklı seçimle delegelerin yenilenmesi gerekir.. Halihazırda baktığımda CHP'nin vitrini çok seçkinci bir vitrin içeriyor bu halkın karşılığı değil evet Balıkesir'de ki başarı dikkat çekici ancak bence bu genel merkez politikalarının başarısı değil iktidarın dayatılan yaşam tarzına karşı kitlenin net bir tepkisidir. Çok ilginçtir bu ülkenin en dinamik gücü emekçi kesim işçi ve çalışanların adında HALK olan bir partide değil söz sahibi olması temsiliyette bile yok sayılması acaip bir çelişkidir ve bu garabet durum sosyal demokrat bir partide kimseyi rahatsız etmeden devam ediyor. Kaldı ki bir milletvekilimizin işbirlikçi sarı sendikaların pastadan pay kapma kavgasında ezilen işçilerle hiç bir organik bağı yok, neden yok. Neden Bandırma büyük sanayide ki işten çıkarılan işçilerin direnişlerini bir muhterem vekil, ilçe yönetimleri ziyaret edip destek vermez..muhteremleri bir fabrikanın kapısında beklediklerini görmekten öte ve direnenlerle dayanışmaktan nasıl uzak durduğunu ibretle izliyorum. Nedir bu patron yalakalığı. Seni iktidar yapacak olan halktır. Proleterya'nın yoksulların oyunu almadan nasıl iktidar olacaksın . Neden yüzüncü yıldan oy alamıyoruz da Paşabayır Paşakent'te birinciyiz sorgulanmazsa Bugün işçilerin en çok destek verdiği partinin neden 20 YILDIR İKTİDARDA olduğu da sorgulanmaz tabi.?.. Bu çelişki değil mi? Candaş televizyonlar dediğimiz kanalların Yandaş kanallardan çok daha fundementalist ve tek sesli yayın politikası skandal derecede başarısızdı. Şirin Payzın ,Özlem Gürses in bakış açıları o kadar kötüydü ki zaten CHP ye oy verecek kişilere hitap eden bir yayın anlayışının rakiplerden kazanılacak hiç bir marjinal getirisi olmadığı gibi muhtemelen kararsız kitleleri de rencide etti
Kemal Kılıçdaoğlu'nun yansıttığı dürüst lider imajı insanlarımızın aradığı bir özellik değil ne yazık ki; sıradan bir vatandaşın mutfağından yapılan tv propagandası insanlarımızın hangi gelecek hayallerine yanıt verip heyecan katabillir ki. Çok yanlıştı çok.
**
Karadeniz sendromu!
Seçim sonuçlarından sonra Türkiye renk haritasına baktığımızda Karadeniz'in tamamı tek yürek Millet İttifakı'nın vaatlerini ve programını reddettiği görülüyor ki; bunun anlamı Karadeniz insanının duygularını yok sayarsan Türkiye'de seçim kazanma şansın sıfırdır gerçeği. Karadeniz'de halen Türkiye ortalamasının çok üstünde milliyetçilik ve muhafazakarlık oranı var. Bunu ben bölge insanı olduğum için net biliyorum. Bunun nedeni kıyı şeridinden yol aldığınızda net görebilirsiniz ki her dönemecin ardında beliren kasabaların dağınık yerleşim köylerin yeşil yamaçlarında kocaman bayraklar şehit mezarlarını işaret eder sahil yolunda her üst geçitte bir şehidin adı vardır. Üretilen nefretin tektipleştirdiği Karadeniz oylarını iktidar aleyhine manipüle edebilecek tek kişi Muharrem İnce idi.. Karadeniz'de sıradan bir ilçeye gidin pazar yerlerinde dolaşın konuşulanları dinleyin yeter. Bir federasyon söylemi bölücülüğü çağrıştıran her proje inanılmaz tepkiyle karşılanır bence bu seçimde AK Partinin kullandığı en önemli koz bu olmuştur. Bakın işte HDP ile yan yana yürüyorlar,teröristlerle işbirliği yapıyorlar ülkeyi bölecekler söylemi Karadeniz dağlarının her vadisinde yankılandı bir tek CHP'nin seçim kurmayı duymadı duysalar da umursamadılar çünkü nasıl olsa Güneydoğu oyları yeterliydi. Böyle bir yanlış hesap?
**
Kılıçdaroğlu'nun ABD ve İngiltere gezilerinden sonra yapılan açıklamalar da çok vahimdi. Yurt dışından para buldum ne demek?. Kimse kimseye bedava para vermez. Tefecilerden alınacak borçların ülkenin ekonomisini çok daha büyük felakete sürükleyeceğini kimse bilmiyor mu.? Suriyeli sığınmacılara yönelik söylemler inanılmaz hatalıydı. Bandırma'da olduğu gibi Türkiye'nin hemen her köşesinde 3 mesai ful çalışan organize sanayi bölgelerinde iş gücü açığını kapatan sığınmacılara yönelik propaganda da vicdani ve reel gerçeklerden uzak , hatalı söylemlerle doluydu.
Hangi kriterlerle oluştuğu net belli olan gerçeklerden uzak Milletvekili aday sıralaması ilgili ilçe örgütlerinde tabanda çok büyük tepki olduğunu Bandırma'da rahatlıkla gözleyebiliyorum. Öte yandan Bandırma'da büyük karşılığı olan kişilerin örneğin önceki Belediye Başkanı Dursun Mirza'nın gönüllü olarak ilçe de kırsalda gönüllü çalışma talebi destek yerine engellenmesini ibretle ve üzülerek izledik. Benzer durumların 900 ilçede illerde olmadığını kim iddia edebilir. Bu merkezi yönetim merkezden isim seçme anlayışının tezahürüdür. Buna rağmen Balıkesir başarılı çıktı, 27 televizyon kanalının devletin tüm olanaklarını kullanarak aynı anda canlı yayınla Cumhur İttifakı reklamı yapmasına rağmen Bandırma bağrına taş basıp sandığa gitti, sandıkları korudu, dik durdu..
**
Sinan Oğan'a oy verenlerin yarısı bana göre Muharrem İnce'nindi. Uydurma montaj görüntülerle sosyal medyada yapılan kumpaslara millet ittifakı hiç tepki bile vermedi sessiz kaldı. Oysa gençler Mustafa Kemal ATATÜRK adını net söyleyen Muharrem İnce' yi sevdiler. Bir önceki seçimde Cumhurbaşkanı adayımız olan İnce değildi rakibimiz. Eleştirileri partiye değil genel merkez politikalarınaydı. Bir eski otobüsle Türkiye'yi karış karış gezen İnce'ye karşı yapılanlara bakınca Millet İttifakına sırt çevirenlerin gençler olduğuna şaşırmadım.. Canlı şahitlerim var bunları dile getiren. AKP'nin 20 Milyon üyesi var. CHP eldeki belediyelerle neden üye yapamıyor çünkü statükocu genel merkez anti demokratik olmayı tercih ediyor, işine geliyor. Parti içinde demokrasi uygulamayan halka nasıl demokrasi vaat edebilir.? Kararsız seçmen oranı yüzde 25 deniyor. Bu matematik için doğru bir hamle göremedim. Seçim sonrasına yönelik belirsizlikte büyük güven kaybı yarattı. 2470 sayfa vaat olur mu?. Millet İttifakının vaatlerinin yer aldığı bu 2470 sayfalık vaatler listesini hanginiz okudunuz . Tiktok'tan başını kaldırıp okuyan tek genç var mı?
**
6 ay toplantı yapıldı. Yuvarlak bir masa ve 6 Genel Başkan. Meral Akşener in Ekrem İmamoğlu'nu önermesinin nedeni vardı. Çünkü gerçek anketler bunu söylüyordu. Ama masayı bir türlü ikna edemediğini düşünüyorum.. Masadan kalktı ama bu kez yandaş olsun candaş olsun elbirliğiyle televizyonlarda sosyal medya trollorunce aleyhine öyle büyük bir saldırı başlatıldı ki; geri dönmek zorunda kaldı ama kendi de partisi de Millet İttifakı'da bu samimi hamleden zarar gördü .. Güçlendirilmiş parlamenter sistemin ne olduğunu sokakta karşılaştığınız bir vatandaşa sorun bakalım . Vatandaşın çoğunluğunun umurunda değil ,Ayşe teyzelerimin de hiç umurunda değil onlar garanti paraya baktıklarını biliyorsun ve bu konuya hiç girmeyeceksin.
**
Sonuçta CHP'nin hiç zaman kaybetmeden bir kan değişimine mutlak ihtiyacı var. Kurultay neden yapılmıyor sürekli erteleniyor?. Bahanesiz yapılmalı. Siyaset elitleri partiyi içten çökertiyor bunu taban görüyor. Genel merkezden gelecek makam beklentisi yüzünden dalkavukluk moduna girmiş İl ilçe örgütleri başkan ve yöneticiler tabanın dinamik gücünü engellememeli. 3 yıldır kongre yapılmıyor .İlçe Örgütleri İl örgütleri neden kongre yapmıyor. Dinamik örgüt yapısı şart. Oğuz Kaan Salıcı ekibinin bu son başarısızlığı olsun. Her ne kadar bindirilmiş kıtalardan oluşan delege yapısından oluşsa da Parti Meclisi acil toplanmalı. MYK istifa etmeli Yeni MYK ise çok dikkatli oluşturulmalı, halka yakın sevilen sahici isimlere yer verilmelidir. Başarısızlığın faturası başarısızlığa neden olanlara çıkarılmalıdır. Alakasız isimlerin günah keçisi yapılarak parti tabanı kandırılmamalıdır. Parti en kısa sürede Kurultaya gitmeli.. Yerel seçim öncesinde yıpranmış tüm yüzlere emekleri için teşekkür edilerek evlerine çekilmeli. Ve yerel seçimlere genel merkez olarak yepyeni dinamik ekiple gidilmelidir.
31-05-2023