Merinos Çiftliği - 2 / Koç Satışı

YAHUDİNİN LANETİ: MERİNOS ÇİFTLİĞİ-2   KOÇ SATIŞI

Ülke seçim gündemine kilitlenmiş durumda. Bunun sebebi de üretim ve geçimden kaynaklanmakta. Üretim ve geçimi sürdürülebilir olan hiçbir ülke seçimlere bu kadar ön planda tutmaz.

Bandırma ve Çevresinin Merinos Çiftliği olarak bildiği kurum Türkiye’de Koyunculuk üzerine çalışma yapan tek kurumdur. Yani temel görevi öncelikle bölge üreticilerinin gerek damızlık koç ve koyun gerekse bilgi anlamında ihtiyaçlarını karşılamak, genelde ise Türkiye’de Küçükbaş üzerine stratejik rapor ve politika üretmesi gereken bir kurumdur.

Kurum her yıl Nisan- Mayıs aylarında geleneksel olarak koç satışı yapar. Her yıl 1-2 koç büyük rakamlara satılır. Bu yıl 96 bin liraya satıldığı gibi. Koç satışında Trakya’dan Ege’den ve Güney Marmara’nın birçok yerinden küçükbaş yetiştiricileri gelir. Adeta bir panayır yeri gibidir. Günler öncesinden hazırlıklar başlar. 

Eskiden katılımcıların oturacağı bir tribün yoktu ama katılımcıların heyecanı ve samimiyeti vardı. Şimdi katılımcılar azaldığı gibi yılların köklü üreticilerini göremiyoruz. Bunun iki nedeni var. Sosyal medyada eleştirilerde görüldüğü gibi koçların genetik özelliklerinin ve kondisyonlarına yönelik eleştirileri acaba idareciler dikkate alıyor mu?  

Eskiden satışa sunulan koçun tanıtımını ve bilgilerini kurumun koyunculuk şubesinde görevli Ziraat Mühendisi ve Veteriner hekimler verirdi. Şimdi profesyonel şirketler yapıyor. Sahi ya profesyonel şirket deyince aklıma geldi, Neden her yıl aynı şirket organize ediyor? Merak ettim. Bir de satış için bu şirkete kaç para ödeniyor?

Buraya kadar olanlar aslında incir çekirdeğini doldurmayacak konular. Asıl sorular şimdi geliyor.

Sorulara geçmeden önce küçük bir açıklama yapmak istiyorum. Hem de Bilal’e anlatır gibi. Ben bu kurumda 18 yıl çalıştım. Kurumun çıkarlarını korumak için öyle laf olsun torba dolsun diye konuşanlardan olmadım. Kurumun çıkarları ve güvenilirliği yanlışların önüne geçilerek onları dile getirerek yapılır. Yapılan yanlışlara sessiz kalmak yanlış yapanlara ortak olmaktır. Yani “Benim Merinos Çiftliğine hiçbir KİNİM yok. Olamazda.” Merinos Çiftliğinin potansiyeline ulaşması Bandırma’ya marka değeri katabilmesi için eleştirmeye devam edeceğim. Koltukta oturan müdürün adı sanı siyasal düşüncesi beni ilgilendirmiyor. Kuruma engel olmaya başladığı zarar vermeye başladığı andan itibaren eleştirilerim devam edecektir. Benim eleştirilerime “durup dururken bu nerden çıktı. Kuruma zarar veriyor diyen sevgili arkadaşım. Kuruma ben zarar vermiyorum. Kuruma zarar verenlerden korumaya çalışıyorum. Bunu da tek başıma da kalsam hangi siyasal ideolojiden olursa olsun herkese karşı yapmaya devam edeceğim.

Bu kısa açıklamadan sonra şimdi sorular.

  1. Türkiye’de Koyunculuk Konusunda görevli tek Araştırma Enstitüsü olan Merinos Çiftliği çiftçiye son on yılda kaç tane Damızlık koç satışı yaptı? Balıkesir Büyükşehir belediyesine verilenler hariç.
  2. Yine son on yılda kaç tane kurbanlık satışı yaptı? Enstitünün asli görevi kurbanlık satışı mıdır, yoksa damızlık materyal üretmek midir?
  3. Dönem dönem değişmekle birlikte 5-6 bin baş koyun varlığına ulaşan kurumun yılda 200-250 baş damızlık, 350-450 baş kurbanlık satması bir başarı mıdır?
  4. Özellikle son 2 yılda kuzuların ölüm oranı yüzde kaçtır? %7-8 rakamı kabul edilebilir bir rakam mıdır?  %7-8 lere varan ölüm oranının nedenleri nedir? Bunun önüne geçmek için gerekli önlemler alınmakta mıdır?
  5. 2004 yılında 1-2 yıl içerisinde tescil edileceği söylenen Bandırma koyunu 19 yıl içerisinde neden hala tescil ettirilemedi? Burada proje liderleri kadar kurumun gelmiş geçmiş yöneticilerinin sorumlulukları nedir?
  6. Koç satışıyla ilgili olmamakla birlikte makam aracı hafta sonları körfez ilçelerine hangi görevle gitmektedir? Bunun dışında yine Makam aracıyla Cuma günleri Ankara’ya evine giden müdür yine Bandırma’dan Ankara’ya giden makam aracıyla geri gelmekte midir?
  7.  Kurumu yönetemeyenler işçilerle uğraşır. %7-8’lere çıkmış ölüm oranına rağmen yıllarını koyunculuk şubesinde geçirmiş gerçekten liyakat sahibi işçilerin yerleri hangi gerekçeyle değiştiriliyor?
  8. Son olarak yıllardan beri bitmeyen mobing uygulamasının bu dönemde zirveye ulaştığını biliyorum. Yapılan mobingler sonrası son beş yılda kurumdan kaç kişi ayrılmıştır? Kurum tarihi içerisinde her türlü engellemeye, mobing uygulamalarına rağmen uluslararası dergilerde en fazla yayını çıkan hatta bir parazit türünü literatüre geçiren Su Ürünleri Mühendisi kurumdan neden ayrıldı? 

Can alıcı sorular bunlar. Bu soruları sadece ben değil Bandırma’ya Marka değeri katmak isteyen ve karlı bir koyunculuk yapmak isteyen herkes sormalı.

Ülkede tarım sektörünün yaşadığı zorluklar içinde bir koç fiyatının 96 bin TL olması sürdürülebilir bir durum mudur? Evet damızlık hayvan fiyatları her yerde yüksektir. Ancak et ve süt sorunun çözememiş ülkemizde koyunculuk konusunda özel bir görevi olan kurumun asli işi daha fazla damızlık hayvan yetiştirip daha çok üreticiye ulaştırmasıdır. Bir Araştırma Enstitüsünün başarısı sadece yüksek fiyatla sattığı bir hayvan ile ölçülmez. Onun başarısı Tarıma kattığı yeni teknoloji, bilgi, sorunlara çözüm getirmesi, uluslararası dergilerde yayınlaşmış makale sayısı ve aldığı atıflarla ölçülür.

Müfettiş Raporlarında “bir daha yönetici görevi verilmemesi” yönünde karar verilen ismi Üretim ve İşletme Bölüm Başkanı yaparsanız daha çok eleştiri alırsınız.

Çalıştığım dönemde yazılı olarak idareye verdim, Genel Müdür ve Müdürün bulunduğu toplantıda söyledim, asli görevi Koyunculuk olan bir kurumda Arıcılık, şubesi açıldı-kapandı, şimdi KAZ VE KÖPEK YETİŞTİRİCİLİĞİ şubesi açıldı. Ama yaklaşık 5-6 bin hayvanın olduğu, 20 bin dekar arazinin olduğu kurumda ÇAYIR-MERA VE YEM BİTKİLERİ ŞUBESİ/BÖLÜMÜ yok.

Koyunculuk Şubesi açısından ifade etmeliyim ki bu kurum İSMAİL ERDOĞAN VE YALÇIN YAMAN’ı çok arar.

Müdürler, teknik elemanlar değişti ama değişmeyen bir zihniyet var. Bu zihniyete karşı da ben eleştirmeye devam edeceğim.

Devamı gelecek…..    

12-05-2023