Bakan Faruk Çelik Bandırma 'da Merinos Çiftliği olarak bilinen Koyunculuk Araştırma Enstitüsü arazisini Zıraat Fakültesi olarak Üniversitemize tahsis etti. Merinos olarak bilinen yer Kurtuluş ve Kuruluş yılları öncesinde Yahudi bir ailenin çiftliğiydi. Akabinde devlet el koydu ve arazi yıllardan beridir devlet kontrolünde tarım ve özellikle koyunculuğumuzun ıslahı ve verimliliği için kullanıldı . Bir KİT olarak adı üzerinde çiftlik olarak çalışıyordu.
Bandırmalılar kar amacı gütmeden siyasi mecraların kadrolaşma ünitelerinden biri olarak bildiği bu yerden zaman zaman çiftlikten geceleri çalınan hayvanların haberlerinden başka dişe dokunur bir hizmet duymadı.. Yerli koyun ırkı ve ıslahı konusunda yakın yıllarda gösterilen müthiş çabaları ayrı tutuyorum.
Bakan Faruk Çelik'in de ifade ettiği gibi "Burada yapılanlar var ama yapılması gerekenler de var. Bana nitelikli damızlık koçların sayılarının düşük seviyelerde kaldığı söylendi. Bu hızla bizim hayvan ıslahını gerçekleştirip, küçükbaş hayvanda gelmemiz gereken noktaya ulaşmamız mümkün görünmüyor. Bundan dolayı bizde buraları daha verimli hale getirmek içiçalışacağız. Özellikle üniversite ile ortak bir çalışma içerisinde olup öğrencinin pratik ve uygulama alanı enstitü olacak şekilde bir sistemi Türkiye’nin birçok yerinde olduğu gibi Bandırma’mız da da uygulayacağız" düşüncesine katılıyorum.Mevcut yerin Zıraat Fakültesi bünyesinde çok daha verimli bir çalışma göstereceği düşüncesindeyim. Bandırma Üniversitesi'nin Zıraat Fakültesi ile kimliğine büyük katkı yapacağı kuşkusuz Lojistik konumuyla konusunda iddialı bilimsel çalışmalar yapılacağına da eminim.
22 Bin dönüm gibi çok büyük ve verimli bir arazinin Fakülteye daha doğrusu Bandırma Üniversitesinin bir dünya üniversitesi olma yolunda çok kritik bir aşamanın eşiği olacağını düşünüyorum.
Bu aşamadan sonra en kısa sürede bir Tıp Fakültesi branşının da kısa sürede gündeme geleceği Üniversite bünyesine katılacağı kuşkusuz. Çünkü açıkça görülüyor ki Bandırma Devlet Hastanesi çok başarılı performansına rağmen bölgeye yetişemiyor. Çok acil beklentimiz var.
Bir araştırma hastanesi olarak tıp alanında ülkemize katkı yapacak modern cihazlarla kurulacak bölümleriyle Güney Marmara'dan Balıkesir ve Bursaya ölüm yolculuğuyla taşınan hasta vatandaşlarımızın çığlığına da neşter vuracak.
Burada dikkat ettiyseniz sürekli Bandırma Üniversitesi adını kullanıyorum. Evrensel anlamda bir üniversiteden bahsediyorsak Bandırma Üniversitesi adından On Yedi Eylül ekini çıkarmamız gerekiyor.
Bandırma adının evrensel anlamda yeterli bir kimlik olduğunu düşünüyorum.
Evrensel bilim yuvalarında ; halklar arası, geçmişe dayalı kin ve nefreti sürdürecek isim ve takıların olmaması gerektiği düşüncesindeyim.
9 Eylül,17 Eylül ,18 Eylül Son Kurşun gibi isimlerin kan intikam ve savaşı çağrıştırmaktan düşmanlıkları tazelemekten kin üretmekten başka hiç bir yararı yok milli duygularımızada bir artısı yok. Üniversite evrenseldir.
İşgalden kurtuluşun özgürlük ve bağımsızlığımızın simge günlerini kendimizce yaşayalım yaşatalım. Bizim için Bandırmalılar için milli duygular önemlidir. Ama Bandırma gibi İstanbul'dan önce dünyanın ticaret merkezi olmuş KYZİKOS gibi bir tarihi konumu olan geleceğin metropol kenti adayı olmayı hedefleyen yerde Üniversite gibi adında evrenselllik kriterleri ihtiva etmesi gereken bir kurumda bu savaşı hatırlatan ekleri kullanmak doğru bir yaklaşım değil.
İçinde dünyanın her yerinden gençlerin bir araya geleceği muhtemelen Yunanistandan da gelebilecek gençlere bakın dedelerinizi nasıl kovmuştuk yaklaşımıyla değil birlikte fikir düşünce ve bilginin harman edileceği bilim ve irfan merkezi olmanın gururyla yaklaşmamız gerekiyor. Bilimsel bir kurumda iki komşu halkın geçmişe dayanan acılarını mübadele felaketini hatırlatan tarihi günü gözlerine sokmaya gerek yok . Bu hamasi yaklaşımı geleceğe taşımanın hiç bir faydası olmadığı düşüncesindeyim.
Geçtiğimiz günlerde vefat eden Fidel Castro daha öncesinde Che Guevvera nın dahi Bandırma ismini telaffuz ettiğini hatırlatırım. Bandırma adı evrensel anlamda üniversitemize yeter . Son kurşun, yunanlıları denize döktüğümüz kovaladığımız gün gibi milli günlerimizi evrensel bilim yuvalarına takı yapmamız gerekmiyor. 2 yıl işgal gören Bandırma bunu o kadar kompleks yapmamalı sonuçta geldiler direnişi gördüler ve gittiler.
Geleceğe barış içinde yaşayabilmeyi başarmış komşu halkları da rencide etmeyen anlayışla yürümemiz bizi yüceltir. Milli günlerimizi hatırlatacak ihya edecek çok sayıda konu var diye düşünüyorum.
MEHMET LEVENTOĞLU